Amerika’da Amerikanca Rusya’da Rusça
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de, TBMM Başkanı Kurtulmuş Rusya’da… İkisi aynı gün iş insanlarıyla görüştü. İkisi de iki ülke için ‘müttefikimiz’ dedi. Erdoğan ABD ile ilişkilerin gelişmesini temenni etti. Kurtulmuş ise yeni bir küresel finans sistemi kurulduğunu söyledi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise Rusya’da… İki isim de aynı gün iki farklı ülkenin iş insanlarıyla görüştü. Geleceğe yönelik mesajlar verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, F-16 ve ambargoları düşük tonda eleştirdi. ABD ile ticaretin gelişmesi arzusunu dile getirdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş ise Rus iş insanlarına yeni bir küresel finans sistemi kurulduğunu söyledi. Çok kutuplu dünya eleştirisini dile getirdi.
Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) tarafından düzenlenen 15. Türkiye Yatırım Konferansı çerçevesinde Amerikalı ve Türk iş insanları ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Ekonomik ve ticari konular Amerika'yla münasebetlerimizin en önemli boyutlarından birini teşkil ediyor. Amerika son iki senedir en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. İkili ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl 30 milyar doları aştı. Pek çok defa ifade ettiğim üzere ikili ticaret göstergelerini istikrarlı şekilde arttırmak için büyük bir potansiyele sahibiz."
HEDEF 100 MİLYAR DOLAR
Ticarette 100 milyar dolarlık ortak hedefe iyi bir planlamayla ulaşabileceğine bütün samimiyetiyle inandığını ifade eden Erdoğan, "Bunun için demir çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri, soruşturmalar ve CAATSA yaptırımları gibi tek taraflı uygulamaların artık terk edilmesi gerekiyor. Siz sektör temsilcilerinden de ilgili kurumlar nezdinde karşılıklı olarak kaybetmemize neden olan engellemelerin kaldırılması amacıyla gerekli girişimlerde bulunmanızı bekliyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, "Savunma sanayi alanındaki işbirliğimiz son yıllarda kısıtlamalar nedeniyle maalesef potansiyelinin çok gerisinde kaldı. F-16 modernizasyon projesiyle yeni bir sayfa açtığımızı temenni ediyor, bu alandaki ihracat engellerinin kalıcı şekilde kaldırılmasını bekliyoruz." dedi.
Batı'nın dayattığı Mehmet Şimşek'in ekonomi programını öven Erdoğan, "Güçlü bir şekilde desteklediğimiz ve son bir yıldır uygulamakta olduğumuz ekonomi programının meyvelerini topluyoruz. Tüm dünya ile birlikte ülkemizin de sorunu olan enflasyonda kalıcı ve belirgin bir düşüş sürecine girdik. İşsizlik oranı hedeflerimizin ötesinde gelişti. Depremin etkilerine rağmen kamu maliyesini hızla toparladık. Rezervleri artık bir endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının tamamı bu gelişmelere kayıtsız kalmadı. 2024 yılında kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu" açıklamasında bulundu.
KURTULMUŞ’TAN STRATEJİK ORTAKLIK ÇIKIŞI
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise Rusya’nın başkenti Moskova’da, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç’in ev sahipliğinde Rus-Türk İş Adamları Birliği üyeleriyle bir araya geldi.
Türkiye-Rusya arasında stratejik ortaklık seviyesinde önemli bir ilişki seviyesinin oluştuğunu dile getiren Kurtulmuş, "Türkiye-Rusya ilişkileri, bütün bu dönemsel ve yapısal bazı zorluklara rağmen iyi bir şekilde seyretmektedir, sorunları aşarak yolumuza devam ediyoruz. Tarihi ve kültürel olarak da Rusya ve Türkiye yakın iki komşu, iki müttefik olarak bugünlere kadar ilişkilerini getirdiler." diye konuştu.
ÇOK KUTUPLU DÜNYA ELEŞTİRİSİ
Kurtulmuş, dünyanın, yeni bir döneme girdiği sürecin başlangıcında olunduğuna işaret ederek, bu yeni dönemin başında, çok kutuplu bir dünyanın kurulmakta oluşunun yer aldığını söyledi.
Dünyada küresel ve bölgesel ölçekte çok sayıda yeni işbirliklerinin, yeni oluşumların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye olarak önümüzdeki dönemi, bu çok kutupluluğun gerektirdiği dirayetle yeniden kurmak, kendi milli menfaatlerimizi önceleyerek dünyanın birçok yerindeki ülkelerle kazan kazan prensibi içerisinde hareket etmek gibi bir stratejiyi izliyoruz. Ayrıca Türkiye’nin önümüzdeki döneme ilişkin en temel bakış açılarından birisi, barışı ve istikrarı sağlamak, barış ve istikrar yoluyla da kalkınmayı sağlamaktır. Bu çerçevede hem bölgesel hem de küresel ölçekte barışı sağlayacak adımlar bakımından Türkiye, ciddi bir şekilde hareket etmektedir."
YAPTIRIM ELEŞTİRİSİ
Rusya-Ukrayna krizi dolayısıyla Rusya ve kurumlarına karşı yürütülmekte olan tek taraflı ambargonun ve birtakım yaptırım girişimlerinin, aslında uluslararası finans sistemini yapısal olarak bazı zorluklarla karşı karşıya bıraktığını belirten Kurtulmuş, "Bu bile bize gösteriyor ki şu anda dünyada var olan küresel finansal sistemin de bu şekliyle devam etmesi mümkün değildir. Dünyada yakın bir zamanda yeni bir küresel finansal-ekonomik sistemin arayışlarıyla ilgili çabalar çok daha net bir şekilde ortaya konulmaya, bu konuyla ilgili siyasi ve hatta ilmi tartışmalar da çok daha derinleştirilmeye başlanacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye-Rusya ilişkilerinin köklü, tarihi ve her alanda fiilen var olan bir ilişki olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Rusya ile her alanda sürdürülebilir, geliştirilebilir ilişkilerin bulunduğunu vurguladı.
BAKAN BOLAT, AMERİKALI FİRMALARIN TÜRKİYE'DEKİ YATIRIMLARINI GENİŞLETME İSTEĞİNE DİKKATİ ÇEKTİ
Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a eşlik eden Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ABD'deki temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-ABD İş Konseyi'nin (TAİK) organizasyonunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında Amerikalı ve Türk iş dünyası temsilcileriyle önemli bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdiklerini anlatan Bolat, "Amerikalı büyük firmalar Türkiye'deki mevcut yatırımlarını genişletme isteklerini açıkça beyan ettiler ve Türkiye ile yatırım, ticaret, iş yapma konusunda çok istekli olduklarını ortaya koydular.
"Özellikle Uzak Doğu'dan yatırımların Türkiye'ye doğru yönelişinin onlar da farkında ve bu noktada Türkiye'yi önemli bir yatırım, tedarik ve lojistik üssü olarak değerlendirdiklerini ortaya koydular. Hem Türk tarafı hem Amerikan tarafı hem de başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere biz hükümet tarafı bu toplantıdan çok memnun kaldık, çok verimli geçti." dedi
Bolat, iki ülke arasındaki ticaretin daha fazla artırılması noktasında ümitli olduklarına dikkati çekerek, ABD'nin Türkiye'nin ihracatında ikinci büyük pazar konumuna geldiğini, ithalatta da beşinci ortak olduğunu anlattı.
Türkiye-Amerikan ilişkilerinin giderek daha fazla ısındığını ve ivme kazandığını söyleyen Bolat, kendilerinin de artan ticaret ve yatırım ilişkilerinden memnun olduklarını bildirdi. Türkiye'nin ABD'ye ihracatında ciddi bir artış olduğunu kaydeden Bolat, ticaret dengesi açısından bu yıl geçen yıla kıyasla Türkiye lehine bir tablo olduğunu ifade etti.
ÇİN TEDBİRLERİ
Bolat, ABD ve Avrupa Birliğinin (AB) Çin ürünlerine karşı artan ithalat tedbirlerinin ise Türkiye açısından yeni pazar imkanları meydana getirebileceğini belirterek, "Biz Avrupa pazarlarına 2-3 günde, ABD'ye de deniz yoluyla 20 gün ve hava yoluyla bir günde ürünlerimizi gönderebiliyoruz. Önümüzdeki dönem için ABD'ye yönelik ihracatımızı artırma konusunda ümitliyiz." diye konuştu.
SABAH YAZARI ÖVÜR’DEN DENGE SİYASETİ YAZISI
Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Öğür, gazetenin dünkü sayısında yayınlanan yazısında AK Parti Hükümetinin denge siyasetine övgüler düzerek şu ifadelere yer verdi:
“Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ve parlamento heyetiyle birlikte Moskova'dayız. Soğuk havayla karşılaşacağımız Moskova'da, hava da karşılama da beklediğimizden daha sıcaktı. Dünyanın bölgesel savaşlarla, küresel hesaplaşmalarla sarsıldığı bir zaman diliminde, Başkan Erdoğan'ın New York'taki BM çıkartmasıyla Meclis Başkanı Kurtulmuş'un Moskova gezisi birbirini tamamlayan ve küresel güç merkezlerine "eşit mesafedeyiz" diyen bir mesaj içeriyordu. Bu aynı zamanda Türkiye'nin izlediği ama birilerinin anlamakta zorlandığı çok yönlü dış politikasının da sadece sözde kalmadığının işaretiydi.
"Aslında Türkiye uzun zamandır bütün iç ve dış baskılara rağmen hayata geçirmeye çalıştığı çok yönlü denge siyaseti birilerine inat veya yakınlık için değil, ülke çıkarları ve "daha adil bir dünya" için özenle uyguluyor.”