'Çok güzel…'
SAADET PESEN
“Her şey çok güzel olacak,” denilerek başladı.
Bir yıl boyunca ve 12-13 toplantı yapıldı.
İkili görüşmeler de KDV’si miydi acaba?
Adayın açıklanması istenince “Açıklayalım da yıpratmaya başlayın, öyle mi?” denilerek bir yıl geçirildi.
“Altılı” masanın gerçekte en az yedili (HDP) olduğu 85 milyonun bilgisi dahilinde idi.
“Mezara kadar birlik” sloganı atıldı.
260 küsur sayfalık ortak (!) metin hazırlandı.
Babacan’ın, “Yazı karakterleri, satır aralıkları, yan boşluklar vb. konularında mutabakata vardık,” mealli açıklamaları oldu.
Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı tek başına karar alamayacak. Hepimizin onayını almak zorunda. Aksi durumda kriz çıkar. Seçime gidilir…” dedi.
Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun mahkemece ceza almasını kutlamalarla karşıladı, İmamoğlu’na sarıldı, “Çak” yaptılar…
Ülkenin;
ABD üsleri tarafından çevrelendiğini,
Ekonomik sıkıntıların, DEVLETÇİLİK ve KAMUCULUK yoluyla çözülebileceğini,
Kurtuluş Savaşı’ndan beri olmak üzere, en ciddi sıkıntılarla seçim dönemine girildiği ve üstüne üstlük son bin yılın felâketi depremle çok büyük zorluklar içine girdiğimizi ve çıkış yolunu,
Kendi kendimize yetebilecek güçte olduğumuzu, AB-D’ye muhtaç olmadığımızı,
Terör örgütleriyle (PKK-FETÖ) topyekûn mücadele edebileceğimizi,
“Üretirsek kazanırız, üretirsek mutlu oluruz, üretirsek var oluruz,” denilemediği… için ve
Masada görüşülürken, her bir oturanın kişisel hesaplarının olduğunu önceki gün MİLLET tüm çıplaklığıyla gördü.
Sonuç;
“Masa” ile “Saha” aynı şey değil…
“Gerçek” ile “Hayaller” aynı çıkışta değil…
Somut durum tespiti, sanal alemle barışık değil…
Son durum;
Türk Milleti, “Bağımsızlık benim karakterimdir,” diyerek AB-D güçlerinin emellerini boşa çıkardı,
PKK’nin, TBMM’deki temsilcisi HDP’yi istemediğini bir kez daha belli etti,
Kısır kişisel düşmanlıkların etkisiz olduğunu gösterdi,
Son tümce; “Her şey çok güzel olacak,” söylemi gerçekleşecek! Ancak;
85 milyonun isteğiyle, seçimiyle, üretimi ilk sıraya almasıyla, düşmanını tespit edip oklarını doğru yöne çevirmesiyle, ÇÖZÜM odaklı yol haritalarıyla…
Kaçınılmaz son ise; ÜRETİM, BAŞARI VE MUT-
LULUK…