Çöp değil, geri de değil İLERİ DÖNÜŞÜM
Gülşah Zengin, ‘ileri dönüşüm’ ustası. Eşyaları atmıyor, topluyor. Kurduğu atölyede kadınların hayatlarına ‘çöplerle’ dokunuyor. Zenginin hedefi bir fuarda yaptığı ileri dönüşüm ürünlerini sergilemek
Ankara’da Gazi Mahallesi, Baytek Sokak’ta otomobil garajından bozarak kurduğu atölyesinde, çocuklukta edindiği “sakla samanı gelir zamanı” dürtüsünü önce hobiye, sonra gelir getiren işe çevirmiş bir “ileri dönüşüm” ustası, Gülşah Zengin… 2019’da mali müşavirlik mesleğini bıraktıktan sonra evindeki eski bir tepsiyi boyayarak işe başlamış. Çöpten bulduğu bir berjer koltuğu yenilemiş devamında. “Herkesin bir hastalığı vardır, benimki de atamamak, atılanı toplamak” diye naifçe özetlediği uğraşıyla evine sığmamış. Kurduğu atölyede kendi gibi meraklı komşularını da seferber etmiş.
“İleri dönüşüm” ne demek, ismi siz mi buldunuz?
Hayır, ben bulmadım. Ahşap işini çok ince ayrıntılarla ele alan kişilerin kendi aralarında kullandıkları terim bu. Artık kullanılmayan ama antika değeri de olmayan, çöpe atılacak büyük parçaları, modası geçmiş eşyaları modernize edip ileriye yönelik dönüştürmeye, kullanılabilir hale getirmeye deniyor.
ATÖLYEDE SOSYALLEŞME
İşi nasıl geliştirdiniz, nasıl atölye kurdunuz, kredi falan mı kullandınız?
Sermayeyi çöpten toplayınca iş kendi kendini çeviriyor aslında. Yaptıklarımı kermeslerde satarak geliriyle malzeme ve alet alıyor, işimi geliştiriyorum. İlk çalışmalarıma evde başladım, iş büyüyünce bu atölyeye taşındım. Burası bir garaj, apartmanımıza ait ve kullanılmıyordu. Komşularımla görüştüm, onların da desteği ve iş birliğiyle hem atölye hem sosyalleşme alanı olarak değerlendirelim diye başlattık burayı. Şimdi artık apartmandaki bütün kadınların vaktini en çok geçirdiği yer haline geldi. Herkes bir işin ucundan tutuyor, kimisi astar boyuyor, kimisi zımpara yapıyor, kimisi çay demleyip servis yapıyor. Ürünleri ben tasarlıyorum, komşularıma küçük küçük işler dağıtıyorum. Sonra bu işleri toparlayıp ürünün son halini ortaya çıkarıyorum. Antikalara kesinlikle dokunmuyorum, zaten onlar 150 yaş civarında oluyorlar. Genellikle 30 ila 70 yaş arası, yani bir, iki nesil geriye ait, annelerden, anneannelerden kalan eşyaları dönüştürüyorum.
ATILACAK DENİLENE AŞIK OLUYORUM
Başkaları için çöp olan malzemede siz ne görüyorsunuz? Tasarımlarınızı nasıl yapıyorsunuz?
Benim için çöp diye bir şey yok, neye dönüşebilir sorusu var. Gördüğüm her şeyi biriktirme, atamama alışkanlığım çocukluğumdan geliyor. Gece yatıyorum ve o çöpler benim rüyalarıma giriyor. Yanlış anlamayın, çöp olarak değil. Nasıl ileriye taşıyabilirim diye belki uykumda tasarlıyorum. O enerjiyle sabahı dar ediyorum, kalkar kalkmaz işe koyuluyorum, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Tasarım kendiliğinden gelişiyor, ürün ortaya çıktıkça detaylar şekilleniyor. Zaten o yakılacak, atılacak büfe, dolap, koltuk, masa, sandalye, sehpa, vazo, şişe, her neyse, görür görmez âşık oluyorum, dönüşecek ürünün hayalini o dakikada kurmaya başlıyorum.
Sadece burada gördüğümüz ürünleri mi tasarlıyorsunuz?
Sadece eşya değil, alan dönüştürme üzerine de çalışıyorum. Evlerimizde, komşularımın evlerinde örneğin, “ben bu eşyalardan sıkıldım, oturma odamdan sıkıldım, yenilemek istiyorum” denilen yerlerde, önemli satın almalar yapmadan, mevcutları tamir ve tadil ederek, çöpe atılacak eşyaların fonksiyonlarını değiştirerek, kapıyı masaya, sehpayı pufa dönüştürerek, eskiyen bir konsolu veya büfeyi vintage tasarımla yeniden şekle sokarak yepyeni alanlar yaratabiliyorum.
ALT YAPI ÇOCUKLUĞUMA DAYANIYOR
Tamirat için usta bulmak, tadilat için malzeme bulmak, onu ona denkleştirmeye çalışmakla, astarı yüzünden pahalıya gelmiyor mu?
Soru güzel ama benim cevaplamam uygun değil. Bu bir tercih çünkü, dönüştürmek, eskiyi değerlendirmek, ileriye taşımak, emek harcamak, yaratmak… Ya da bastırıp parayı yenisini almak, eskiyeni çöpe atmak… Bunun altında hayata bakışınız, sizin tarzınız yatıyor. Malzeme bulmaya gelince, orası benim en şanslı olduğum yer, o konuda dipsiz kuyu gibiyim. Çocukluğumdan beri bulduğum her şeyi bir kenara koymuşum, kumaş parçası, iplik, düğme, kurdele, boncuk, ne bulduysam biriktirmişim. O denkleştirmeler için, tasarımlarım için alt yapıyı on yıllardır zaten hazır etmişim.
Hayalinizdeki hedef nedir? Kafanızdaki büyük resimde ne var?
Hayatına bu çöplerle dokunduğum kadınlarla, evden atılmak üzereyken yakalanıp yeniden değerlenen bu eşyaların sahipleriyle birlikte dönüşüm ürünlerimizi büyük bir organizasyonda, mesela bir fuarda, “evlerimizde eskimiş ve atıl duran eşyalardan neler yapılabiliyor, bakın” diyerek sergilemek istiyorum.