Çocuğa ağır ceza suçu önlemez

İstanbul’da Mattia Ahmet Minguzzi, 15 yaşında iki çocuk tarafından öldürülmüştü. Bu cinayet sonrasında AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, reşit olmayan çocukların alacağı cezalara yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni düzenleme yapılması talimatı verdiğini bildirdi. Hukukçular ise Aydınlık'a yaptığı açıklamalarda yeni bir düzenleme ihtiyacının olmadığını, kanunlarda yazanların tam olarak hayata geçirilmesinin sağlanmasıyla çocukların korunabileceğini söyledi.

'ÇOCUK ADALET SİSTEMİMİZ ISLAH EDİCİ'

Avukat Çağla Gül Bulut, 15 yaşındaki bir çocuğun akranları tarafından öldürülmesinin herkesi derinden sarstığını belirterek şunları söyledi:

“Ailenin acısı artık hepimizin acısı. Bu noktada suça sürüklenen çocuklarla ilgili bir düzenleme yapılması gündemde. Ancak gaddarca hiçbir sebep yokken öldürme, cinsel saldırı gibi ağır suçlar söz konusu olduğunda, bu suçlara çocuklar karıştığında, çocuk sıfatından çıkıp yetişkin gibi ceza almaları çözümü sağlamayacaktır. Ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmede de çocukların ömür boyu hapis cezası alamayacakları yer almaktadır. Burada bizim Çocuk Adalet Sistemimiz onarıcı, ıslah edici ve eğiticidir.”

'ÇÖZÜM İYİLEŞTİRİCİ OLMALI’

“Bizler çocuklara, suça sürüklenen çocuklar diyoruz çünkü çocuklar suça itilmişlerdir. Suça karışmalarında sebepler yer almaktadır.” diyen Bulut, şu ifadeleri kullandı:

“Bu sebepler yoksulluk, ihmal, istismardır. Bu çocuklar aileleri veya sistem tarafından ihmal ve istismara uğramış çocuklardır. Bu suça sürüklenen çocuklar ilk suça karıştıkları zaman zaten aileleri ve sistem tarafından mağdur edilmişlerdir. Olaya baktığımızda öldüren çocukların sabıkaları olduğunu görüyoruz. Devletin yapması gereken öncelikli olarak çocuğun suça karışmasını önlemek. Eğer çocuk suça karışmışsa da ikinci suça karışmasını önlemektir. Bu noktada yapacağı sorumluluklar vardır. Çocuk suça karıştıktan sonra çocukla ilgili sosyal inceleme raporu alınır. Bu raporda çocuğun ailesi, çevresi, okulu gibi ortamlar tespit edilir. Bu çocuğun suça karışma sebepleri araştırılır ve suça karışma sebeplerini ortadan kaldırmak için iyileştirici çözümler ortaya konulur. Buradaki iyileştirici her türlü psikolojik, sosyolojik destek, nakdi, ayni yardım, her türlü destek yapılıp bu sürekli hale getirilirse o zaman suça sürüklenen çocuk sayısı azalır. Belki o zaman Minguzzileri kurtarırız.”

'HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR'

Çağla Gül Bulut, “Yapılması gereken yeni bir düzenleme değil.” diyerek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Buradaki çözüm zaten mevcut yasalarımızda olan, suça sürüklenen çocukların şartlarını iyileştirici çalışmaların yapılması ve bunların denetimlerinin sağlanması. Uygulamada bu raporların alındığını, çeşitli tedbirlerin verildiğini ama bu tedbirlerin takip edilmediğini görüyoruz. Ya da direk raporların alınmadığını, tedbirlerin verilmediğini görüyoruz. Kanunlarda yazanların tam olarak hayata geçirilmesi sağlanırsa o zaman çocukları koruyabiliriz. Burada yeni bir düzenleme yapmak yerine mevcut yasaların uygulanması gerekir. Çocuk konusunda sadece devlete değil ailelere, topluma, basına, kolluğa, çocukla temas eden herkese sorumluluk düşüyor. O yüzden hep beraber multidisipliner şekilde çocukları koruyucu önlemlerin, tedbirlerin alınması gerekiyor."

'KONUŞULMASI GEREKEN NEDEN SUÇ İŞLEDİKLERİ'

Avukat Merve Ayvalı Can da şu açıklamayı yaptı:

“Elim olayın yaşandığı bu davada, suça sürüklenen çocuk tanımı ve çocukların da yetişkinler gibi yargılanması hususu gündeme geldi. Bizim çocuk adalet sistemimiz, klasik ceza adalet sisteminden bazı yönleriyle ayrılır. Çocuk adalet sistemimiz onarıcıdır, önleyici ve ıslah edicidir. Çocuklar kendisini, yetişkinler gibi savunamayacağı ve işledikleri suçun anlam ve sonuçlarını yetişkinler gibi kavrayamadıkları için çocuk mahkemelerinde suça sürüklenen çocuk olarak yargılanırlar ve Çocuk Koruma Kanunu gibi özel kanunlara tabidirler. Bu sebeple suça itilen çocuklara suça sürüklenen çocuk denir, sanık denmez. Amaç çocukları suça bulaştırmamak, bulaşan çocukları ise tedbirlerle bu sistemin içinde kalmasını engellemektir. Bizim burada asıl konuşmamız gereken konu, çocukların neden suç işledikleri ve bu sistemin içerisine nasıl dahil olduklarıdır. Yani sistemin neden suçlu ürettiğidir. Bunun birçok nedeni vardır ancak çocuklar özelinde en önemlileri ihmal ve istismardır.

'YASALARIMIZDA EKSİKLİK YOK'

“Çocuklarımızı, üreten bir toplumun erdemli bireyleri olarak yetiştirememek suçu doğurur. Feodal ve yoz kültür, eğitimsiz ve ihmalkar aile, yanlış çevre ve uyuşturucu kullanımı gibi pek çok faktör suçu kışkırtır. Küçük ve masum bir çocuk, yetiştirilme şekline göre katil de olabilir ahlaklı ve insanlığa faydalı bir birey de. Dolayısıyla suça sürüklenen çocuğa verilecek cezayı konuşmak sorunu çözmez. Suça sürükleyen sistemi konuşmak zorundayız. Evladına insana saygıyı öğretemeyen ailenin, kayıp nesiller doğuran eğitim sisteminin, her türlü kanaldan sürekli şiddet pompalayanların hiç mi sorumluluğu yoktur? Suçun daha işlenmeden önce önlenmesi için kamunun topyekûn hareket etmesi ve çocuklar için öngörülen danışmanlık, bakım, barınma, sağlık, eğitim gibi tedbirlerin tam manasıyla sağlanması gerekmektedir. Bunun için de çocukları hiçbir şekilde ihmal etmemek ve okul, aile, devlet işbirliğiyle suça sürüklenmenin önüne geçmek gerekmektedir. Görüleceği üzere yasalarımızda bir eksiklik yoktur. Önleme ve onarıcı adalet mevcuttur. Eksik olan husus saydığımız kurumların ve daha fazlasının iş birliği halinde çocuğun üstün yararı için hareket etmemesidir.”