Çin'de hukuk fakültelerinde izletiliyor: Qiu Ju’nun Hikayesi
Sino Turkish Studies'de yer alan bir incelemede, 'Qiu Ju’nun Hikayesi’ filmi analiz edildi. Çin'de hukuk fakültelerinde 'Hukuk Başlangıcı' derslerinde izletilen film, Çin hukuk sistemi hakkında ayrıntılar sunuyor.
Sino Turkish Studies, Qiu Ju’nun Hikayesi’ filmini analiz etti. Çin’deki hukuk fakültelerinde mutlaka ‘Hukuk Başlangıcı’ derslerinde izletilen, akademik çevrelerin üzerine tezler ve değerlendirmeler yazdığı bir film olan ‘Qiu Ju’nun Hikayesi’, Çin’in kuzey eyaletlerinden biri olan Shanxi’nin dağlık bir köyünde geçiyor. Filmin hukuk çevrelerince çok dikkatli ele alınmasının nedeni, köylü bir kadının Çin hukuk sistemi içindeki basamakları birer birer tüketme aşamalarının çok ayrıntılı ele alınması ve bir yandan da hukuksal anlamda tatmin edici kararlara ulaşmanın zorlukları ile kolaylıklarının yalın şekilde gösterilmesidir.
Özellikle Deng Xiaoping ile başlayan ‘Açık-Kapı Politikası’ ile birlikte Çin, 1978’den sonra ciddi bir kanunlaşma yoluna gitmiştir. Bununla beraber mahkemelerin yapısı ve kanunların uygulanması da Türk Devrimi’nin aksine doğrudan değil; geleneksel yöntemlerin modern yöntemlerle birlikte harmanlanması ile bugünkü halini almıştır. Zira Türk hukukunda yeni yeni yerleşen arabuluculuk kurumu, Çin’in en geleneksel sorun çözme yöntemlerinden biri olarak bugün dahi ele alınmaktadır.
'EMİRLERİ TAKİP EDİYORDUM'
Filmin esas konusu, geçim kaynağı tarım olan bir köyde, köy sakinlerinin oyları ile seçilen ve köydeki tarımsal faaliyetlerin işleyişini yöneten şefin bir köylüyü itip basit bir şekilde yaralanmasına odaklı olarak gelişen olaylar üzerine kurgulanmıştır. Qiu Ju, eşi Qing Lai’nin şef tarafından tartaklanmasını hazmedememiş ve onu eşinden özür diletmek için köydeki polis şefine başvurmuş, polis şefi arabuluculu rolü oynayarak, Qing Lai’nin sağlık masraflarına karşılık gelen 200 yuan ile sorunun çözülmesi konusunda tarafları anlaştırmıştır. Şef, köydeki polis şefine ‘Ben sadece emirleri takip ediyordum.’ diyerek Şef olmanın onu köy ahalisinden üstün bir konuma getirdiği ve bu yetkisini de devletten aldığı imasında bulunmaktadır. Fakat polis, ‘Emirler sana insanlara zarar verme yetkisi vermemektedir’ diyerek devlet görevlisi olsa dahi hiç kimsenin hiç kimseye zarar verme hakkı olmadığını, kanunun bunu korumayacağını açıkça vurgulamıştır.
Hem şefin özür dilemeyi ısrarla reddetmesi hem de Qiu Ju’nun parayı önemsemeyip özür dileme konusunda Şefi sıkıştırmaya çalışması, sorunun basit bir uyuşmazlık olmaktan çıkıp hukuki bir dava haline dönüşmesine neden olmuştur. Şefin özür dilemeyi reddetmesinin asıl nedeni ‘idaresi altında bulunan insanlara karşı yüzünü kaybetmek istememesi’dir. Zira Şef, köydeki en güçlü ve idari açıdan en etkili insandır. Her türlü durumu kontrol altında tutması gereken, köyün ihtiyaçlarından ve sıkıntılarından sorumlu olan kişidir. Dolayısıyla halk tarafından eşit oylarla seçilen şef, hem halka hem de devlete karşı sorumludur. Onun düşüncesine göre idaresi altında bulunan halktan özür dilemek, şefi küçültür ve otoritesini zayıflatır. Bu nedenle polis de şefi özür diletmeye zorlamamaktadır. Çünkü neticede o da bir devlet görevlisi olarak güçlü birine ihtiyaç duymaktadır.
ÇİN'E ÖZGÜ KOŞULLAR HUKUK DÜZENİNE YANSIYOR
Köydeki arabuluculuk sürecinden tatmin olmayan Qiu Ju, sırasıyla ilçe merkezine ve il merkezindeki polis merkezlerine gitmiş ve akabinde Halk Mahkemesi’nde eşi adına davacı olmuştur. Dikkat edilirse modern hukuk düzenlerinden farklı olarak avukat temsili ya da doğrudan temsil aranmamaktadır. Davacı olmak için Qiu Ju’nun eşi adına başvuruda bulunması yeterlidir. Bu da Çin’e özgü koşulların hukuk düzenine yansımasının güzel bir örneğidir. Bir diğer örnek de hukuk yoluna ulaşmanın Çin’de ucuz ve hızlı olmasıdır. Qiu Ju, filmin başından sonuna kadar defalarca hukuki başvuruda bulunmaktadır. Bu başvuruların batılı hukuk düzenlerindeki maddi karşılığı oldukça yüksek iken Çin’de bu ücretler son derece düşüktür. Bu da Çin’in vatandaşlarının hukuk kurumlarına ulaşmasını ne derece kolaylaştırdığını göstermektedir. Filmde köylü, hukuki süreçlerden habersiz ve okuma yazma bilmeyen bir kadının sırasıyla tüm hukuk yollarını tüketerek gerekirse avukat yardımından da faydalanarak Çin’in kendine özgü koşulları ile mahkeme kararlarının verilme süreci çok basit bir dille anlatılmıştır.
Qiu Ju’nun uyuşmazlığı büyüdükçe ve daha da karmaşık bir hal aldıkça hem şef hem de de köydeki polis endişe duymaktadır. Zira uyuşmazlıkların arabuluculuk yoluyla çözülmesi çok yaygın olmakla birlikte uyuşmazlığın hukuki dava boyutunu alması, polisin de görevini iyi yapamadığı sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Qiu Ju her itiraz edişinde köye daha üst bir makamdan bir karar gelmekte ve köydeki idari görevliler endişelenmektedir. Köy idari yöneticilerinin kaygıları bu açıdan iyi bir dille anlatılmıştır. Yine Qiu Ju’nun itirazına kimse karşı çıkmamaktadır. Bu da Çin’de vatandaşların hukuki başvuru hakkını kullanmasının son derece kolay olduğunu ve devlet tarafından pasif yolla teşvik edildiğini göstermesi açısından çarpıcıdır.
ÇELİŞKİLER
Qiu Ju’nun Halk mahkemesi’nde dava açabilmesinin yolu, Şehir Polis Departmanı’nda verilen karara itiraz etmesi ve kararı veren polis şefi Yan’ı davalı olarak göstermesinden geçmektedir. Polis şefi Yan, hukuk nazarında bunun bir sorun olmadığını bildiğinden Qiu Ju’ya kendisine dava açmasını ve bir avukat yardımından faydalanmasını tavsiye etmiştir. Hukuki süreçten habersiz olarak sadece ‘özür bekleyen’ Qiu Ju bu teklifi kabul eder. Gelgelelim dava günü karşısında davalı olarak Polis Yan’ı görünce davaya devam etmek istemez. Çünkü Yan, son derece nazik ve kibardır. Ona karşı dava açmak saygısızlıktır. Bu da Qiu Ju’nun hukuki süreçleri tüketmekle ilgilenmediğini, sadece adalet aradığını ve Çin’in hukuk düzeninin keskinliği ile geleneksel arabuluculuk yöntemi arasındaki farklılıkların Çin halkı üzerinde yarattığı çelişkileri güzel bir şekilde sergilemektedir.
Filmin en çarpıcı noktalarından bir diğeri de, hukuki süreçten ve hukuk yoluna başvurmanın sonuçlarından habersiz olan bir kadının, rencide edilen onurunu tatmin etmek için Yüksek Mahkemeye itiraz sürecine kadar ısrarla başvurularda bulunması; bu aşamadan sonra talebinden vazgeçmesi ve şefle uzlaşmasına rağmen hukukun devreye girmesi ile birlikte Qiu Ju’nun cezasızlık talebine rağmen Şefin mahkeme tarafından denetim altına alınması ve Qiu Ju’nun vicdani olarak yine tatmin edilmemesidir. Zira Qiu Ju, mahkeme sürecine kadar 3 defa imkanı olmasına rağmen talebinden vazgeçmemiş; bu süre içinde vicdani olarak tatmin edilebilecekken onun uyuşmazlığının modern hukuk yöntemleri ile ele alınmasından sonra artık istese de vazgeçemeyeceği ve mahkemenin bireylerin tatmin duygusunu önemsemeksizin sadece kanunları uygulamasını anlayamamaktadır.
Çin’in, 1978 sonrasında batılı hukuk sistemlerinden etkilenerek kanunlaşma yoluna gitmesi, Çin’i doğrudan iktibas yoluna itmemiş; Çin’in kendi halkı ve ihtiyaçları doğrultusunda mevcut hukuk düzeni ile modern hukuk prensiplerini birleştirmesini zorunlu kılmıştır. Çin hukuk sistemini anlamak ve Çin yurttaşlarının hukuka ulaşma aşamalarını incelemek isteyen herkes için son derece faydalı bir eser olarak ‘Qiu Ju’nun Hikayesi’ mutlaka izlenmesi gereken filmler arasında yer almaktadır.