CKD ve RTÜK'ten ortak çalıştay: Kadına şiddet medyada…

Kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalar yürüten Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile ortak çalıştay düzenledi. Bilkent Otel ve Konferans Merkezindeki “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı”nın açılış konuşmalarını CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin yaptı.

Şahin konuşmasında CKD'nin bu konuda yaptığı çalışmaların önemine değinerek, “Kadına yönelik şiddette medyamızın rolünü çok değerli bir STK'mız ile konuşmak için buradayız. Bu fikir nereden çıktı? CKD bize bir çalışmayla geldi. Bunu kendileriyle konuştuğumuzda bugün böyle bir çalıştay yapmaya karar verdik.” ifadelerini kullandı.

'MEDYANIN ROLÜ ÖNEMLİ'

Toplumsal şiddetin kendisini her alanda gösterebildiğini kaydeden Şahin şunları söyledi:

“Kadına yönelik şiddette medyanın rolünün önemli olduğunu düşünüyoruz. 2024 yılında yaptığımız çalışmalarla hazırladığımız 8 maddelik bu alandaki çalışmalarımızın yol ve yöntemlerini belirleyen açıklama yaptık. Kapı kapı dolaşarak kadına yönelik şiddette nelerin doğru nelerin yanlış olduğunu anlatma çabasındayız. Bundan sonra da hep beraber bu çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gündüz kuşağı program içeriklerindeki kadına yönelik şiddeti etkileyen unsurlar konusunda ilke kararlar aldık. İlke kararlar alınabilecek son karar. Bundan sonra da bu programlarla ilgili alınabilecek kararlar noktasında bize zemin hazırlıyor bu. Yine her yılın başında adını belirlemediğimiz çocuk politikalarına ilişkin bir kurul oluşturacağız.”

'CEZA VERMEKLE GURUR DUYMUYORUZ'

Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Dizilerde zaman zaman kadına yönelik şiddeti arttıracak sahnelere şahit oluyoruz. Bunlarla ilgili mutlaka çalışma yapıyoruz. Hiçbir kadına yönelik şiddet sahnesini cezasız bırakmadık. Ceza vermekle gurur duymuyoruz. Ama böyle sahneleri de cezasız bırakmadığımızı bilmenizi isterim. Özellikle haber bültenlerinde dilin, kadına yönelik şiddeti nasıl etkilediğine yönelik çalışmalar var. Yerli ve millî olan yayıncı kuruluşlarımızla bir yol yürüyoruz. Bir devletin köklerinin oturmasına emek veriyoruz. Biz birlikte hareket ediyoruz. Son dönemde bazı durumlar hariç birkaç medya kuruluşumuz hariç medyamızdan memnunuz. Özel sektör medyası kâr da edecek ama toplumun değerlerine uygun da hareket edecek. Varmak istediğimiz yol da burası.”

AİLE YILI VE KADININ GÜÇLÜ GELECEĞİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ilan edilen Aile Yılı’na dikkat çeken Şahin, “Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde en baştan itibaren aile kurumunu güçlendirmek ve kadına yönelik şiddetle mücadele adına ciddi bir yol almış, ciddi kazanımlar elde etmiş durumda. Ama ifade etmeliyim ki Aile Yılı bu kapsamda bizler için çok daha müstesna bir yerde. Eminiz ki devletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız ve milletimizin bütün kesimleri el ele vererek, ailemizi ve kadınlarımızı koruma konusunda daha güçlü bir seferberlik içinde olacak.” sözleriyle katılımcılara teşekkür etti.

'ŞUBELERİMİZ SAHADA ÇALIŞTI'

CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür ise şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bu çalıştayın öyküsü 1 yıl önceden başlıyor. Biz bir proje sunduk ve bu projeyi İçişleri Bakanlığı onayladı. Şubelerimiz sahada çalıştı. Vatandaşlara sorular soruldu. Biz de bir anket yaptırdık. Dosyamızı alıp RTÜK Başkanımızın yanına geldik. Bunu çalıştayla tamamlamak istediğimizi söyledik. Başkanımız da bunu beraber yapabileceğimizi söyledi ve bugün buradayız. Çalışmamızın sonuçları ciddi bir sıkıntıya işaret etti. Kadına yönelik şiddet medyamızda var. En çok da haberlerde, gündüz kuşağı programlarında ve yerli dizilerde var. Anketimizin sonucuna göre televizyon izleyicilerinin yüzde 74'ü kadına yönelik şiddeti çok izlediğini belirtiyor."

'TÜRK MİLLETİ BUNLARA LAYIK DEĞİL'

CKD Genel Başkanı Oygür konuşmasını şöyle tamamladı:

"Medya yapımcıları 'halk talep ediyor biz de böyle yapıyoruz.' diyebilir. Bunu biz mazeret olarak sürdürmeye ne kadar daha devam edeceğiz. Buraya odaklanmak gerekiyor. Bir gündüz kuşağı programındaki düzeysizliği topluma layık görmekten ne zaman vazgeçeceğiz. Biz milli bir devletiz ve yeni kuşakları ona göre yetiştirmeliyiz. Medyanın bu konuda etkisi fazla. Medya bu tür yayınları yaparken bizim kırmızı çizgimizi ne kadar dikkate alıyor? Özel sektör medyasını milli devlet menfaatleriyle buluşturmalıyız. Türk milleti bu seviyesiz yapılara layık değildir."