Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vatanı önce dil bekler!
‘Vatanı önce dil, sonra ordu bekler. Bunun için Türkçemize sahip çıkmalıyız. Sadece kendimiz sahip çıkmakla kalmamalı, Türkçemizi dünya dili haline getirmeliyiz.’
Yunus Emre'nin ölümünün 700'üncü yıldönümü dolayısıyla bu yıl, “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” ilan edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün yapılan ‘Bizim Yunus Yılı Açılış Töreni’nde , 'Dünya Dili Türkçe' adıyla seferberlik ilan ettiklerini açıkladı, Türkçe’nin korunmasının ve geliştirilmesinin önemini vurgulayan bir konuşma yaptı.
‘DÜNYA DİLİ HALİNE GETİRELİM’
İstiklal Marşı'nın kabul edilişinin 100'üncü yılı olduğunu da hatırlatan Erdoğan, 2021 yılının Türk kültürü açısından öneminin daha da arttığını söyledi ve şöyle sürdürdü: “Ana dilleriyle bağları zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesi, sömürgeleşmesi, kimliksiz hale gelmesi kaçınılmazdır. Gerek dünya tarihine, gerek Türk tarihine baktığımızda bunun sayısız örneğini görürüz. Avrupa kıtasındaki soydaş toplulukların önemli bir bölümünün dilleri ile bağları kopunca nasıl Slavlaştıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde Afrika'da sömürgecilerin işgal ettikleri yerlerde insanların inançları ile beraber dillerini de hedef aldıklarına şahit oluyoruz. Unutmayınız, vatanı önce dil sonra ordu bekler. Bunun için Türkçe'mize sahip çıkmalıyız. Sadece kendimiz sahip çıkmakla kalmamalı, Türkçe'mizi dünya dili haline getirmeliyiz."
‘KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE KARŞI SAVUNMA HATTI’
Yunus Emre ve Türkçe Yılı kapsamında 'Bizim Yunus ve Dünya Dili Türkçe' temalarıyla Cumhurbaşkanlığı himayesinde birçok etkinlik düzenleyeceklerini söyleyen Erdoğan, “dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçe'den ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye dur demek mecburiyetindeyiz" dedi ve ekledi: “Kültür emperyalizmine karşı kuracağımız en güçlü savunma hattı öncelikle dilimizi korumaktır. Kendi anadilini en doğru ve güzel şekilde konuşamayan bir toplum, başkalarına da katkı sağlayamaz. Türkçe’yi korumadan ne millî kimliğimize sahip çıkabiliriz ne Türk dünyasıyla olan bağlarımızı güçlü tutabiliriz ne de küresel hedeflerimize ulaşabiliriz.”