Üreticilerden tarihi mesaj: Batı'ya hapsolmadan Çin ve Asya ile ilerleyelim

Yedincisi düzenlenecek olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı'nın (CIIE) Türkiye Tanıtım Toplantısı İstanbul’da düzenlendi. Her yıl Shanghai’da yapılan fuar, 5-10 Kasım 2024 tarihlerinde toplanacak. Fuarın tanıtım toplantısına çok sayıda iş insanı, Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu ve Çin Uluslararası İthalat Fuarı Genel Müdür Yardımcısı Ge Hong katıldı.

İLK İTHALAT TEMALI FUAR

Toplantıda konuşan Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, fuarın dünyanın ilk ithalat temalı fuarı olduğunu hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda sergilenen ürünleri dünyanın dört bir yanından ithal edilen ürünlerden oluşmaktadır. Bu fuar Çin’in önemli bir dışa açılma adımıdır ve Çin pazarının muazzam çekiciliğini gözler önüne sererek tüm dünya için güzel bir fırsat sunmuştur. İthalat fuarı Çin ile dünyayı birbirine bağlayarak, Çin'in kalkınma başarıları ile tüm dünyaya fayda sağladı. 2023 yılında 6. Çin Uluslararası İthalat Fuarı 154 ülke, bölge ve uluslararası örgütten katılımcıları ağırladı ve 78,41 milyar ABD doları değerinde anlaşmalar imzalandı.

‘TİCARET FAZLASI POLİTİKAMIZ YOK'

“Çin hiçbir zaman kasıtlı olarak bir ticaret fazlası peşinde koşmamıştır. Diğer ülkelerin kaliteli ürünlerinin Çin pazarına girmesini memnuniyetle karşılamaktadır. Çin'in önemli bir ticaret ortağı olarak Türkiye, fuarın başlangıcından bu yana Çin’le derin bir bağ kurmuştur. Her yıl Türkiye’de öne gelen birçok firma aktif şekilde fuara katılarak, ev aletleri, gıda gibi çeşitli ürünlerini fuarda sergilemiştir. En yüksek katılımda firma sayısı 70’e ulaşmıştır. Ancak son yıllarda, fuara katılan Türk şirketlerinin sayısı ve ürün çeşitliliğinde azalma yaşanmış. Bundan sonraki süreçte daha fazla kaliteli Türk ürünü ve hizmetinin bu fuar aracılığıyla Çin pazarına girerek Çin'deki fırsatlardan yararlanmasını bekliyoruz. Aynı zamanda, Çin-Türkiye ticaret yapısını daha da optimize etmeyi ve daha iyi bir ticaret dengesi sağlamayı umuyoruz.”

DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu ise rekabetçi Türk şirketlerinin Çin pazarında beğeni kazanacağından emin olduğunu kaydetti. Kurdoğlu, şu vurguları yaptı:

“İki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha da ileriye taşımak, işbirliğimizi pekiştirmek ve karşılıklı fayda sağlayacak projeleri hayata geçirmek için toplanmış bulunmaktayız. Türkiye ve Çin köklü tarihleriyle dünyanın önemli ticaret merkezlerinden ikisidir. Son yıllarda çok boyutlu ilişkilerimizin de arttığı ve iki ülke iş insanlarının daha fazla bir araya geldiği de görülmektedir. Ancak ne yazık ki ciddi bir açık vermekteyiz. 2023 yılında Çin’e ihracatımız yaklaşık 3,3 milyar dolar iken ithalatımız 45 milyar doların üzerindedir. Bu dengesizliği azaltma yolunda atılacak adımlar hem ekonomimizdeki dış ticaret açığımızı kapatmak hem de Çin ile dengeli ticari ilişkiler geliştirmek açısından oldukça önemlidir. Türkiye’den Çin’e ihracatın artması için iş insanlarımıza CIIE fuarını fırsat olarak görmesini tavsiye ederiz. Çok rekabetçi şirketlerimiz var. Batı ülkelerine ihracat yapan bu şirketlerimizin, Çin’de de kendilerine bir pazar bulabileceğine inanıyoruz. Türk ürünlerinin kalitesinin ve rekabetçi fiyatlarının Çinli tüketicilerin beğenisini kazanacağından eminiz.”

FUAR İLE ASYA POLİTİKASI GELİŞTİRİLİYOR

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık da Ulusal Kanal’dan Dilek Doğan’ın sorularını yanıtlayarak, fuarın Türk ihracatçıları için önemini aktardı. Işık, şunları dile getirdi:

“Bu fuar Çin’in hem ürün gamlarının genişletmesini hem de ihracatlarının ve ithalatlarının artmasını sağladı. Türkiye ile ilişkileri ve Kuşak Yol Projesi onların en büyük hedeflerinden bir tanesidir. Ona olan samimiyetlerini gösterdiler. Biz de EİB olarak bu doğrultuda politikamızı belirledik. Önceki ithalat fuarlarının altısına da katıldık. Bu fuarların en önemli özelliği; Çin halkının yaşam şeklini gözlemlerken, aynı zamanda Asya politikanızı da geliştiriyorsunuz. Çünkü 154 tane ülke katılıyor. Her katılan ülke kendi ürünlerini getiriyor. Dolayısıyla ‘Dünya trendleri nereye gidiyor, tüketici alışkanlıkları nereye gidiyor?’ görüyorsunuz.

‘UYGUN FİYATLA ALIP İHRACAT YAPIYORUZ’

“Bizim Çin’e ihracatımız az. Tabii ki gönül bunun çoğalmasını istiyor. Ama ortada bir gerçek de var. 45 milyar dolara gelmiş bir ticaret hacmi var. Bir ülke ile bu boyutta ticaret yakınlığına gelmek kolay bir şey değil. Ciddi bir ticaret açığımız var. Bunu iyi analiz etmemiz gerek. Açığın içinde yatırım mamulleri, ara mallar var. Türkiye’nin tedarikçisi Çin. Biz onlardan bu ürünleri alıp, ihracat yapıyoruz. İhracat için 300 milyar dolarlık hedef koyduysak; uygun fiyatlarla ham madde almamız da önemli. Dolayısıyla sadece ihracatı değil bu tür işbirliklerimizi de geliştirmeliyiz. Onun için bu toplumla daha yoğun bir ilişki içine girip hem Çin hem de Asya pazarında var olmalıyız. Asya pazarı bizim için çok önemli. Biz bu pazarı büyütmek zorundayız. Risklerimizi dağıtmak durumundayız. Sadece Batı ağırlıklı bir çalışma bizi geri itiyor. Fakat hemen olmuyor bu. Kültürel farklılıklar var. Tüketim alışkanlıkları farklı. Ama yol alıyoruz.”