Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD demokrasisini eleştiren rapor yayımladı
Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD'de demokrasinin durumunu eleştirdiği yıllık raporunu açıkladı.
"ABD'de Demokrasinin Durumu 2022" başlıklı raporda, "Amerikan demokrasisinin ülke içinde kaosta olduğu, demokrasiyi ülke dışına pazarlama ve dayatma çabalarının ise dünya çapında kargaşaya ve felaketlere yol açtığı" öne sürüldü.
Raporda, ABD'de 2022'de demokrasi görüntüsü altında siyasetin işlevini yitirdiği ve toplumun daha fazla bölündüğü bir tablo sergilendiği belirtilerek, paranın etkisinin, kimlik politikalarının, sosyal bölünmelerin ve zengin ile fakir arasındaki uçurumun büyüdüğü savunuldu.
Amerikan demokrasisinin arızalarının siyasetin ve toplumun hücrelerine nüfuz etmiş olduğu iddiasına yer verilen raporda, bunun ABD'nin yönetimsel ve kurumsal zafiyetini daha fazla ortaya çıkardığı görüşü ifade edildi.
Raporda, ABD'nin demokrasisinin kendi içindeki çok sayıda problemini ve kurumsal krizini görmezden geldiği ve kendini dünyaya ısrarla demokrasinin modeli ve yol göstericisi olarak sunmayı sürdürdüğü, bu tutumun demokrasisinin hastalıklarını derinleştirirken diğer ülkeler için acı sonuçlara yol açtığı fikri vurgulandı.
Bir ülkenin demokrasi olup olmadığına, bir ülkede demokrasinin nasıl gelişeceğine o ülkenin halkının karar vermesi gerektiğinin vurgulandığı raporda, "Demokrasi insanlığın ortak değeridir ancak tüm ülkeler için geçerli olacak tek bir siyasi sistem modeli olamaz. Haklılığı kendinden menkul birkaç ülkenin demokrasi konusunda diğer ülkeleri suçlamaya hakkı yoktur." değerlendirmesine yer verildi.
Çin yönetimi, tek parti iktidarına dayalı kendi modelini, demokrasi olarak görüyor ve öyle tanımlıyor. Ülkeyi yöneten Komünist Parti, Çin'deki demokrasi pratiğinin halk egemenliğinin kurumsal güvenceye alındığı "bütüncül süreç demokrasisi" olarak tanımlıyor.
Çinli propagandistler, bu pratikte siyasi katılımın yok denecek ölçüde sınırlı kaldığı eleştirilerine ise Batı'daki çok partili katılımcı demokrasilerin "yabancılaştığı ve yozlaştığı" teziyle karşılık veriyor.
Bu tezde, Batılı demokrasilerde temsil kurumlarının yozlaşmasının, paranın ve ekonomik gücün yegane belirleyici olduğu bir sistem yarattığı, yerleşik çıkarları temsil eden siyasi partilerin küçük azınlıkların çoğunluğa hükmetmesi sonucunu doğurduğu eleştirisi dile getiriliyor.