CKD’den sıradışı sağlık etkinliği
Sağlık Haftası dolayısıyla düzenlenen etkinlikte, sağlığın sosyal boyutu ele alındı. ‘İnsan kendini kanser edebiliyorsa, iyileştirebilir miydi? Yaşadığımız toplumdan, gezegenden bağımsız tek başımıza sağlıklı kalabilir miyiz?’ sorularına yanıt bulduk
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Narlıdere Şubesi, Kemeraltı’da yemekli bir söyleşi düzenledi. Konu “Kadın sağlığına bütünsel yaklaşım” konuşmacı da Uzm. Dr. Aylin Turna’ydı. Buraya kadar ‘sıraiçi’ bir etkinlik gibi görünse de, Şube Başkanı Efser Çimen’in verdiği mesaj, Aylin Hanım’ın sunumu ve konukların bileşimi sıradışı ve çok özeldi.
SEN Mİ KURTARACAKSIN
Konuklar bir araya geldi, özlemler giderildi, kucaklaştılar, güldüler, söylediler. Özbek Restoran’ın yöresel yemekleri yendi ve sıra konuşmalara geldi. Şube Başkanı Efser Çimen, açış konuşmasında babasından aldığı mirasa sarıldı. Babanın “Çocuğuma” başlıklı şiirinde bir uyarı vardı: “Sen mi kurtaracaksın vatanı, diyecekler. Ben diyeceksin /Vatanını satanların, zor görünce kaçanların sen mi geçeceksin önüne, diyecekler/ Ben diyeceksin…” Efser Başkan, babasının bu vasiyetini yerine getirmiş, her türlü kötülüğe, vatan satıcılığına karşı duran CKD’de görev üslenmişti. Bugün görüyorum bir dernekle beraberim ve bu vatan savaşında mücadele veriyorum.
“Nerede bir yanlışlık varsa CKD orada. İstanbul Sözleşmesi, ÇEDES projesinin teşhiri… bunlardan birkaçı. CKD her zaman görevinin başında olacaktır.” sözleriyle andını yineledi. Konuklar, yerlerinde dikeldiler, alkışlarla vasiyete omuz verdiler.
SAĞLIK İÇİN TOPLUMA HİZMET
Sağlık Haftası dolayısıyla konuk konuşmacı olarak davet edilen Uzm. Dr. Aylin Turna mikrofonu aldı, ayağa kalktı.
“Bu kadar seçkin bir topluluk karşısında oturmam saygısızlık olur.” dedi ve sunumuna başladı. Sıradışı bir sunumdu. Pek çok basın organında ve internet sitesinde paralı ilanlar, tanıtımlarla dolu sağlık önerilerinde sıkça rastlanan simir testi zamanlamaları, kanser belirtileri, koşun şu doktora, alın şu ilacı türünden tehlike çanları çalmadı Doktor Hanım…
Prof. Nusret Fişek’i andı ve “Bir dayanışma içinde sağlığın sosyal boyutunu konuşacağız. Sizden yardım almaya geldim. Biz hekimler bunu tek başımıza başaramayız.” sözlerine atıfta bulundu.
“Branşım kanser. Yeni başladığım zamanlarda Aydın’ın bir köyünden bir teyze geldi. İnsan zihninin neler yapabileceğini hastalarımızda gördüm.” sözleriyle halktan öğrendiği tecrübesini özetledi:
“Teyze akciğer kanseri. En fazla 6 ay ömür var, deriz. Kadın gidiyor geliyor, ama çok da sağlıklı… En son teyzeyi çağırdım, sordum. Ne yiyor ne içiyorsun? Anlat ki biz de hastalara anlatalım, herkes iyi olsun.” Hikayesi acı ve kayıplarla örülü, kocasını kaybetmiş, bir küçük bebekle hayata tutunmaya çalışan bir kızı varmış. Akciğer kanseri hastası teyze, “Doktor hanım, kızım tek başına! Ben ölemem!” demiş. Kısaca hikaye böyleydi ve Dr. Aylin hanım, şu mesajı düstur edinmiş: “Kızını bırakıp gidemiyor! İstemezseniz ölmezsiniz! Hasta da olmazsınız! İnsan kendini kanser edebiliyorsa, iyileştirebilir de!” Dr. Turna şöyle devam etti sunumuna:
TEK BAŞIMA SAĞLIKLI OLAMAM
“Bedensel zihinsel sosyal sağlık üzerinde durmak isterim. Hastalandığınızda, yani fiziksel sıkıntı çıktığında zaten hekim arkadaşlarımıza gidiyorsunuz. Güvende değilseniz sosyal ve zihinsel olarak sağlıklıyım diyemezsiniz. Check up sonuçlarınız tertemiz çıksa ne olur? Kaygı bozukluğu çekersiniz. Eğer sağlıklı olmak istiyorsanız yaşadığınız toplumu, hatta gezegeni daha iyi yapmak için çaba göstermemiz gerekiyor. Tek başıma ben sağlıklı olamam! Dolayısıyla çalışmalarımızı hep bu yönde yapmalıyız. Sivil Toplum Kuruluşları desteğiyle bunu sağlarız. Zihinsel sağlık bölümü, ilaca dayalı değil. Akıl sağlığını sosyallik sağlıyor. CKD’ye üye olalım, ama çalışalım da! Kadınların bir arada olup bir şeyleri başarması, üretken olması, onları pek çok hastalıktan koruyor. Bu konuda ciddi veriler var. Sosyalleşmek, üretmek bedensel sağlıklarını da koruyor.”
SAĞLIK NEDİR?
DSÖ’nün 1950’li yıllarda onayladığı sağlık tanımı: Sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel kısmından sorumlu olarak hekimler aktif çalışmakta, ruhsal sağlığı korumak her bireyin kendisine düşen görev olmakta, sosyal sağlık anlamında da STK’larda çalışması önerilmektedir.