Çöp yasağı yüzünden 1.5 milyar kaybedeceğiz
Geri dönüşümcüler hurda plastik ve etilen polimer atık ithalatındaki yasağın kaldırılmasını istedi. Adana Plastik Geri Dönüşüm Sanayicileri adına açıklama yapan Dönmezoğlu, Avrupalı kartellerin algı haberlerine işaret etti. PLASFED Başkanı da 35 bin kişinin işsiz kalabileceği uyarısı yaptı.
Devlet destekleri ve teşvikleriyle yapılan yaklaşık 8 milyar dolarlık yatırımla bin 345 lisanslı plastik geri dönüşüm tesisi, ithalat yasağı hızlı bir şekilde tekrar gözden geçirilmez ise hammadde yetersizliği nedeniyle üretimlerini durdurma ve kapanma riskiyle karşı karşıya kaldı.
Adana Plastik Geri Dönüşüm Sanayicileri adına açıklama yapan Kamil Dönmezoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda Ticaret Bakanlığı’nın 1 Ocak’ta karışık hurda plastik ithalatına, 18 Mayıs’ta ise etilen polimer atık ithalatına yasak getirdiğini, plastik geri dönüşüm sektörüne çok büyük darbe vuracağını savundu. Hiçbir etki analizi yapılmadan ve sektör temsilcileri ile istişarede bulunulmadan hayata geçirilen kararların iç piyasanın taleplerini karşılayarak yıllık 1 milyar 373 milyon dolarlık ithalatı ikame eden, 770 milyon dolarlık ihracat hacmine ulaşan sektöre darbe vurulacağını ifade eden Kamil Dönmezoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yasak ve kısıtlama kararlarının gözden geçirilmesini ve tekrar değerlendirilmesini istedi.
631 MİLYONLUK GELİR KAYBI
Yıllık kapasitesi 830 bin ton olan plastik geri dönüşüm sanayisinin, 139 milyon dolar ödeyerek ithalat yoluyla temin ettiği 756 bin ton hammadde artık gelmeyeceği için üretimini durduracağını kaydeden Dönmezoğlu, “Türkiye’nin ihtiyacı olan bu 756 bin ton hammadde, tonu 2 bin dolar olan orijinal ham madde olarak ithal edilecek ve 1 milyar 512 milyon dolar ödenmek zorunda kalınacaktır. Atık hammadde ithal etmek için ödediğimiz 139 milyon doları düştüğümüzde ülkemiz her yıl fazladan 1 milyar 373 milyon dolar ödeyecektir. Plastik hammadde ve geri dönüştürülmüş hammaddeden mamul madde ihracatından 770 milyon dolar döviz kazanan ülkemizin 139 milyon dolarlık ithalat maliyeti düşülünce 631 milyon dolarlık doğrudan gelir kaybı oluşacaktır” uyarısı yaptı.
'ÇÖPLERİNİ ALSAK ÇITLARI ÇIKMAZ'
Avrupa medyasında yaklaşık iki yıldır “Türkiye, Avrupa’nın çöpünü ithal ediyor” manşetleriyle yayınlar yapıldığına dikkat çeken Kamil Dönmezoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum’un da belirttiği gibi Türkiye tarihinin hiçbir döneminde çöp ithal etmemiştir. Avrupa medyası, sektörümüzdeki birkaç firmanın yaptığı hataları her anlamda abartarak ve çarpıtarak bütün sektöre yönelik olumsuz bir algı oluşturmuştur. Bir an için düşünelim; gerçekten Avrupa’nın çöpünü ithal etsek Avrupa’nın çıtı çıkar mıydı? Niye bu Avrupa basını iki senedir her mecrada 'Türkiye Avrupa’nın çöpünü ithal ediyor' diye kahroldu? Türkiye’yi gerçekten bu kadar çok mu seviyorlar? Avrupa medyasının bu kadar yaygara koparmasının tek nedeni, dünyada önemi her geçen gün artan plastik atıkları, yani geri dönüşümün hammaddesini onlardan satın alıp ülkemizde işleyerek yüksek katma değer elde etmemizdir” dedi.
'SIFIR ATIK'A EN BÜYÜK DESTEK
“Her sektörde olduğu gibi maalesef bizim sektörümüzde de çürük yumurtalar bulunmaktadır. Bunların yaptığı yanlışlar neticesinde sektörü hammaddesiz bırakıp adeta kapısına kilit vurmak ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullanan Dönmezoğlu, şunları söyledi: “Plastik geri dönüşüm sanayicileri, kaynağında ayrıştırılarak toplanan yerli plastik atıkları geri dönüştürerek Sıfır Atık Projesi’ne en büyük desteği vermektedir. Avrupa’nın atığını yöneten ve en büyüğünün yıllık cirosu 22 milyar avronun üzerinde olan beş büyük kartele rakip olduk. Bu kartellerin daha önce bedavaya aldığı, hatta toplayıp presleyince üstüne İngiltere’de uygulanmakta olan PNR (teşvik) sisteminden de faydalanarak ton başına 150- 350 sterlin aralığında teşvik almalarına engel olmaya başladık. Karteller, Avrupa’daki hammaddenin önemli bir kısmını satın almaya başlayan Türk plastik geri dönüşüm sanayicileri ile normal yollarla rekabet edemez hale geldi. Biz geri dönüşüm işlemini ortalama 100 avroya mal ederken, onların kendi ülke koşullarındaki maliyetleri Avrupa’da 400 avro, İngiltere’de ise 450 sterlindir. Biz çalışamaz hale gelirsek bu kartellere gün doğacaktır.”
YÜZLERCE ŞİRKETE NE OLACAK?
Hammaddesi petrol olan petrokimya tesislerinin ürettiği orijinal plastik hammaddenin bugün için ton başına satış fiyatının ortalama 2 bin dolar olduğunu belirten Dönmezoğlu, şu uyarıları yaptı: “Geri dönüştürülmüş plastik granül hammaddesinin kalite ve cinsine göre ton başına ortalama satış fiyatı ise 600-800 dolardır. Ülkemizde toplanan yerli plastik hurda geri dönüşüm sektörümüzün toplam ihtiyacının en fazla yüzde 8’ini karşılamaktadır. Yani sektörümüzün sahip olduğu kapasitede çalışabilmesi için yüzde 92 oranında hammadde ithal etmek zorundadır. Toplamda 7-8 milyar dolar kurulum maliyetli ve büyük çoğunluğu devlet teşvikleri verilerek Türkiye ekonomisine kazandırılmış olan bin 345 adet lisanslı plastik geri dönüşüm tesisi atıl duruma düşecek, ülkemizin milli serveti heba olacaktır.”
ÇARKLAR DURMA NOKTASINDA
Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, plastik hurda ithalatının yasaklanmasının sektörün sonu anlamına geleceğini savundu. Türkiye'de yapılan plastik hammadde üretiminin, ihtiyacın ancak yüzde 15’ini karşılayabildiğini vurgulayan Karadeniz, sektörde çarkların durma noktasına geldiğini söyledi. Ömer Karadeniz, tesislerin mevcut stokları ile üretimi kısa bir süre daha devam ettirebilse dahi bu işletmelerde çalışan 35 binin üzerindeki personelin işsizlik tehdidi ile karşı karşıya kaldığını belirterek, “Mevcut ithalat yasakları ile sektörün yüzde 80-85 bandında olan kapasite kullanım oranı kaçınılmaz olarak yüzde 30 bandına gerileyecek ve en nihayetinde birçok tesis ya yurt dışına taşınacak ya da kapısına kilit vuracaktır. Ülkemiz kaynaklarının heba edilmemesi için düzenlemenin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir” dedi. “Doğru yöntem etkin bir denetim sistemi ile yasaların dışına çıkan işletmelerin belirlenmesi ve cezalandırılması, atık ithalatı yapabilmek için belirli makine ve ekipman kriterleri belirlenmesi ve tüm sorunların çözümü için paydaşlarla ortak hareket edilmesidir” ifadelerini kullanan Karadeniz, 30’dan fazla sektöre ara girdi sağlayan plastik sanayinin son dönemde artan girdi maliyetlerini fiyatlara yansıtmamak için büyük çaba sarf ettiklerini dile getirdi.