Ergenekon’un ‘Zekiye ana’sı CKD için kolları sıvadı
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Ankara’da mahallelerde şube açmaya başladı. Yenimahalle'deki Şentepe semtinin en büyük mahallesi olan Ergenekon Mahallesi’nde kökleri çok sağlam bir şube oluşuyor. Mahallenin önder kadınlarından Zekiye Ülker işin başında. Hazırlıklar tamam, açılış yapılacak
Zekiye Ülker’e mahallede kimisi ‘ana’ kimisi de ‘hala’ diye hitap ediyor. Ülker, “Mahallenin hem halası hem anası hem de ablasıyım.” diyor. Sebebini sorduğumuzda yardımlaşmayı çok sevdiğini anlattı. Geçen yıl deprem bölgesine mahalleden 10 tır yardım toplayıp göndermişler.
Başta uyuşturucu, LGBT propagandası, kadına yönelik şiddetle mücadele yanı sıra kadınların aile ekonomisine değer yaratacak girişimler gibi birçok konuda Zekiye hanımın kafasında şimdiden mahalleye dair bir sürü plan ve proje var. Mahallesinde ziyaret ettiğimiz Zekiye Ülker’le yaşamı, mahallesi ve CKD üzerine yaptığımız keyifli sohbeti Aydınlık okuyucularıyla paylaşıyoruz.
‘ÇOCUKKEN BAŞBAKAN ECEVİT’E MEKTUP YAZDIM’
“Ben 65 doğumluyum. Biz buraya 1967'de geldik. Babam mahallenin kurucularından. Burada büyüdüm. Mahalleyle yaşıt sayılırız. Dolayısıyla bir anne çocuğunun ilk doğumundan büyümesinin bütün aşamalarını nasıl gözlemlerse ben de mahallenin büyümesini, gelişmesini öyle gözlemledim. Burası gecekondu mahallesiydi. Yollarımız, elektriğimiz, suyumuz yoktu. Babamlar mahallenin sorunları için bir dernek kurmuşlardı. Ben o zaman ilkokula gidiyordum. Komşumuz Süleyman amca ‘Zekiye kızım sen bir mektup yazsana başbakanımız Ecevit'e.’ dedi. Rahmetli Ecevit'e mahallemizin sorunlarını anlatan bir mektup yazdım. Mektup ulaşmış, cevabı da geldi. Mahalleli olarak çok sevinmiştik o mektubun gelişine. Dernekte mektubumuzu okuduk. Babamların mücadelesiyle elektriğimiz, suyumuz, yolumuz geldi. Mektubumun ulaşması da güzel bir şeydi bizim için. Mahalle olarak bize değer verildiğini, başbakanın bizimle ilgilendiğini hissetmiştik. O vesileyle suyumuz, elektriğimiz gelmişti.”
‘MUHTAR ADAYI OL DİYE ISRAR ETTİLER’
Zekiye hanım, siyasi geçmişini ve son yerel seçimlerde muhtar adaylığı deneyimini de aktardı:
“Ben siyasete Büyük Birlik Partisi’nde başladım. İlçe Kadın Kolları Başkanlığı ve İl Kadın Kolları Başkanlığı yaptım. Sonra Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetinden sonra bıraktım. 2019 seçimlerde de Mansur Yavaş'a seçim ofisi açtım. Onunla ve eşiyle birlikte de seçim çalışmaları yaptık. Son yerel seçimlerde de mahallemde muhtar adayı oldum. Son anda karar verdim aslında. Seçime bir ay kalmıştı. Komşularımız ‘Mahallenin sorunlarını biliyorsun. Nasıl olsa her şeye koşturuyorsun. Gel seni muhtar yapalım.’ dedi. ‘Yok’ desem de ‘Sen nasıl olsa bu işi beceriyorsun. Dediğimiz yere de gidiyorsun. Elinden geleni yapıyorsun. Mahallenin bütün eksikleri hep senin elinden geçiyor.’ dediler. ‘İyi’ dedim o zaman. 4 aday vardı. Mevcut muhtarımız 2009 oy aldı. Ben de 2-3 haftalık bir çalışmayla ikinci sırada bin 680 oy aldım.”
KADINLARDAN TAM DESTEK
Ergenekon, 18 bin nüfusuyla Yenimahalle’de Şentepe semtinin en büyük mahallesi. Zekiye hanım mahallesinde bir kadın dayanışma derneği kurmayı düşünürken CKD ile tanışmış. CKD yöneticileri ona derneğin faaliyetlerini ve amacını anlatmış. Derneğin LGBT propagandasına karşı imza kampanyası çalışmalarına katılmış. Şube açma kararını şöyle anlattı:
“Baktım güzel bir dernek. Geldim mahallede arkadaşlara, komşularıma anlattım. ‘Bakın böyle bir dernek var. Ben şubesini kuracağım, ne diyorsunuz hanımlar?’ dedim. Anlatınca onların da hoşuna gitti. Onlar da ‘çok güzel Zekiye, arkandayız, çocuklarımız ve bizim için çok önemli’ dediler. CKD’nin kampanyasına burada da 300'e yakın imza topladım. Derneği henüz açmadan faaliyetlere başladık. Bütün annelerin en büyük korkusu çocuklarının uyuşturucuya bulaşması, cinsiyet değişikliği vb. Toplumun nereye gittiğini biliyorsunuz. Zaten biliyorlardı ama biraz daha derinlemesine anlatınca onlar da ‘tamam, sana tam destek’ dediler.”
İlk etapta 4 kişilik bir ekip kurmuş. “Kübra Hanım, Fatoş Hanım var. Kızım da destek olacak. Sonra komşularım, arkadaşlarım var. Onlarla, çevreyle birlikte çalışmayı götüreceğiz.” diyor.
UYUŞTURUCU, LGBT, KADINA YÖNELİK ŞİDDET
Dernekler masasını temsilcilik müracaatını yaptıklarını yerlerinin hazır olduğunu söyleyen Ülker, resmi olarak açılış yaptıktan sonra yürüteceklerini faaliyetler hakkında şunları anlattı:
“Çocuklarımızın uyuşturucu belasına bulaşmaması, LGBT propagandasına karşı mücadele, kadına yönelik şiddetle mücadele çok önemli bizim için. Bir de kadınlarımızın ekonomik özgürlüğünün olmasını çok istiyoruz. Hobi kurslarımız olacak, onları ticarete dönüştürmeyi düşünüyoruz. Özellikle mahallenin kalkınmasına yönelik bir faaliyet.
“Ekonomi bugün toplumun en yakıcı sorunlarından bir tanesi haline geldi. Bir tanesi de uyuşturucu tabii. Yani özellikle liselerde hatta daha düşük yaşlara kadar artık bu uyuşturucu illeti hem çok çeşitlendi hem de her tarafa sokuyorlar. Ailelerin, annelerin burada uyanık olması çok önemli. Burada şunu da yapacağız: Derneğimizde Allah nasip ederse açılıştan sonra seminerler, özellikle annelerin uyuşturucu kullanımı konusunda daha bilinçli olması, çocukların daha uyanık olması, çocuklarını daha güzel takip etmesi… Önemli olan anne-çocuk ilişkisi. Onunla ilgili seminerlerimiz olacak. Bu işin uzmanları profesörler, bağımlılıkla ilgili profesörler, hocalarımızla birlikte bu mahallede seminer, konferans, bilgilendirme, bilinçlendirme faaliyeti yürüteceğiz.
‘EKONOMİ BOZULUNCA AİLE İLİŞKİLERİ DE BOZULUYOR’
“Tabii ki başka problemlerimiz yok değil, var. Alt yapımız kötü. Seçimden seçime hatırlanıyor mahallemiz. Biz bunu istemiyoruz. Onu muhtarlık seçimlerinde daha çok gözlemledim. Biz burada eğer derneğimizle ilgili güzel bir çalışma yaparsak mahallemizin örnek bir mahalle olacağını düşünüyorum.
“Ekonomiye de gelince durum hiç iç açıcı değil. Şu anda istikrar yok. Devlet halkıyla bütünleşemiyor. Zengin iyice zengin oluyor. İnsanların ekonomik sıkıntıları artınca aile içi şiddetten tutun da farklı yollara, yöntemlere, toplumun, ailenin bozulması, yapısının bozulması gibi bir sürü tehlike var tabii. Ekonomi olmayınca anne-baba-çocuk ilişkileri olmuyor. Eşlerin birbirine kalan saygısı olmuyor. Şiddet artıyor. Bir eve bir baba evin ihtiyacını göremezse ister istemez evde huzursuzluk oluyor. O huzursuzluk çocuklara yansıyor. Çocuklar da dışarı yöneliyor. Anne baba çocuğuna sahip çıkamıyor.”