Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sınır ötesi operasyon ve MHRS açıklaması
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, sınır ötesi operasyonun şifreleri ve MHRS randevu sisteminde yaşanan sorunlar hakkında açıklama yaptı.
AK Parti, Kızılcahamam kampında toplandı. 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafındın gerçekleştiriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
-Partimizin kuruluşunun 21'inci hükümete gelişimizin 20'inci yılına geldiğimiz dönemde muhabeyi yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. İktidara gelirken milletimize 4 temel unsur üzerine yükselteceğimizi söylemiştik. Bunlar eğitim, adalet, sağlık ve emniyet temelleriydi.
MHRS'de hastanelerden randevu alamama krizi
-Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklar konusunda şikayetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sorunları gündemimize aldık, süratle çözümünü sağlayacak adımları atıyoruz.
Sınır ötesi harekat
-Türk milleti için güçlü bir orduya sahip olmak tarih boyunca bir tercih değil bir mecburiyettir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit'le güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Güvenlik hattının eksiklerini yeni harekatlarla tamamlayacak hem de tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hale getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz.
Yeni müjdelerle karşınızda olacağız
-Kentsel dönüşüm alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. TOKİ eliyle 1 milyon 100 bin konut ürettik. 3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. İnşallah yakında yeni müjdelerle karşınızda olacağız.
-Gezi olaylarıyla başlayan ihanetlerin ürettiği kur faiz enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeller olmasaydı bugün 1,5 trilyonu bulan milli gelirle farklı bir yerde olacaktık. Ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Ne siyasette ne ekonomide diz çöktürülmesine izin vermeyeceğiz.
-Karşımıza çıkarılan aktörlerin aparat olduğunu biliyoruz asıl mücadeleyi gerçek sahiplerine veriyoruz. Bu milletin son ferdi de toprağa düşmeden sinsi senaryolarınızı hayata geçiremeyeceksiniz. Biz istiklal ve istikbal dedikçe ayağımıza çelmeleri artıranlara diyoruz ki bu milletin son ferdi de şehit olmadan aziz vatanın tek karış toprağını kirletemeyeceksiniz. Bu milleti esir alamayacaksınız. Türkiye'nin ekonomide geldiği yeri de böyle değerlendirmek gerekiyor. Türkiye'nin potansiyeli kağıt üzerindekinin çok üzerinde.
-Hani komünistin komünistliği parayı buluncaya, ateistin ateistliği uçak sallanıncaya kadar derler ya aparatları ve ağababalarıyla bunların havası da milletin önüne çıkıncaya kadardır. Biz kendi işimizi yapacağız.
-2023'te bir Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonu'na gönderilme sürecini başlattık. Yerli otomobilimizi inşallah yakında yollarda göreceğiz.
--Biz ülkemizi eserlerle donatmanın mücadelesini verirken siyasetin cilvesi diyebileceğimiz bazı kişiler ve konularla uğraşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Türk siyasi tarihinin en ağır en eziyetli katlanması en zor cilvesi bizim dönemimize denk geldi. Bu cilvenin adı Kılıçdaroğlu'dur. Öyle bir karakter ki ciddiye alınacak tarafı yok. Çoğunlukla yok saymayı tercih ediyoruz. Yok saydıkça yalanın iftiranın zırvanın dozunu yükseltiyoruz. Ara ara bu zatı paçasından çekip aşağıya çekmek zorunda kalıyoruz. Böyle bir mecburiyetle karşı karşıya kalıyoruz. Güya sorularımıza cevap vermiş ve 10 soru sormuş. Bu zatın sinsiliği buram buram tütmektedir.
KILIÇDAROĞLU'NA SORULAR
-Birinci sorum olan tüm terör örgütlerine lanetleyip lanetlemeyeceği soruma tüm göndermeler birilerine gammazlayan el altından müdahaleye çağıran tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan Türkiye'nin YPG ve PKK'ya harekatını destekleyip desteklemediği soruma yabancı postal gibi yapılan işlerle ilgisi olmayan bir iğrençliği karıştırarak kirli zihnindeki hezeyanları sergilemiştir. Üçüncü sorum olan İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği tartışmalarında devlet politikalarının yanında olup olmadığı sorusuna cevabı karşımızdakileri sevindirecek bayağılıktadır. Dördüncü sorum olan Akdeniz ve Ege mücadelesinde kimin safında olduğu cevabı ülkesinin değil Rumların ve onların üzerimize salanların yanında yer aldığını tekrar göstermiştir. Beşinci sorum olan ekonomik küresel krize cevabı kendisi anlamadığı için Türkiye'nin başındaki en büyük felaketin kendisi olduğunu göstermiştir. Altıncı sorum olan yalanı ve iftirayı bir kenara bırakıp bırakmayacağına kendine yakışır biçimde aynı yalanları tekrarlayarak cevap vermiştir. Yedinci sorum olan siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine hazırlatmak sorusuna inkarla cevap vermiştir. Sekizinci soruma asil değil sefil bir şahsiyet olarak cevap vermiştir. Dokuzuncu sorum olan partisindeki terör örgütü destekçisi, tacizciyi hırsızı istismarcıyı tasfiye edip etmeyeceğine tüm bu rezillikleri üstüne örtüp ortak olduğunu ikrar ederek cevap vermiştir. Onuncu sorum olan 2023'te cumhurbaşkanı aday olup olmayacağı sorusuna sorumda zaten belli olan seçim tarihinin açıklanması bahanesiyle yüreksizliğini çapsızlığını göstererek cevap vermiştir. Seçim tarihi belli bizden yeni seçim tarihi bekliyor. Sen şimdiden 2023'e hazırlan. Sen kendin aday olup olmuyor musun bunu açıkla.
-Biliyorsunuz Merkez Bankasının 123 milyar dolar meselesini kamuoyuyla paylaştık ama hala aynı nakaratı tekrarlıyor. Biz attığı iftirayı hukuk önünde soruyoruz. Ülkemize sığınmış mazlumlara karşı yürüttüğü politikayı bozuk karakterine veriyoruz. Biz senin SSK'yı nasıl batırdığını biliyoruz. Şimdi ülkeyi batırmanın peşinde.
-Eğitim amaçlı vakıflara saldıran bu zat iftiraları sebebiyle hesap vermektedir. Mafya bozuntularının hezeyanlarından medet umacak kadar alçaldıklarını unutmadık.
"SADAT'LA GÖRÜŞMEDİM"
-Kendi kendine SADAT diye bir öcü uydurup bizim şirketin kurucusuyla evinde konuştuğumuzu söyleyecek kadar hayal alemine uçmuştur. Toplumsal çatışmayla bizi itham etmesi trajikomiktir. Ben SADAT'ın kurucusuyla evlerinde görüşme yapmadım. Böyle bir görüşme yok. Sen yalancısın sen cambazsın. SADAT'ın kurucusu tuğgeneralle benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görüşmem var evinde görüşmem yok.
-Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış. Artık kararlarını versinler masanın altında olanlar varsa da meydana çıksın.
-Siz hala meseleyi anlamadınız mı diyen elebaşlarının ikrar ettiği gibi Gezi olaylarının ne ağaçla ne yeşille alakası vardır. Beşiktaş Çırağan Caddesi'nde çınar ağaçlarının kesilerek katliamın yapılmasını görmüyor muydu? Atılan bir adım var mı? Nerede bu çevreciler? Bu işin hesabını sordular mı?
-Gezi olayları azgın azınlığın sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsüdür. Türkiye'nin IMF defterini kapattığı tarihi günlerde doğrudan ekonomik bağımsızlığımızı hedef alan, mandacı bir eylem İstanbul'un zulüm 1453'te başladı yazan Bizans heveslilerinin girişimidir. Bay Kemal bu ifadelerin arkasında sen varsın sen. Beşiktaş'tan Taksim'e yürüdün. Bezmialem Camisi'ni bira kutularıyla sizin takımınız kirletti. İstismarı çok iyi biliyorsunuz. Atatürk Kültür Merkezi'ne malum teröristlerin pankartlarını siz astınız. Bunları yutacak mıyız? Sen de o alana geldin.
-Geçenlerde iki tane sözde milletvekili şehitler köprüsünde pankart astılar polisimize vurmaya kalkanlar olmuştur. Malum partinin parlamentodaki uzantılarıdır. Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların parlamentodan bir an önce silip atılmasının adımlarının atılması lazım.
-Gezi olayları milletimizin zihnine kaydolmuştur. Yalanlar üzerine sahte tarih anlatımı değiştirmeyecektir. Her türlü çirkefliği sergileyenlere hak ettiği teşhisi koyduk. Onların meşrebinde bu söz neye karşılık geliyor bilmiyoruz bizim neyi kastettiğimiz gayet açıktır. Milletimiz Gezi olaylarına nasıl bakıyorsa biz de aynı pencereden bakıyoruz. Milletimiz Gezicileri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Vandala vandal, haine hain çapulcuya çapulcuya demekten geri durmayacağız. Siz gidin önce aynaya bakın kendi geçmişinizle hesaplaşın. Bizim kadınlara alçakla hakaret eden belediye başkanlarını koruyan karakter fukaralarından alacak ahlak dersimiz yoktur. Şehit bacısına ağız dolusu küfür edenlere kol kanat gerenlerden alacak saygı dersimiz de yoktur. Sapık ideolojilerin sapkın ilişki biçimlerinin avukatlığını yapanlardan alacak edep dersimiz de yoktur.
NATO'YA TEPKİ
Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yaratılırken Türkiye farkını ortaya koyuyor. NATO içinde İsveç-Finlandiya konusunda açık ve net konuşuyorum.
Dün Stoltenberg ile konuştuk. NATO bir terör güvenliği sağlayacak teşkilat değildir. Şu anda İsveç'te Finlandiya'da terör örgütleri cirit atarken, posterlerini ellerinde taşırlarken, Yunanistan'da da terör örgütleri cirit atarken kimse bizden aynı yanlışa düşmemizi beklemesin.