Cumhurbaşkanı Erdoğan: Benim için Miçotakis diye biri yok
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ABD Senatosunda Türkiye'nin aleyhine konuşmalarını anımsatarak "Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak şahsiyetli, onurlu siyasetçilerle yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı sonrası basın açıklamasında bulundu. Erdoğan, yoklama kaçağı olan gençlere bedelli askerlik yolunun açılacağı müjdesini vererek, "550 bini bulan yoklama kaçağı bakaya gençlerimize müjde vermek istiyorum. Bakaya askerlerimize yararlanma yolunu açıyoruz. Bakaya gençlerin sıkıntısına çözüm getiren uygulama hayırlı uğurlu olsun" dedi.
'AÇIK CEZAEVLERİNDEKİ İZNİ 31 TEMMUZ'A KADAR UZATIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık cezaevlerindeki Covid-19 izinlerine ilişkin "Açık cezaevindeki Covid izinleriyle ilgili yeni bir değerlendirme yaptık. Açık cezaevlerindeki hükümlülerin Covid izinlerini 31 Temmuz 2023'e kadar uzatıyoruz. Meclisimizin bu husustaki yasal düzenlemeyi en kısa sürede hayata geçireceğine inanıyorum" dedi.
'KAPSAMLI BİR 100'ÜNCÜ YIL KUTLAMA PROGRAMI OLUŞTURDUK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100'üncü yılına özel görkemli bir kutlama programı hazırlandığını kaydederek şöyle konuştu:
"Önce çok partili siyasi hayata geçip, ardından darbeler ve terörle kesintiye uğrasa da kalkınma hamlelerini başlatarak, kendimize yeni bir yol seçtik. Cumhurbaşkanlığı olarak kapsamlı bir 100'üncü yıl kutlama programı oluşturduk. Milletimize son 2 asırdaki kayıpları ve kazanımları hatırlatacak, '100 yılın işini 20 yıla sığdırdık' şiarıyla hayata geçireceğiz. Gençlerimize emanet edeceğimiz 2053 vizyonundan sonraki hayallerimizi ise Malazgirt Zaferi'ne atfettiğimiz 2071 vizyonu olacak. Bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz büyük demokrasi ve kalkınmanın eksikliği, hatta hataları olabilir. Bunun eksiklerini kapatacak bir muhalefetle konuşmaya her zaman hazırız. Buna mukabil karşımızda sadece siyaset ortaya koyamayan bir muhalefet var. Getirilen her hizmete, projeye karşı olan ama ortaya bir program koyamayan, hatta niyet koyamayan bir muhalefetle karşı karşıyayız."
'HAYAT PAHALILIĞININ İNSANLARIMIZ ÜZERİNDEKİ YÜKÜNÜ AZALTMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılara maruz kalındığının bir gerçek olduğunu kaydederek şöyle dedi:
"Hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılara karşı karşıya olduğumuz gerçektir. Türkiye bu sıkıntıları hak etmiyor. Fakat bu millet gerici bir muhalefeti de hak etmiyor. Ülkemizin bugüne kadar her meselesini nasıl biz çözdüysek, Allah'ın izniyle yine bu sıkıntıların üstesinden biz geleceğiz. Kendini yenilemek başkalaşmak değil, aynı mayayla varlığını devam ettirmek, büyümek, çoğalmak demektir. Dünya yeni bir dönüşümün eşiğindedir, bu süreçte en büyük avantajımız milletimizin en kadim özelliğidir. Küresel güvenlik ve ekonomi krizine bu gözle baktığımız için geçici sorunlar karışında paniğe kapılmıyoruz. Hedeflerimize daha hızlı yol almayı tercih ediyoruz. Bu arada 85 milyon vatandaşımızın her biri için konjektörün getirdiği sıkıntıları karşılamak için geri adımda durmuyoruz. Ücretli dar gelirli desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımı koruyacak mekanizmaları kuruyor ve işletiyoruz. Asgari ücret artışı, memur ve emekli maaşlarına yapılan yüksek zamlar, destek ve sübvansiyon gibi paketler, bu yaklaşımımızın karşılığıdır. Önceliğimiz insanımızın refah seviyesini artıracak politikalar olacak. Önümüzdeki aylarda bu doğrultuda yeni adımlar atarak hayat pahalılığının insanlarımız üzerindeki yükünü azaltmayı sürdüreceğiz."
'ARTIK BENİM İÇİN MİÇOTAKİS DİYE BİRİSİ YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna'ya en büyük desteği Türkiye'nin verdiğini, Rusya'yla insani ilişkileri sürdürerek bölgedeki barışın devamı ve müzakere yapılmasıyla en samimi yaklaşımın gösterildiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bizim NATO'nun genişlemesi konusundaki yaklaşımımız bağnazlıktan ya da düşmanlıktan değil, terörle mücadelemizdeki ilkeli tutumumuzdan kaynaklanıyor. Muhataplarımızın tamamına, Türkiye'nin NATO'nun genişlemesindeki yaklaşımını terörle mücadele ve müttefiklik vurgusuyla açıkladık. Bu yanlışı Türkiye, Yunanistan ve Fransa'nın NATO'dan çıkışı döneminde Türkiye o zaman onlara destek vermişti. Ve ne oldu? Şu anda Yunanistan bizimle nasıl uyum içinde? FETÖ'nün Avrupa'ya gidiş güzergahı şu anda Yunanistan değil mi? İçindeki terör örgütlerini besleyen o değil mi? Hepsinden önemlisi şu anda 10'a yakın üs var Yunanistan'da ve bu üslerle acaba Yunanistan kimi tehdit ediyor veya bu üsler Yunanistan'da niye kuruluyor? Şu anda Avrupa Birliği ülkelerine 400 milyar Avro borcu olan bir Yunanistan var. Kendisiyle görüştük. Görüşmede aramıza üçüncü ülkeleri sokmayalım diye mutabık kaldık. Buna rağmen geçen hafta bir Amerika seyahati oldu ve senatoda Türkiye'nin aleyhine ne gerekiyorsa bu konuşmaları yaptığı gibi 'F-16'ları sakın ha Türkiye'ye vermeyin' demek suretiyle Amerika'ya bu şekilde telkinlerde bulundu. Biz bu yıl stratejik konsey toplantısı yapacaktık. Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle böyle bir görüşme yapmayı asla kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak şahsiyetli, onurlu siyasetçilerle yola gideriz. Bundan sonrasını Miçotakis kendisi düşünsün. Kimlerle görüşecekse, kimlerle nerede nasıl üstler kurduracaksa buyursun kurdursun. Biz bize, kendimize yeteriz. F-16'lar konusunda Amerika herhalde Miçotakis'in ağzına bakarak kararını vermeyecektir."
'OLMAZ BÖYLE BİR BARIŞ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine ilişkin, her iki ülkeye de Türkiye karşıtı tutumlarının kabul edilemez olduğunu söylediklerini anımsatarak şöyle konuştu:
"Stockholm sokaklarında PKK/YPG, DHKP-C terör örgütü liderlerinin posterleriyle yürüyüş yaptılar birkaç gün önce. Sayın Andersson bak bana neler söyledin. Ama buyur, Stockholm caddelerinde teröristler yürüyorlar ve senin polisin de onları koruma altına alıyor. Sadece orası mı? Almanya'da da aynı yürüyüşler olmuyor mu? Bakıyorsunuz orada bizim vatandaşlarımız bir şey yaptığında Alman polisi bastırıyor yere, dizini üstüne koyuyor. Hatta 16 yaşında gencimize yaptılar bunu. Olmaz böyle bir barış. Siz ancak terör örgütleriyle kol kola yürüyorsunuz. Ancak bunu başarıyorsunuz. Biz adımlarımızı nasıl atacağımızı biliyoruz. Türkiye için tehdit oluşturan, terör örgütlerine her türlü desteği vererek teröristleri koruyup kollayanlar, geçmişten beri bize karşı sergiledikleri ciddiyetsiz ve kibirli tavırlarından vazgeçmeliler. Somut uygulamalarıyla bu değişimi gördüğümüzde üzerimize düşeni yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."
'GÜVENLİ BÖLGELERE YAPILAN SALDIRILAR HAREKAT ÖNCELİĞİMİZİN BAŞINDA YER ALMAKTADIR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney sınırları boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenlik alanı oluşturmak için yapılan çalışmaların eksik kalan kısımları için çalışmaların devam ettiğini bildirerek "Güvenli bölgelere yapılan saldırılar harekat önceliğimizin başında yer almaktadır. Hazırlıklar tamamlanınca operasyonlar başlayacak. Perşembe günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu'nda bu hususlar enine boyuna değerlendirilecek ve kararımızı alacağız" dedi.
'BİR TÜRK VATANDAŞININ UZAYA GÖNDERİLME SÜRECİNİ RESMEN BAŞLATIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Uzay Programı kapsamında bir Türk vatandaşının uzaya gönderileceğini açıklayarak şöyle konuştu:
"Birçok insan uzaya gitme hayali kurmuştur. Milli Uzay Programı çerçevesinde bir Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilme sürecini resmen başlatıyoruz. Hiç şüphesiz bu milli bir görev olacak. Uzaya göndereceğimiz vatandaşımız, kendisinin yer çekimsiz uzay ortamında yapmak istedikleri bilimsel test ve deneyleri yapacaktır. Bu milli göreve başvuru için 'uzaya.gov.tr' adresini oluşturduk. 45 yaşından genç tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bu görev için başvurabilirler. Başvurular arasından çekilecek ve seçilecek iki aday, uzay için gerekli tüm eğitimleri alacaklar. Bu iki adaydan biri üstlendikleri tarihi görev için Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilecek."