22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çin'li akademisyen: Türkiye ve Çin fırsatları değerlendirmeli

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), önceki gün bir konferans düzenledi. Zhejiang Üniversitesinden Dr. Zhanggui Zhou, “50 yıllık diplomatik ilişkiler, iki ülke arasındaki kapsamlı iş birlikleri kurmak için önemli bir fırsatı oluşturmaktadır.”

Çin'li akademisyen: Türkiye ve Çin fırsatları değerlendirmeli
A+ A-
YUNUS EMRE ÖZGÜN - TGB ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÜROSU BŞK. YRD.

"Küresel Güç Mücadelesinin Gölgesinde Entegrasyon Arayışları ve Türk Dünyası” başlığı ile duyurulan konferansın düzenleyicisi kurulundan ANKASAM başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol şöyle konuştu:

“Bu panelle Türk dünyasının barış ve bütünleşme sürecine akademik bir katkı yaptık. Avrasya’da geçmişte zor ve gerilimli süreçler yaşanmış olsa da önümüzdeki süreçte barışçıl yaklaşımla ve kardeşlik ilişkileriyle bu sorunlar aşılacaktır. Çünkü Avrasya sadece bir güç rekabet sahası ve çatışma alanından ibaret değildir. Geçmişteki başarılı örnekler, birlikte daha iyi bir gelecek inşa etme yönünde bizi cesaretlendirmektedir.”

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Başkanı Düsen Kaseinov ise konuşmasını Türkçe yaptı ve şunu vurguladı:

“Türkî Cumhuriyetler, bağımsızlıklarından 30 yıl sonra tam bağımsız olma hedeflerine yürüyor.”

Çin'li akademisyen: Türkiye ve Çin fırsatları değerlendirmeli - Resim: 1

‘TÜRKİYE, RUSYA VE ÇİN’İN ORTAK DÜŞMANLARI’

Etkinliğin ilk oturumunda konuşan Prof. Dr. Sencer İmer, “Dünya değişiyor, ABD kötüleşiyor. Hindistan, AB, Rusya gibi kuvvetler II. Dünya savaşı sonrasında farklı bir dünya düzeninin kurulabileceğini gösterdi. Keza Türkî Cumhuriyetlerin birlikteliği de önemli. ABD, Çin’in gelişmesini durduramayız ama yavaşlatabiliriz diyerek açıkça ABD’nin pozisyonunu ortaya koymakta ve rekabeti göstermektedir. Rusya NATO ülkelerince kuşatılmakta, Türkiye de benzer şekilde komşusu Rusya ve dostu Çin’le birlikte tehditlere maruz kalmaktadır. Kuşak ve Yol Girişimi (KGY), Çin, Türkî Cumhuriyetler ve Avrupa arasında önemli fırsatlar yaratmaktadır.” diye konuştu.

‘YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR’

Çin’de bulunan Zhejiang Üniversitesinden Uluslararası İşbirliği Mekanizması Merkezi Direktörü Dr. Zhanggui Zhou, “Yüzyıl Asya yüzyılıdır. Siyasi ve ekonomik ağırlık hızla Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır.” Dedi ve şöyle devam etti:

“Türkiye ve Çin, önemli ülkelerdir ve G-20 üyesidirler. Türkiye ve Çin, KYG kapsamında önemli ortaklardır. 2021, Çin ve Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 50. Yılıdır ve bu bağlamda ilişkiler artmaktadır.

“Temmuz 2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin ziyaretinde, ‘yeni bir dünyanın kurulduğunu’ söylemişti. Avrasya’da iş birliği bağlamında Türkiye’yle Çin’e önemli sorumlulukların düşmektedir. Ayrıca her iki ülkenin önünde önemli fırsatlar ve zorluklar vardır. 50 yıla ulaşan diplomatik ilişkiler, iki ülke arasındaki kapsamlı iş birlikleri kurmak için önemli bir fırsatı oluşturmaktadır.

“Çin ve Türkiye, pandemide ekonomik büyümeyi sürdüren tek G-20 ülkeleridir. Türkiye ve Çin’in ikili ticaret hacmi 26 milyar dolardır. Çin, Türkiye’nin ikinci en büyük ticari ortağıdır. Türkiye, Avrasya’nın Doğu ve Batısı arasında geçişi sağlayan kapısıdır.

“ABD’yle Çin arasında Orta Asya’daki rekabet ve NATO’nun Çin’e karşı askeri konumlanışı Türk-Çin iş birliğini olumsuz etkilemektedir

“-Afganistan’da Taliban’ın yönetime gelmesiyle değişen jeopolitik durumla terör tehdidi yayılabilir ve Türkiye’nin bölgedeki güvenlik kaygısı artabilir. Önümüzdeki süreçte IŞİD, etkisini artırarak Türkiye’de ve bölgede terör saldırılarıyla güvenlik sorunları yaratabilir. Göç sorunu Türkiye için sadece ekonomik değil, toplumsal ve güvenlik sorunlarına yol açabilir.

“İnsandan insana, yurttaştan yurttaşa kurulacak iletişim, diplomasiyi de geliştirecek ve iki ülke ilişkilerini derinleştirecektir.”

Çin'li akademisyen: Türkiye ve Çin fırsatları değerlendirmeli - Resim: 2

‘LAİKLİK, ORTA ASYA’YI MEZHEP SAVAŞLARINDAN KORUYOR’

“Orta Asya'da Jeopolitik Oyunun Bir Parçası Olarak Türk Dünyası” başlığı ile sunumu yapan Kırgızistan’dan Dr. Kadir Malikov, Afganistan ve bölge devletleri için laikliğin öneminden bahsetti:

“Afganistan, Orta Asya’nın güvenliği ve istikrarı için kritik önemdedir. Pakistan, İran, Çin, Rusya arasındaki ilişki ve iş birliği ile ABD’nin bölgedeki etkisi açısından merkezi bir konum oluşturmaktadır. Afganistan’daki değişen durum sonucunda sınırlara yönelecek terör tehdidi Rusya için ayrıca önemlidir.

“ABD’nin Afganistan politikası muhtemelen yumuşak güç üzerine olacaktır. “Sovyet sonrası dönemde Orta Asya’daki Türkî Cumhuriyetlerde Türkiye’deki gibi bir laiklik sistemi tesis edildi. Din ve devlet işlerini birbirinden ayıran bu sistem, zamanla Afganistan için de bir seçenek olabilir. Orta Asya’daki birçok Türkî devletin halkı Müslüman olmakla birlikte laikliği ulus-devletin bir parçası olarak uyguluyor. Bu aynı zamanda bölgeye, radikal gruplardan mezhep ihracatının, kışkırtıcılığının da önüne geçebilir.

“Türkiye, Kırgızistan’ın stratejik çıkarları açısından da yakınlık kurduğu bir ülke. Kırgızistan şu an Bayraktar SİHA’larına sahip ve Tacikistan’la birtakım sınır anlaşmazlıkları yaşıyor. Türkî ülkelerin iş birliği ve yakınlığını sağlayan 6 paradigma var: Dil, din, kültür, tarih, uygarlık ve çıkar ortaklığı. Bunların iyice sağlanması, Türkî devletlerin iş birliğini de pekiştirecek ve yeni kurulacak küresel güvenlik doktrinini de belirleyecektir.”

‘TÜRKİYE-AZERBAYCAN-ORTA ASYA HATTI’

Kazakistan’dan Jeopolitik Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Assylbek Izbairov, “Türk Bütünleşmesi İçin Beklentiler: Eğilimler, Fırsatlar ve Gereklilik” adlı sunumunda şunları vurguladı:

“Kuşak ve Yol Girişimi bizlere büyük fırsatlar sağlıyor. Türkiye-Azerbaycan-Orta Asya hattının kesintiye uğramasının önüne geçmek için bölgesel inisiyatifler de devreye girmelidir. Bununla birlikte Türkmenistan, tarafsızlık konseptiyle herhangi bir birliğe dahil olmak istemiyor. Bu bir eksiklik. Özbekistan da yeni yönetime kadar benzer bir politika sergiliyordu. Kazakistan ve Özbekistan Orta Asya’nın en önemli ülkelerinden, dolayısıyla iş birliği politikalarında dışa açık ve net olmaları gerekiyor.

“Bu yakın iş birliğine geçiş için Türk Konseyi’ni yeniden yapılandırmak lazım. Bu bir dönüm noktası oluşturabilir.

‘TÜRKİYE-AZERBAYCAN-PAKİSTAN KARDEŞLİĞİ’

Etkinliğe Pakistan’dan katılan Küresel Stratejik Araştırmalar Merkezi (CGSS) İcra Direktörü Khalid Taimur Akram, şöyle konuştu:

“Karabağ savaşı sonrası Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki büyük kardeşlik ittifakı pekişti.

“Şanghay İş birliği Örgütü, TÜRKSOY ve diğer Orta Asya iş birliği örgütleri, bölgeselleşmeyi teşvik ederek çok taraflılığa yarıyor.

“Pakistan Türkçe konuşan ülkelerden biri olmasa da Türkiye’yle olan ilişkileri derin tarihsel ve kültürel köklere sahip. İki ülke sadece askeri anlamda “demir kardeşler” değil, diğer alanlarda da en güvenilir ortak ve dostlar.”

Çin Türkiye ankasam fırsat Küresel Güç Mücadelesinin Gölgesinde Entegrasyon Arayışları ve Türk Dünyası