Çıkış Yolu başladı! Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Türkiye ve dünyanın gündemini değerlendiriyor
Vatan Partisi Lideri Perinçek, Diyanet’in son hutbeleriyle ilgili soru üzerine ‘Bu hutbeler, Mehmetçiğimize kurşun sıkmış bir terör örgütünü koruyor kolluyor. Fırat Kalkanı Harekâtı’nda Mehmetçiklerimize kurşun sıkan ve şehit eden gruplardan biri de ‘Doğu Türkistan İslam Partisi’nin terörisleridir.'
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da katıldığı Çıkış Yolu programında, Diyanet İşleri Başkanlığının son yayınladığı Cuma hutbelerine “Doğu Türkistan’da zulüm” ifadelerinin eklenmesine yönelik soru üzerine değerlendirmede bulundu. Çin Halk Cumhuriyeti’nin bugün İslam dünyasının yanında, Filistin’i en güçlü destekleyen ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Perinçek, devamında şu değerlendirmelerde bulundu:
‘İSLAM DÜNYASINDA HOŞ KARŞILANMAZ’
“Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu hutbelerini HAMAS’a, Gazze halkına, Filistinlilere veyahut da İslam dünyasının bir ülkesinde insanlarımıza bu hutbeleri okuyun, hiç biri hoş karşılamayacaktır. Çünkü bugün İslam dünyasına bakıyoruz, İslam dünyasının bağımsızlığının, egemenliğinin, insanca yaşama gayretinin yanında olan olan ülkeler belli. Bunların en başında Çin geliyor, Rusya var, İran var. Ama maalesef bizim Diyanet İşleri Başkanlığımızın bunu üzüntüyle karşıladım çünkü değer verdiğim bir insandır DİB Başkanı, ve o DİB başkanlığına bağlı imamlarımızda çok değer verdiğimiz insanlar, büyük çoğunluğu öyledir. Onlar bütün yapılan haksızlıkların karşısında oldu ama burada İslamın aynı cephede olması lazım. Yani İslamın dostu olan ülkeleri vurmanın alemi yok. Ben ilk defa 1977’de Çin’in Uygur bölgesine devlet konuğu olarak gittim. O günden bu yana da altı kez gittim. En son 2019’da gene orayı ziyaret ettim ve yalnız değildim. AK Parti’den de arkadaşlar vardı, Faik Işık gibi. CHP’den de Prof. Dr. Birgül Ayman Güler gibi veya MHP’den de arkadaşlarımız vardı. Onlar da gördüler.
‘UYGUR BÖLGESİNE DEFALARCA GİTTİM’
“Urumçi, Kaşgar ve Sinciang bölgesine her gidişimde bizi camilere götürürler. Orada ibadet eden insanlar, tamir edilmiş ve tekrar ibadete kavuşturulmuş, yüzlerce yıllık tarihin içinden gelen camilerde özgürce ibadetlerini yapan, çağ atlayan insanlar. Afganistan’la ya da İslam ülkeleriyle karşılaştırın, Çin’de yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Tatarlar, Hui milliyeti… Müslüman olmuş 80-90 milyon Çinli, onların yaşadığı bölgelere de gittim. Onların nasıl refah içinde yaşadıklarını, özgür olduklarını da gördüm. O bakımdan Diyanet İşleri Başkanlığının bu paylaşımları İslam dünyasının duygularını paylaşan hutbeler değil. Bu hutbeyi ne Endonezya’da ne Cezayir’de ne Suriye’de ne Irak’ta ne de Filistin’de insanlara dinletemezsiniz. Hepsi size isyan edecektir. ‘Çin’in iç işlerini hedef alıyorsunuz, ABD-İsrail’in hizmetinde misiniz?’ diye sorarlar.
‘BUNLAR MEHMETÇİĞİMİZE KURŞUN SIKANLAR’
“Kaldı ki Türkistan İslam Partisi adını taşıyan parti, Birleşmiş Milletler ve Türkiye tarafından terör örgütü kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin terör örgütü olarak tanıdığı ve Mehmetçiğimize kurşun sıkmış bir terör örgütünü koruyan kollayan hutbeler oluyor bunlar. Fırat Kalkanı Harekatı’nda bizim Mehmetçiklerimize kurşun sıkan ve şehit edenlerden biri de bu ‘Doğu Türkistan İslam Partisi’nin teröristleridir. ABD ve İsrail’e karşı Fırat Kalkanı Harekatı yapan Mehmetçiğimizi şehit etmenin İslamiyet’le, müslümanlıkla hangi izahı vardır? Bu mümkün değil.
‘İKTİDARDAN VERİLEN EMİRLE YAPIYORLAR’
“Diyanet İşleri Başkanlığının bu tutumunun AK Parti iktidarından geldiğinin kanısındayım. Şimdi Amerika’ya yanaştılar. En son Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Amerika’daydı. Amerika’yla uyum halinde bir çizgiye girdiler. O çizginin Diyanet’e yansıması oldu. İktidar makamlarından verilen emirle. O iktidarın Amerika ve İsrail uyumlu politikasının Müslümanlıkta bir yankı bulması çok acı. Amerika ve İsrail bugün İslamın düşmanı ve bizi katleden şehit eden ülkeler. İsrail’in yanında bir Diyanet İşleri Başkanlığını kabul edemiyoruz.
‘ABD’NİN KAYNAK SAĞLADIĞI ÖRGÜT’
“Sonuç itibarıyla o hutbelerde övülen Doğu Türkistan İslam Partisi, PKK’nın da beraber hareket ettiği, birlikte eylemler yaptığı ve Amerika’nın bütçesinde kaynak sağlayan bir örgüt. ABD emperyalizminin her yıl yayınladığı ve en son yayınladığı bütçesinde de Doğu Türkistan İslam Partisi’ne 100 milyonlarca dolar bütçelerden kaynak veriliyor. Bunun Müslümanlıkla ne ilgisi var? Bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız nasıl olur da ABD ve İsrail’e paralel ve onunla aynı duyguları ve eylemleri paylaşabilir?
‘ERBAŞ FİLİSTİNLİLERE SÖYLESİN BAKALIM NE CEVAP ALACAK’
“Filistinlilerle bunları bir tutuyorlar. Ben HAMAS liderleriyle görüşüyorum. Beni iki defa ziyaret ettiler. Diyanet İşleri Başkanımız da görüşsün. Onlara Çin Halk Cumhuriyeti’nin İslam’a zulüm yaptığını söylesin bakalım Filistinliler ona hangi cevabı verecektir. Ben Sayın Ali Erbaş’a bunu öneriyorum. Dünyadaki Müslümanlar uzun yıllardan bu yana Çin Halk Cumhuriyeti’nin kendi yanlarında olduğunu biliyor. “Ben İran devletinin davetiyle Filistin halkıyla dayanışma toplantısına gittim yakın zamanda. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin de katıldığı toplantıda, orada baş konuşmacılardan biriydim. Orada Çin Halk Cumhuriyeti’nin de temsilcisi vardı. Ama ABD’nin İsrail’in bir temsilcisine hiç rastlamadım. Toplantıda herkes Çin’i yanında gördüğü için ve Çin ve Rusya’nın desteği olmadan Filistin’in kurtuluşunun bugünkü dünya dengelerinde mümkün olmadığını gördüğü için, o toplantılarda hiç kimse Çin düşmanı tavırları paylaşmaz, rastlayamazsınız.”
KİLİSE SALDIRISINA KARIŞAN UYGURLAR
Perinçek programda, İstanbul Sarıyer’de gerçekleşen Santa Maria Kilisesi saldırısına karışanların içinde ‘Doğu Türkistan İslam Partisi’ne bağlı üç Uygur kökenlinin olduğu, bunlardan birinin Türkiye’de faaliyetlerini yürüten Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği’nin yönetim kurulu üyesi olduğu ve bu kuruluşun yöneticilerinin Diyanet ve İHH toplantılarında protokollerde ağırlandığının hatırlatılması üzerine şu yorumu yaptı: “Bu tür kuruluşlar Uygurları ateşe atmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Diyanet’in böyle bir politikaya hizmet etmesi, bunun arkasına takılması Amerikan politikaları. Çin’in güvenliği Türkiye’den, Türkiye’nin güvenliği Çin’den başlar. Bu dengeleri ve dünyadaki saflaşmayı dikkate almadığımız zaman, ABD ve İsrail’in aleti oluruz. Büyük kuvvetleri Hamas ve Filistin’in arkasında hazır hale getirmeyi biz de söylüyoruz ama bu esas olarak Hamas’ın ve Filistin’in politikası. Filistin halkı Arap dünyası arasında entelektüel birikimi ve savaş ruhu, kahramanlık özellikleri çok ileri olan bir millettir. Onlar dengeleri net görüyorlar.”