22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çöp değil hammadde alıyoruz kömürü elmasa çeviriyoruz

'Türkiye AB'den en çok çöp ithal eden ülke', 'Avrupa'nın çöpünü Türkiye alıyor', 'Türkiye çöp ithal ediyor.' Algı yönetimi yapan bu başlıklar sanayimiz için önemli bir gerçeği gizliyor.

Çöp değil hammadde alıyoruz kömürü elmasa çeviriyoruz
A+ A-
RECEP ERÇİN

Geri dönüşümlü ürünlerin artan ağırlığına işaret eden PAGEV Başkanı, 'Çöp değil hammadde ithal ediyoruz. Kömürü elmasa çeviriyoruz. Petrokimya tekellerinin tahakkümünden kurtuluyoruz' dedi.

Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat verilerine göre Türkiye, 13.7 milyon tonla 2020 yılında Avrupa Birliği'nden en çok “çöp” ithal eden ülke oldu. Türkiye'yi sırasıyla 2.9 milton tonla Hindistan, 1.8 milyon tonla İngiltere, 1.6 milyon tonla İsviçre, 1.5 milyon tonla Norveç ve 1.4 milyon tonla da Pakistan ve Endonezya izliyor. Bu veriler zaman zaman özellikle de Batı basının da gündeme getiriliyor. Ülkemizde de bazı yayın organları bunları manşetlere çekip sanki ülkemiz Avrupa'nın çöplerinin toplandığı bir alanmış algısı yaratıyorlar. Oysa gerçek çok farklı. Örneğin nüfusa oranla ülkemizin ithal ettiği çöp miktarı kişi başı 0.163 ton. İsviçre'nin 0.184 ton. Bizden yüzde 13 daha fazla. İsviçre kişi başına gelirde dünyanın en zengin ülkelerinden biri yine Norveç de aynı şekilde. O zaman sormak lazım bu ülkeler neden “çöp” ithal ediyorlar?

GERİ DÖNÜŞÜM ÇAĞI BAŞLADI

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Plastik, Kauçuk Ve Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı Yavuz Eroğlu'na bu soruyu yönelttiğimizde olayın birkaç boyutu olduğunu söyledi. İşin algı boyutunun “kamyonla gelen çöpler” olduğunu ancak buna nasıl baktığınızla olayın boyutunun değiştiğini belirten Eroğlu, “Atık dediğiniz şey aslında hammadde. Siz onu değerlendirip geri dönüştürebiliyorsanuz hammaddedir. Nasıl baktığınıza bağlı. Dünyanın en zengin ülkesi İsviçre neden çöp ithal ediyor diye sormak lazım. Davos'ta bundan on sene evvel olacak bir rapor yayınlandı. Denizlerde balıktan çok plastik olacak ne yapmak lazım diye. Geri dönüşüm yapalım, denildi. Buna imza atan büyük şirketler ürünlerini, ambalajlarını geri dönüştürülmüş maddeden yapacaklarını beyan ettiler. Zara, Coca-Cola, H&M, Unilever vd.” bilgisini verdi. Eroğlu, bu şirketler başta olmak üzere birçok uluslararası markanın geri dönüştürülmüş hammadde talep etmeye başladığını ve ürünlerini bu şekilde pazarladığını anlattı.

OKYANUS PLASTİKLERİNDEN ELBİSE

Türkiye'nin tedarik sağladığı firmaların ve ülkelerin geri dönüştürülmüş plastikten yapılmış ürünleri tercih etmeye başladığını, bunun artık bir zorunluluk haline geldiğini belirten PAGEV Başkanı Eroğlu, “Renault araçlarında geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor. Türkiye'deki ihracatın ayakta kalabilmesi için geri dönüştürülmüş hammaddeye ihtiyaç var. Bütün ülkeler için önümüzdeki dönemde geri dönüştürülmüş hammaddeler altın madeni gibi. Eskinin kömürü olan plastik şimdi elmas oldu. Zara'ya gidip kıyafet alıyorsunuz. Geri dönüştürülmüş ise okyanus plastiklerinden yaptım diyor. Bir pazarlama unsuru olarak bunların fiyatı da daha yüksek oluyor. Çünkü bu firmaların taahhütleri var. Bunu bilen ülkeler geri dönüştürülmüş hammaddelerin orjinali geçeceğini öngörüyor. Aynı yenilenebilirin fosil yakıtlardan üretilen enerjiyi geçmesi gibi” ifadelerini kullandı.

ÇÖPLERİNİN GİTMESİNE NEDEN KARŞILAR?

Türkiye geri dönüşüm için hammadde ithal ettiğinde dünya çapında başını da genelde İngiliz medyasının çektiği haberler yayınlandığına dikkat çeken Yavuz Eroğlu, “Madem ki bu çöp. Türkiye ithal etmezse çöpleriniz Avrupa'da kalacak demektir! Çöpler bizde mi kalsın diyorlar? Komik bir şey! Burada hikaye şu; bu haberleri yaptıranları isim isim de biliyoruz. Hammadde geri dönüşümü yapan büyük şirketler, bize çöp dedikleri aslında hammadde olan atıkların Türkiye'ye gitmesini istemiyorlar. Kendileri geri dönüştürüp satsınlar istiyorlar. İşin özü burada. Sayısı beş civarında olan büyük geri dönüşüm şirketleri bunlar. Otomotivden tekstile kadar çok büyük talep var. Geri dönüştürülmüş hammadde istiyorlar” diye konuştu. Türkiye geri dönüşüm sanayisini geliştirirse onlara rakip olacağı için bunu istemediklerini söyleyen PAGEV Başkanı, Avrupa Birliği'nin çöpünü en çok ihraç ettiği ülkelere bakınca İngiltere'nin de ilk beş ülke içinde olduğuna işaret etti. “Türkiye'ye gelince neden bu karar hassaslar?” diye soran Eroğlu, Türkiye'nin kendilerinin üretici olduğu orijinal hammaddeye mahkum olmasını istediklerini vurguladı.

KARTELLERE MAHKUM OLMAYALIM

Bu durumu son dönemde yaşanan plastik hammaddesi kriziyle açıklayan PAGEV Başkanı Eroğlu, şunları söyledi: “Geri dönüştürülmüş hammade olmasa petro-kimya devlerinin eline kalırdık. Petkim yüzde 15'ini karşılayabiliyor yüzde 85 ithal. Petro-kimya kartelleri var. Bir aydır hammadde alımlarını durdurduk. Çinlilerle birlikte mümkün mertebe almamaya karar verdik. Kartellere karşı hazirana kadar dişimizi sıkabilirsek Çin'deki petro-kimya tesisleri devreye girecek. Bu süreçte mümkün olduğu kadar geri dönüşümlü hammadde kullanalım dedik. Kartele makum olmamak için. Bu sayede fiyatları da bir miktar aşağı çekebildik. Bütün dünya ürünlerinin geri dönüştürülmüş hammaddeden olmasını istiyor. Ynei kaynak o olacak. Petro-kimyada zayıftık geri dönüşümde de zayıf kalalım istiyorlar. Kartellere karşı bizi kurtaracak enstrümanı elimizden almak istiyorlar.”

Çöp değil hammadde alıyoruz kömürü elmasa çeviriyoruz - Resim: 1

KENDİ ATIKLARIMIZI DA TOPLAYALIM

Çöp ithalatına karşı öne sürülen bahanelerden birinin de “Biz yurt dışından getireceğimize kendi atıklarımızı toplayalım” şeklinde olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “İkisinin bir bağı yok. Türkiye'deki toplama işini artırmayı tabii ki sürdürelim. İhracat yapmayalım demek gibi bir şey bu. Birçok ilde yanmış atılmış plastik yığınları görüyoruz. Ama yüzde kaç? Türkiye ithal pahalı hammadde kullanıyor. Neden Hindistan'a daha çok gitmiyor da bize? Veya Çin'e gitmiyor? Çin'in özel bir durumu var. Biz Hindistan'dan daha üst düzeydeyiz bu üretimde. Kocaeli'de, Gaziantep'te, Adana'da, İzmir'de, İstanbul'da, Mersin'de geri dönüşüm tesislerimiz var” bilgisini paylaştı.

Son olarak Türkiye kağıt konusunda da Aydın'a geri dönüşüm fabrikası kurdu. Haziranda üretime geçecek. Tonlarca atık kağıdı yani çöpü kağıta dönüştürecek. Yine Türkiye, cevheri yeterli olmadığı için huda çeliği hammadde olarak kullanıyor ve Avrupa'nın en büyük hatta dünyanın en büyük üreticilerinden. Yeşil ekonomi, döngüsel ekonomi dendiğinde geri dönüşüm yeni üretim anlayışının çekirdeğinde yer alıyor. Bu anlamda çöp değil hammadde ithal ediyoruz diye olaya bakmakta fayda var.

Geri Dönüşüm çöp Eurostat