‘Terörle siyaset yan yana gelmez’
Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek. Terörle siyaset yan yana olmaz.' dedi
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
'BİZİM KANDİL'E ÇAĞRIMIZ YOKTUR'
Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısının ardından gündeme gelen "açılım" tartışmalarıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Bizim Kandil'e çağrımız yoktur. Bizim muhatabımız milletimizdir. Kandildeki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz. Teröristin anlayacağı dil terörle tavizsiz mücadeledir" ifadelerini kullandı.
'TERÖRİSTİN ANLAYACAĞI TEK DİL TERÖRLE MÜCADELEDİR'
DEM Parti'nin yayınladığı bildiriye de yanıt veren Erdoğan, "TUSAŞ saldırısı da gösterdi ki teröristin anlayacağı tek dil terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti de son yaptığı açıklamayla nerede durduğunun işaretini vermiştir. Türkiye'nin terörü destekleyen oluşumlara taviz vermesi mümkün değildir. Terörle siyaset yan yana gelmez." dedi.
DEM Parti, Bahçeli'nin teröristbaşı Öcalan'a çağrısının ardından bir bildiri yayınlamıştı.
Bildirgede, "Barışın ve çözümün sahici bir seçenek haline gelebilmesi için ilk ve en önemli adımlardan biri, Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik bir özel savaş hukuku pratiği olan tecridin kaldırılmasıdır. 43 ay sonra mutlak iletişimsizliğin kırılarak Öcalan’la yapılan son görüşme önemli ve olumlu olmakla birlikte tecrit devam etmektedir. Fiziki özgürlüğü öncelikli olmak üzere sağlık, güvenlik ve özgür çalışma koşullarının sağlanması bu belirleyici misyonunu yerine getirebilmesi ve toplumsal barışa gidecek yolun açılabilmesi için hayati önemdedir. Müzakere ve diyalog zemini ancak özgür ve eşit koşullar altında kurulursa sahici, kalıcı ve kapsayıcı olabilecektir." ifadeleri kullanıldı.
'ÖZEL'E TAKDİRLERİMİ İLETİYORUM'
Özgür Özel'in "El yükseltiyorum Kürtlere, devlet vadediyorum" açıklamasını da değinen Erdoğan, "Buradan Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum. Kardeşliğe katkı sağladığı için sayın Özel’e buradan teşekkür ediyorum. CHP’nin Sayın Özel başkanlığında doğru yerde duracağına kardeşlik safında duracağına inanmak istiyorum." açıklamasını yaptı.
PKK yöneticileri ile görüştüğü ortaya çıkan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltına alınmasından Özel'in rahatsız olmaması gerektiğini de sözlerine ekleyen Erdoğan, "Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken terör örgütü mensupları Esenyurt’u kasıp kavururken bundan neden rahatsız oluyorsun? Mevcut yönetime destek olacaksın. Siz rahatsız oluyorsunuz diye attığımız adımlardan geri durmayacağız. Bizim asli muhatabımız bizzat Kürt kardeşlerimizdir. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim 40 yıldır bölücü örgüt üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir." dedi.
Konuşmasının sonunda "Kürtlere sesleniyoruz" diyen Erdoğan, "Bu eli samimiyetle tut. Emperyalizimn siyonizmin uşaklığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Gel Türkiye yüzyılını birlikte inşa edelim. Bu cumhuriyet benim olduğu kadar senin de cumhuriyetin. Gel yumruklarını sıkanları aradan çıkartalım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletin temsilcileri onayı ile vücut bulmuştur. Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, meşrebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu cumhuriyet zenginin olduğu kadar yoksulun da cumhuriyet, ne kadar batılının güneylinin cumhuriyeti izse o kadar doğulunun kuzeylinin cumhuriyetidir. Alevinin de sünninin de cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet solun da sağın da cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet türkün olduğu kadar kürdün de cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet, vatan topraklarında yaşayan herkesin cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu cumhuriyet 85 milyonun tamamının eseridir. Bu topraklarda kimsenin cumhuriyet ile bir problemi yoktur. Geçtiğimiz asırdaki sorunlar cumhuriyet arkasına saklanıp zulmedenlerden ve ona ihanet edenlerden kaynaklandı. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanıp ayrımcılık yaptılar, zulmettiler. Bu ülkenin huzuruna, kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz o engin feraseti ile her şeyin farkındadır. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem cumhuriyet fikrine hem de meclise sımsıkı sahip çıkmıştır. Cumhuriyetimiz dimdik ayaktadır. Coğrafyamız için umuttur, güvendir. Cumhuriyeti koruyup kollamaya yaşatmaya devam edeceğiz.
'TÜRKİYE SIRADAN BİR DEVLET DEĞİLDİR'
Sevr'de bize harita dayatarak sizin ülkeniz burası olacak dediler, hayır biz haritamızı kendimiz çizeriz dedik. Haritamızı şehitlerimizin kanı ile çizdik. Köklü devlet tecrübemiz ile toprağımız için savaşarak bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremedi. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, tedirgin olmuşlar ve cumhuriyetimize ürkek kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları kapanmaya kısıtlanmaya, iç düşmanlar üretmeye yol açtı. Türkiye Cumhuriyeti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmadık, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik dönüm noktasıdır. Bu aziz millet bin yıldır tarih yazan, tarih yapan bir millettir.
'KARDEŞLİĞİ BÜYÜTMEKTEN VAZGEÇMEDİK'
AK Parti'mizi kurarken en büyük idealimiz devlet ile milleti kucaklaştırmak, milletimizin kardeşliğini daha da yüceltmekti. Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Ayrımcılığa son verdik. Alevi kardeşlerimizin sorunları vardı, çözmek için samimi adımlar attık. Tüm bunları sabote etmek için önümüze çok engeller çıkardılar. Darbe girişimlerinde bulundular. Acılardan nemalanlar her türlü yolu kullanarak sorunları istismar ettiler. Fakat biz yılmadık, kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik. Göreve geldiğimizde ülkemizin tamamı ile birlikte, özellikle doğu Güneydoğu'da ciddi ihmalkârlık söz konusuydu. Doğu Güneydoğu'da tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık. Hak ve özgürlükleri genişletme konusunda cesur ve tarihi adımları biz attık.
'ÇOK BEDEL ÖDEDİK, ÇOK İHANET GÖRDÜK'
Bunu yaparken terörü ve terörün ürediği bataklığı kurutacağız, kardeşliği büyüteceğiz dedik. Aradan geçen zamanda sarsılmadan yürüdük ve yürüyoruz. Türk ile kürdün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa hemen hepsini yaptık denedik tecrübe ettik. Ama hepsinde karşımıza bir duvar, alçaklık çıktı. Sorunun çözülmesine engel oldular. Terörden beslenenler terörün bitmesini istemedi. Kardeşliğin pekişmesi ile Türkiye'nin büyüyeceğini görenler buna set çekti. Çok bedel ödedik, çok ihanet gördük. Sırtımızdan maalesef hançerlendik ancak umudumuzu kaybetmedik. kardeşlik hukukundan ayrılmadık. Türkiye'nin ve milletimizin aydınlık geleceği için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak tan geri durmadık. Bu bir kesimin değil topyekûn gelecek nesilleri etkileyecek meseledir. Bu meseleyi gündemden çıkararak 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz.
'ÇOK BÜYÜK BİR İMKAN ELE GEÇİRDİK'
Buradan Cumhur İttifakı’ndaki yol arkadaşımız, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, tüm Milliyetçi Hareket Partisi camiasına grubum adına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum. Devlet Bey, tavır, konuşma, söylem ve siyasetiyle, feraset ve tecrübesiyle, cesur çıkışlarıyla, akıl dolu cümleleriyle daima tarihe not düşen, tarihe istikamet çizen bir liderdir. Kendisi her fırsatta anlayabilenler için, mazrufa odaklanma idaresi gösterebilenler için, vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının, en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu, ne manaya geldiğini en açık, en sarih, en çarpıcı şekilde izah etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanının son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır. Buna karşılık ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi ve zümrevi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir.
Şu ana kadar birçok meseleyi birlikte ortak akılla çözüme kavuşturduk. İşte şimdi ülke ve millet olarak Sayın Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin elini değil, tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkan ele geçirdik. Önümüze açılan bu fırsat penceresinin iç cepheyi dost düşmana karşı güçlendirme fırsatının millet ve milletin meşru temsilcisi siyaset kurumu tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Şunu lütfen unutmayınız: 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız, toprağımız bir, bayrağımız, marşımız bir, devletimiz bir, en önemlisi de mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir.
'ÖZEL'İ TEBRİK EDİYORUM'
Buradan Özgür Özel'e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren söylediğimiz gibi devlet herkesin devleti olmalı herkesi eşit kucaklamalı. Kardeşliğe katkı sağladığı için sayın Özel'i buradan tebrik ediyorum. CHP'nin sayın özel başkanlığında doğru yerde duracağına kardeşlik safında duracağına inanmak istiyorum. Türkiye içinde şartlar müsait hale gelmişken, bir hukuk devleti içinde PKK teörr örgütünün özellikle attığı adımlardan rahatız olan sayın Özel'e de bundan rahatsız olma, hukuksuzluk nedir bunu da öğreneceksin. Coğrafyamız bir ateş çemberine dönüşmüşken terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan neden rahatsız oluyorsun. Mevcut yönetime destek olacaksın. Siz rahatsız oluyorsunuz diye attığımız adımlardan geri durmayacağız. Bizim asli muhatabımız bizzat Kürt kardeşlerimizdir. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim 40 yıldır bölücü örgüt üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir.
'LGBT'NİN SAPKINLIĞINI SAVUNANLAR EBEDİ DÜŞMANDIR'
Bebek katilleri ile yan yana yürüyenler, Kudüs fatihi Selahaddin Eyyübi'nin torunları olamazlar. Selahattin Eyyübi'nin torunları bu atılan adımlardan, onlar da yıllarca rahatsız oldu. Batı'nın LGBT sapkınlığını savunanlar benim Müslüman Kürt kardeşlerimizin ebedi düşmanıdır. Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi hem dini hem siyasi farzdır. Türkleri sevmeyen Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen Türk varsa Türk değildir. Türk Kürtsüz Türk de Kürtsüz varlığını idame ettiremez dedik. Bunu gönülden söyledik. Samimiyetle, hüsnüniyetle söyledik.
'BİZ TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ'
Alparslan'ın ordusunda Türk de vardır, Kürt de vardır, Arap da vardır. Bu zafer sadece Türklere Kürtlere değil, Türk Kürt kardeşliğine de Anadolu'da bir yurt inşa etmiştir. Kardeşliğimizi biz hep birlikte savunduk. Uzunca bir süredir bizi birbirimizden ayırmak, Malazgirt'in intikamını almak istiyorlar.
Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Geçmişin yaralarını birlikte saracağız. Tarihi yine birlikte yazmaya devam edeceğiz. Biz bunca yıldır her kesimin özgürlüğü için, en çok da Kürt kardeşlerimin onuru namusu için mücadele verdik. Hayal dahi edilemeyecek noktaya geldik. İşte şimdi ülke ve millet olarak sayın Bahçeli'nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koyması ile çok daha büyük imkanı ele geçirdik. 85 milyon olarak aşımız bir, ekmeğimiz bir, kıblemiz bir, vatanımız toprağımız bir, bayrağımız marşımız bir, devletimiz bir. En önemlisi de mazimiz bir, istikbalimiz bir, kaderimiz birdir. Milletin kürsüsünden sesleniyorum, sevgili Kürt kardeşlerim, bu eli sımsıkı tutmanı bekliyoruz. Emperyalizmin uşaklığını yapanları Türkiye düşmanlarının maşalığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz, gel Türkiye yüzyılını birlikte inşa edelim. Bu cumhuriyet benim olduğu kadar senin de cumhuriyetin. Gel yumruklarını sıkanları aradan çıkaralım diyoruz. Gel, terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım diyoruz.
'BU ELİ SAMİMİYETLE TUTMANI BEKLİYORUZ'
Sevgili Kürt kardeşlerim bu eli samimiyetle tutmanı bekliyoruz. Gel ‘Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim. Bu cumhuriyet benim olduğu kadar senin de. ‘Gel yumruklarını sıkan, terörü meşrulaştıranları aradan çıkar’ diyoruz.