Çıkış Yolu başladı: Perinçek'ten gündeme dair açıklamalar

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında Ulusal Kanal Muhabiri Dilek Doğan ve Aydınlık gazetesi Haber Müdürü Özlem Konur Usta'nın gündeme dair sorularını yanıtladı.

'ŞU ANDA İHMAL DİYENLER FESAT TAKIMIDIR'

Programın açılışında Vatan Partisi Genel Başkanı'na Erzincan İliç'te meydana gelen göçük hakkındaki fikirleri soruldu. Perinçek meseleye dair görüşlerini şöyle açıkladı:

Hepimizin merakı kaygılarımız orada heyelanın altında kalan 9 canımızı oradan kurtarmak. Oradan sağ salim çıkmaları, bütün Türkiye onlara kavuşsun. Benim de özel bir durumum var. Ben İliç’ten göçen Mustafa Efendi’nin torunun oğluyum. Orada göçük altında olan madenci kardeşlerim benim hemşehrimdir. Kurtulmalarını diliyorum. Merakımız ve beklentimiz burada.

Vatan Partisi Genel Başkanı, ihmal iddialarını dillendirmenin şimdi sırası olmadığını vurguladı. Perinçek ayrıca bu iddiaları olay yaşanır yaşanmaz dillendirenlerin fesat takımı olduklarını söyledi. Genel Başkan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

Bu arada birdenbire ihmalden bahsetmek, fitne fesada başlamak olmaz. Ümit Özdağ nereden biliyormuş ihmali, iki dakikada ihmali nereden öğrendi? Bir kere şu canlarımızı kurtaralım. Ondan sonra gerekli araştırmalar yapılsın. Gerekli bilgiler toplansın. Daha bir saat olmadan bunları söyleyenler fesat takımıdır.

'REKTÖRÜ KUTLUYORUM'

Doğu Perinçek, sosyal medyada gündem olan İstanbul Üniversitesinin vatandaşlara açılması kararı için rektörü kutladığını açıkladı. Üniversite binasının Türkiye'nin 200 yıllık emperyalizme mücadelesinde önemli bir karargâh olduğunu vurgulayan Perinçek konuşmasına şöyle devam etti:

O bina eski Harbiye Nezareti’dir. Bizim İstiklal Savaşımız (1914 – 1922) orada yönetilmiş. O bina hep emperyalizme karşı savaşın bir karargahı olmuştur. Tabi o karargahı vatandaşlarımızın gezmesi, o 200 yıllık emperyalizme karşı mücadelenin iyi anlaşılması anlamına geliyor. Vatandaşımız gezmeli orayı. Vatandaşımızın gezmesinden oradaki öğrencilerimiz de mutluluk duyacak. Sayın Rektörü tebrik ediyorum.

Bu kararın vatandaşların emperyalizmle olan mücadelemiz için esin kaynağı olacağı vurgulayan Genel Başkan, bu karara karşı çıkmanın da yine bir fitne ve fesat girişimi olduğunu ifade etti.

Perinçek, Ümit Özdağ'ın ortaya attığı öğrenci ve akademisyenlerin korkacağı iddialarına dair de şunları söyledi:

Aklı fitne fesada çalışıyor. Kendi üniversitelerimizde de böyle olaylar yaşanıyor. Oraya gelenler turist değil vatanseverler. Türkiye’nin vatanseverlik duygularını kamçılamak için alınan bir kararda bir milliyetçinin rahatsız olması için bir sebep yok. Ancak sizin ABD ve İsrail ile bağlantılarınız varsa tabi siz her olayda karamsarlık ve kargaşa yaratmak için fitne ve fesat kışkırtmak için mücadele edersiniz.

'KARARLAR KESİNLEŞMEDİ'

Son günlerde gündem olan 450 hakim ve savcının geri döndüğüne dair yorumlarda bulunan Perinçek, bu kararların kesinleşmediğini açıkladı. Konuyu dikkatlice araştırdığını ifade eden Doğu Perinçek, yargının bu konuya dair kesin kararını beklemenin en doğrusu olduğunu ifade etti.

Bu iddiaları araştırdım. Kesinleşmiş bir karar yok. Danıştay 5. İdari Mahkemesi bazı kararlar almış. Söylendiğine göre toplam 450 hakim ve savcı hakkındaki ihraç kararı alınmış ancak bu karar henüz kesinleşmemiş. Neden kesinleşmemiş? Birincisi idare yani hükümet Danıştay’ın bu kararına itiraz etmiş. Bu itiraz haklı görülürse karar kesinleşmeyecek. Yani süreç devam ediyor. Dönmek gibi bir olgu yok. Ancak buradaki hassasiyeti görüyoruz ve katılıyoruz.

Haksızlığa uğradıklarını düşünenlerin mahkemeler yoluyla haklarını aramasının doğal olduğunu vurgulayan Genel Başkan, FETÖ'yü affetmek gibi bir düşünceye sahip olan bir hükümeti Türkiye'nin taşımayacağını söyledi.

'ORDUDA ATATÜRK ROZETİ TAKAN TAKMAYAN DİYE BİR AYRIŞMA YOK'

Vatan Partisi Lideri, Tuzla Piyade Okulunda 7 teğmenin ihraç edilmesi konusunda takan takmayan diye bir ayrımın bulunmadığını takmanın bir emir olduğu ifade etti. Perinçek konuya dair şunları ifade etti:

Takan takmayan diye bir gruplaşma yok. Atatürk rozeti takmayan üç kişi. Teğmenlerin piyade sınıf eğitimi gördüğü okul. Teğmen rütbesini alanlar o okulda. Takmamaları disiplinsizlik. Orada bir tercih yok. Sizin orduda üniforma giyerim giymem diye bir seçme hakkınız var mı? Emirle her şey olur. Demek ki o gün Atatürk rozeti takılması emredilmiş. Üç teğmen bu emri dinlememiş. Yani ordunun içinde bir bölünme varmış gibi manzaralar gerçek değil.

Genel Başkan konuşmasının devamında diğer teğmenlerin de rozet takmayanlara yaptığı müdahalenin bir disiplinsizlik örneği olduğunu söyledi. Perinçek, "Silahlı Kuvvetler üniversite kantini değil. Oralarda öyle tartışmalar olur ama TSK’de emir neyse o uygulanır. Onun için öğrenci yurdunda olduğu öğrencinin kendisi o olaya müdahale edemez. O emri veren komutanlar o işlemi yaparlar. Oradaki bazı Atatürk sevgisi olan teğmenlerimizin müdahalesi de disiplinsizlik. Orada bir teğmene düşen sorumluluk komutanına o durumu bildirmelidir." dedi.

'TÜRK DEVLETİ ZAAF İÇİNDE'

Efkan Ala’nın DEM Parti'ye geçtiğimiz günlerde yaptığı çağrının doğrudan PKK’ya yapılmış bir çağrı olduğunu söyleyen Doğu Perinçek, PKK ile hangi sorunları çözebilirsiniz diye sordu. Genel Başkan konuya dair şunları ifade etti:

Bu ABD’ye uyumlu bir rotaya girmenin nerelere varacağını bize gösteriyor. Sanıyorum sayın Cumhurbaşkanı Efkan Ala’nın bu utanç verici açıklamasını paylaşmaz. PKK ile hangi milletin problemini çözeceksiniz? Türk milletinin probleminin çözemezsiniz. Kürdün hiçbir problemini çözemezsiniz. ABD’nin problemini Efkan Ala çok güzel çözer. ABD’nin İkinci İsrail problemini çok güzel çözer. DEM Parti’ye destek olun demek, PKK’ya destek olun demektir. Türk devleti zaaf içinde derken bunu söylüyorum.

Perinçek, devletin zaafının Efkan Ala'ya bu cesareti verdiğinin altını çizdi ve konuşmasını şöyle sürdürdü.

Anayasa Mahkemesi o partiyi kapatmıyor. Maliye Bakanlığı gidiyor 540 milyon lira veriyor. Ondan sonra Efkan Ala çıkıyor, PKK’ya sesleniyor: "Destek olun problemleri çözelim." Türk devleti, Anayasa Mahkemesi ve Ak Parti iktidarı ile zaaf içinde. PKK’ya karşı mücadele eden bir TSK var bir de Türk polisi var. Ancak onları arkadan kurşunla vursunlar ve yollara mayın döşesinler diye DEM Parti’den medet uman, PKK ile işbirliği çağrısı yapan iktidar mensupları ve Anayasa Mahkemesi çoğunluğu var.

'CHP KİMLİĞİNİ KAYBETTİ'

Vatan Partisi Lideri, Cumhuriyet Halk Partisi'nin içindeki tartışmalara da değindi. Perinçek CHP'nin bir partiden çok bir cümbüşe benzediği vurguladı ve şu değerlendirmelerde bulundu:

CHP partiden çok cümbüşe benziyor. İçinde bir kargaşa var. Disiplin yok, ok yok, hedef ve program yok. Liderlik yok. Devamlı bir kavga var. Onun sebebi CHP’nin kimliğini kaybetmesi. Bunu yaşadığı için bir kargaşalık ve bunalım içerisine düştü. Çok uzun yıllardan beri böyle. Kökenini 1945’e kadar götürebiliriz. 1973’e kadar tabi İsmet Paşa istifa edene kadar bir Cumhuriyet Halk Partisi vardı, bir disiplini, Atatürk devrimiyle bağlantıları vardı fakat daha sonra bir sosyal demokrasi sürecine girdi.

Perinçek CHP'nin girdiği sosyal demokrasi sürecinin partide bir kimlik bunalıma yol açtığını söyledi. Bu süreç ile CHP'nin emperyalist sistemle uyumlu bir çizgiye yöneldiğini söyledi. Bu çizginin de CHP'yi hep kargaşaya doğru yönelttiğini ifade etti.

Yıllar ilerledikçe bu bunalımın daha derinleştiğini söyleyen Perinçek, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Türk Devrimi'nin programı olan Altı ok ile ilgili "Babaannemin resmi gibi duvarda duruyor." dediğini anımsattı. Bu örnekle altı okun CHP için zamanla önemi kalmadığını söyledi. Genel Başkan değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

Bu yetmedi emperyalizme. Kemal Kılıçdaroğlu bir tertiple başa geçirildi. O zaman Kemalist Devrimi katliam, zulüm ve baskı diye ilan eden bir yola girdi. Arşivlerde açarlarsa görürler. Dersimciliğe kadar bir yol. O da yetmedi emperyalizme şimdiki tablo ortaya çıktı.

Doğu Perinçek'ten Erzincan'daki maden faciasıyla ilgili açıklamaGündem