Olaylara çocuklarınızın gözünden bakmanız gerek
Okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için ilk ders zili çaldı. 3 aylık tatilin ardından çocukların okula nasıl uyum sağlayacağı konusunda Aydınlık’a konuşan Türk PDR-Der Genel Başkanı Mesut Yıldırım, velilere tavsiyelerini sıraladı
2024-2025 eğitim-öğretim yılı okul öncesi eğitim ile ilkokul birinci sınıf öğrencilerine yönelik uyum haftası kapsamında başladı. Okul ziliyle birlikte öğrenciler sıralarıyla buluştu. Tatil süresi boyunca vakitlerinin çoğunu bilgisayar, tablet ve telefonla geçiren çocuklar, derslerle uyumu nasıl yakalayacak? Veliler üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarda nasıl yol izlemeli? Tüm bu soruların cevabını Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (Türk PDR-Der) Genel Başkanı Psikolojik Danışman Mesut Yıldırım’la konuştuk.
‘UZMAN GÖRÜŞÜ OLMADAN BAĞIMLI TEŞHİSİ YANLIŞ’
Yıldırım, bu alışkanlıkların nasıl bağımlılığa dönüştüğünü anlatarak sözlerine başladı ve şu ifadeleri kaydetti:
"Kent yaşamıyla birlikte kadın ve erkeğin birlikte çalışma hayatına dahil olması çocukların biraz daha kontrolsüz, kendi başlarına hareket etmelerine neden oluyor. Bu da farklı alışkanlıklar edinmesine vesile oluyor. Bilgisayar, tablet ve telefonların başında saatlerce geçirilen zaman, farkında olmadan bir süreden sonra bağımlılıklara dönüşebiliyor." sözleriyle açıkladı.
Teknolojinin hayatımızın bir ihtiyacı haline geldiğini vurgulayan Yıldırım, "Bağımlı yaftasıyla yaftalamadan önce bunun uzmanlar tarafından verilebilecek bir karar olduğunu ailelerin göz ardı etmemesi lazım."
‘EBEVEYNLER TEKNOLOJİ OKURYAZARLIĞI ÖĞRENMELİ’
Arada bulunan kuşak farkından dolayı ebeveynlerle çocukların teknolojiyi farklı algıladığını, velilerin teknolojiye yaklaşırken çocukların gözünden bakması gerektiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Çünkü teknolojiye bakış açımız bir değil, ya da artık alışkanlıkların değişmesi, oyun alışkanlıklarının değişmesi, iletişim alışkanlıklarının değişmesi gelişiyor bunlar artık farklı noktalara ilerliyor. Hayatın normal gelişim sürecine yedirildiği kısmıyla bağımlılık kısmının ayırt edilme noktalarına gelmemiz gerekiyor. Velilerin duyarlı ve farkında olması da şart. Çünkü gençler, çocuklar özellikle bu işin kurdu noktasında. Biz bir işle mücadele etmek istiyorsak o işi en az onlar kadar bilmemiz gerekiyor. Bu neyi getiriyor beraberinde: teknoloji okuryazarlığını, medya okuryazarlığını velilerimizde çocuklar kadar en az bilmesi gerekiyor. Bilelim ki neyle meşgul olduğunun farkında olabilelim."
‘YUMUŞAK GEÇİŞ YAPILMALI’
Peki, 3 aylık tatil sürecinin ardından çocuklar okula nasıl uyum sağlayacak?"Bu süreçte çocukların okula uyum kolay olmayacak” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknolojik aletlerin kullanılmasının 3 ay boyunca tamamen serbest bırakıldığı süreçten, birden sınırlayıcı ve yasaklayıcı sürece geçmemiz çocuklarımızı öfke nöbetlerine veya isyan durumlarına, karşılıklı bize ses yükseltme noktalarına gelebileceği için bunun yumuşak bir geçişle okul açılmasına bırakmadan özellikle tatilin son bir iki haftasında yavaş yavaş bir uyumlandırmayla geçilmesi yerinde olacaktır. Bunun bir uzman desteğiyle yürütülmesi kesinlikle elzem olacaktır."
‘ANNE VE BABA AYNI DİLİ KULLANSIN’
"Aynı zamanda aile içerisinde davranış tutarlılığı, anne ve babanın aynı dili kullanması gerekiyor. Anne 'kesinlikle bu yapılmayacak', baba 'aman rahat bırak çok karışma' gibi anne baba arasındaki tutarsızlık, çocuğa da geçecek ve onu cesaretlendirecek. Onun için anne babaların önce kendi aralarında kararlaştırıp ortak dili kullanarak hareket etmeleri akabinde tutarlı bir şekilde süreci başlatmaları, bunun gerekçelerinin çocuğa uygun bir şekilde anlatmaları gerekiyor.
"Okulların açılmasıyla çocuğa yeni bir rol ve sorumluluk yükleniyor, o yeni eklenen role ilişkin zamanını ayırması ve bunların birbirine karıştırılmaması noktasında bir telkinde karşılıklı konuşmayla çocuklar ile birlikte kararlaştırılması gerekiyor.
"Bunun tamamen bir yasaklanmadan ziyade gün içinde kısıtlı bir vakte dönüştürülmesi, bunun hangi saatler arasında olacağı ve o içeriğin ne şekilde yapılandırılacağı ortak bir mutabakatla kararlaştırılması, sorumluluğu da doğrudan biz değil çocuğun da paylaşacağı bir şekilde o kendi otokontrolünü sağlamaya yönelik bir süreç izlenmesi velilerimizin de faydasına olacaktır."