Cin çıkmamış can çıkmış, kime ne?
Gazetelere geçen hafta yansıyan haberde genç bir kadının “psikolojik tedavi” amaçlı, Türkiye’nin başkentinde, bütün ailesinin içine karıştığı cinci hocalı, falakalı, hacamatlı cin çıkarma seansında can vermesiyle irkildik. Din kisvesi altında toplumu saran şarlatanlıklardan, cincilik, vb hurafelere verilen primlerden, yasadışı tarikat ve cemaatlerin toplumu sarmasından en büyük zararı kadınlarımız ve çocuklarımız görüyorlar. Uyuşturucu bağımlılığı gibi, neoliberal kültürel yozlaşma gibi, tarikatlar, cemaatler, şeyhler, dervişlerle uyuşturulmak da emperyalizmin Türkiye’yi kuşatma planlarının parçası. Cumhuriyetimiz bunu yüz sene önce tespit etmiş, devrim kanunlarını çıkarmış, “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” demiş, neden uygulanmıyor? Hadi siyasiler oy hesabı yapıyor, peki diğer, pek laikçi ve fondaş, yaratıcı yıkıcı derneklerimiz, “sivil toplumumuz” ne yapıyor? Ne bu sorunlarla, ne Cumhuriyet Devrimiyle ilgileniyorlar. Varsa yoksa emperyalizmin İstanbul Sözleşmesi’ni propaganda ediyorlar. Temel ve tarihsel sorun mandacılık…