Çin'in Sinciang Uygur Özerk Bölgesinden hikayeler 1... Dili ve Diya’dan kahve ve Çin çayı
Birinci hikaye, Uygur gençle Tanzanyalı kızın aşkından... Eski Kaşgar'da açtıkları kafede sevgilerini ve kültürlerini birleştirdikleri içeceklerini turistlere sunuyorlar...
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan çiftle tanışalım. 90’lardan sonra dünyaya gelen genç Uygur Dilşat Tursun, Tanzanyalı Haydiya ile tanışıp ona aşık olur. Düğünden sonra, Eski Kaşgar’da açtıkları kafeye birlikteliklerini ve Çin ile Tanzanya kültürlerinin kaynaşmasını simgeleyen "Dili ve Diya" adını verirler. Birçok kişi, Dilşat’ın aşk hikayesinden ve Tanzanya’nın kaliteli kahvesinin çekiciliğinden ilham alır. Çift, birçok deneyimden sonra yavaş yavaş Çin çayını ve Tanzanya kahvesini birleştirerek kendilerine özgü bir tarz yaratmayı başarır.
Sinciang’da bir atasözü vardır: "Kaşgar’a gitmediyseniz, Sinciang’a gitmemişsinizdir."
Dilşat, Fuzhou’daki üniversiteden mezun olduktan sonra Kaşgar’a döner. Anne babasına, Fuzhou’da bir kız arkadaşı olduğunu ve adının Haydiya olduğunu, Tanzanyalı olduğunu söyler ve onun fotoğraflarını gösterir. Anne babası onu görünce şaşırır ve Dilşat, kız arkadaşını kabul edip etmeyeceklerinden endişe etmeye başlar. Hatta geri dönmesine izin vermezlerse Haydiya ile nasıl buluşacağını düşünür.
Ertesi gün annesi, “Oğlum, ben senin seçimini destekliyorum. Eğer seviyorsan, evlenin ve mutlu olun” der. Babası biraz düşündükten sonra aniden ona bin yuan verir ve ‘Oğlum, biz annenle senin seçimini destekliyoruz. Tanzanyalı kız arkadaşına git’ der.
Haydiya, "Burada onunla çalışıyorum ve Kaşgar’ı güzel buluyorum.” der. Çift birlikte bir aile kurup çocuk sahibi olur ve her şeyin çok güzel olduğunu söyler. Haydiya, "Bunun hepsi başarı, başarı ve daha bir defa başarı!" diyerek mutluluğunu dile getirir.
Dilşat, Eski Kaşgar’da bir kafe açmaya karar verir, çünkü bu bölgeyi iyi bilmektedir. Ayrıca Kaşgar’da turizmin gelişmekte olduğunu görür. Haydiya çocukluğundan beri kahveyi, Dilşat ise çayı sever. Böylece kahve ve Çin çayı, aileleri gibi birleşir. Şimdi, geleneksel kahve ve çayın yanı sıra Kaşgar’a gelen turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yeni ürünler üzerinde çalışıyorlar.
Dilşat, Haydiya’nın yaşadığı Zanzibar adasına da gider. Burası, Afrika’nın doğu kıyısındaki en büyük ada olmakla beraber yeryüzündeki cennet olarak bilinir. Bin sene önce bu adaya Çin ticaret gemilerinin ulaştığını öğrenir ve Haydiya ile evlenmesini bin yıl beklediği kaderi gibi hisseder. "Binlerce yıl sonra buluştuk" diyerek bu anlamlı duyguyu dile getirir.
Haydiya, "Burasını beğeniyorum. Kaşgar çok güzel bir yer," der. Babasının 50 yıl önce Çin’e geldiğini söyler. Şimdi kendisi evlenip Çin’de oturmaktadır. Babasının buraya gelip, Çin’in günden güne nasıl değiştiğini görmesini çok istediğini ifade eder.