Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan BM ve AB’ye Suriye çağrısı: Suriye’nin inşasına katkıda bulunalım
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmasında BM ve AB'ye Suriye'nin yeniden inşası konusunda çağrıda bulundu.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2025 yılı bütçesi görüşmekleri kapsamında TBMM Genel Kurulu'nda konuştu.
Yılmaz'ın konuşmasında öne çıkan vurgular şu şekilde:
"Yapıcı eleştiriler ortaya koyan tüm vekillerimize teşekkür ederim. Bütçe görüşmeleri sadece ekonominin konuşulduğu değil, ülkenin her türlü konusu gündeme gelir. Bu doğaldır. Ben de hükümet olarak fikirlerimizi paylaşmak isterim. Suriye’de yeni dönemle karşı karşıyayız. Bir diktatörlük devrilmiş yeni bir ortam oluşturulmuştur. Bundan sonra geçici bir hükümet daha kalıcı bir siyasi yapıyla devam edilmesini bekliyoruz. Biz Suriye’de Suriye halkının tamamını kapsayan hangi dinden mezhepten olursa olsun bir siyasi yapılanmayı savunuyoruz. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Suriye’nin bir bütün olarak varlığını devam ettirmesini istiyoruz. Komşularına ve kendi içinde istikrarı yakalamış katkıda bulunan Suriye görmek istiyoruz. Bazı belirsizlik ve riskler içeriyor içinde bulunduğumuz süreç. Suriye ekonomiyi bilen bir coğrafya. Uygun şartlar oluşunca Suriye toparlanacaktır."
DEVRİM SONRASI SOKAKLARI TEMİZLEYENLER
"Suriye’nin altyapısı kurumları tahrip edildi. Şimdi yeniden inşa zamanı. Uluslararası topluma görev düşüyor. Gelin hep birlikte Suriye’nin inşasına katkıda bulunalım. BM’den Avrupa Birliğine bunu yapmamız lazım. Suriyeli vatandaşlar yaşanan devrim sonrası sokakları temizlemeye çalışıyorlar. Bunu yapan bir toplum kendi geleceğini de inşa eder. Yeter ki biz onlara destek olalım.
İSRAİL’İ TEHLİKELİ GÖRÜYORUZ
"Suriyelilerin dönüşü bir anda olmayacak. Başlamış bir süreç. Yeter ki Suriye’de elverişli ortam oluşturalım. Suriye’deki olumlu gelişmelere dışardan bir gücün müdahale etmesini istemiyoruz. Özellikle İsrail’in işgal ettiği alanları genişletici eylemlerini tehlikeli görüyoruz. İsrail başta olmak üzere hiçbir ülke bu halka bunu yapma hakkına sahip değildir. Hiçbir yabancı güç Suriye’nin istikrarını bozucu bir tutuma girmemeli. Aynı temennileri Gazze için de ifade etmek istiyorum.
"Bizim zihniyetimizin temeli insanı yaşat ki devlet yaşasındır. Böyle bakmasak bu kadar hizmeti yapamazdık. Cumhur İttifakını da millet kurmuştur. 15 Temmuz sonrası… Bizim anlayışımız millet ile devletin farklı yönlere baktığı bir anlayış değildir. Bizim anlayışımız millet ile devleti buluşturan anlayıştır. Bugün geldiğimiz nokta yaptığımız birçok demokratik reform bu zihniyetin sonucu. Bizim millet anlayışımız belli kesime dayalı anlayış değildir. Hiçbir zaman dar milliyetçilik anlayışına sahip olmadık. Kapsayıcı bir anlayıştır. Bu anlayışımızı modern dünyanın geldiği demokratik birikimle hukuk devletiyle eşit vatandaşlık kavramıyla da bütünleştirdiğimizi ifade etmek isterim."
KÜRTLERLE DEĞİL TERÖRLE SORUNUMUZ VAR
"Bizim Kürtler ya da Kürtçe ile sorunumuz yok. Bizim terörle hukuk dışı yapılarla sorunumuz var. Hiç kimsenin de Kürt vatandaşlarımızın tamamını temsil etme hakkı yoktur. Bu Kürtlere en büyük haksızlıktır. Kürtlerin de farklı talepleri beklentileri vardır. Ben Kürtler adına konuşuyorum tavrı demokratik değildir. Bizim meselemiz terörsüz Türkiye’dir. Türkiye yüzyılını huzurun yüzyılı yapmaya niyetliyiz.
TERÖRÜN GÖLGESİNDE SİYASET OLMAZ
"Terörün gölgesinde siyaset olmaz. Hiçbir siyasi partinin de terör örgütlerinin gölgesi altında siyaset yapmaması gerekir. Demokratik siyasetine saygı duyarız ama bir takım vesayetçi denebilecek örgütsel müdahalelerle şekillenecek siyaset sivil ve demokratik değildir. Kürt ve Alevi kardeşlerimizle ilgili fikirler tartışılırken şunun altını çizmek lazım, bir tarih tecrübe var bu coğrafya üzerinde emperyalist müdahaleler var. Projeler var…
EMPERYALİSTLERİN HEDEFLERİ
"Bunlar ne Kürt ne Alevi ne de başka kesimin dostları. Bunların kendi hedefleri var. Bir tek insanımızın bile bu hedeflere bu emperyalist oyunlara yem olmaması için elimizden gelen tüm gayreti göstermek sorumluluğumuzdur."
ALEVİLERLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR
"Alevi vatandaşlarımızla ilgili de birkaç şey söylemek isterim. Alevi meselesi de rahat şekilde tartışılıp konuşuluyor. Arkadaşlar çok güzel tespitler yaptılar. Son 20 yılda çok çeşitli çalışmalar yürüttük. En son benim başkanlığıma nasip oldu. Alevi Bektaşi Başkanlığını kurduk. Kanunlarımızda Cem Evi kelimesi geçti. Biz yüzyıllardır gelen tartışmaları kanunlarla çözebilecek değiliz. Bize devlet olarak düşen somut taleplere yöneliktir. Alevileri Bektaşileri dönüştürmeye çalışan bir başkanlık değil bu… Alevi vatandaşlarla temas kuran onların ihtiyaçlarını tespit eden ve hizmet etmeye çalışan bir başkanlık."
KİMLİK SİYASETİNE KARŞIYIZ
"Hepimiz bu toplumun birer parçasıyız. Kimsenin bir diğerini kendisine benzetme diye bir durumu yok. Burada ince çizgi var. Kimliklere sonuna kadar saygılıyız ama kimlik istismarı ve siyasetine karşıyız.
CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ ELEŞTİRİLERİ
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ilgili tartışmalar oldu. Önemli olan demokrasidir. Demokrasi güçlü olduğu sürece yönetim sisteminin ne olduğu ikincil bir konudur. Hangi yönetim olursa olsun… Bunu başaran başkanlık sistemleri de parlamenter sistemler de var. Eski sistem vesayetçi anlayışlarla kurgulanmış krizler üretmiş bir sistemden geldik biz… Eski sistem kriz üretti. Yeni sistemin en önemli avantajı istikrarı garanti etmesi. Pandemiyi bu sistemle yönettik. Bölgemizde Karabağ’dan Libya’daki meselelere çok geniş coğrafyada bu sistemle hayata geçirdik. Bu sistemin somut etkilerini gördük. Başkan bir partiden Meclis çoğunluğu başka partiden olursa sistem tıkanır dedi bir arkadaşımız. Her sistemin zayıf yönleri olabilir. Şu an böyle bir gerçeklik yok ama ilerde oldu diyelim bu uzlaşma kültürünü getirebilir. Ya da bir çatışma da oluşturabilir. Cumhurbaşkanı ya da Meclis yeni bir seçime gidebilir. Bu da olmuyorsa kendi bütçesini artırıp sistemi yürütmeyi de tercih edilebilir. Demirel’in dediği gibi demokrasilerde çare tükenmez."
SEÇİM KANUNU TARTIŞILMALI
"Siyasi istikrarın oluşmasında seçim sisteminin yönetiminin sisteminden daha etkili olduğunu düşünüyorum. Yeni bir seçim ve siyasi partiler kanunuyla çok daha demokratik bir ortamın oluşabileceğini ifade etmek isterim. Yeni anayasa sürecinde bunların da tartışılmasının faydalı olacağını ifade etmek isterim.
Bu ayın 29'unda Şanlıurfa'da olacağız. Yeni GAP Eylem Planımızı paylaşacağız.
Savunma sanayiinde devrim diyeceğimiz bir dönüşüm var. Daha da ilerleteceğiz.
Altay tankında, Almanya tarafından lisans verilmemesi vesilesiyle gecikme yaşanmıştır. Ambargolarla karşı karşıya olduğumuz halde, 2025 yılı Ağustos ayında Altay tankının faaliyete geçmesi planlanmaktadır.
Bugün Portekiz donanması için imzalar atıldı. Tarihimizde ilk defa bir AB ve NATO üyesi ülkeyle askeri gemi ihracat sözleşmesi yapıldı."
ASGARİ ÜCRETTE EKSİK KAYITLILIK
"Enflasyonda düşüş seyri başladı. Dezenflasyon sürecinin sürmesini bekliyoruz. Halkın en önemli beklentisi budur. Kalıcı sosyal refah artışı sağlamak. Bu çerçevede asgari ücretle ilgili tartışmalar var. SSK’lı çalışanların yüzde 42’si yani 6.9 milyon çalışana denk geliyor. Bu SSK’lı çalışanlar üzerinden. Toplam 33 milyonun üstünde çalışan var… Onun içinde bu rakam söz konusu. Eksik kayıtlılık diye bir kavram da var burada. Bunu da aşağı çektik. Bugün yüzde 25’ler civarında. Bir de eksik kayıtlılık var. Asgari ücret gösterip onun üzerinden ödeme yapanlar. Her ikisiyle de mücadele ediyoruz. Asgari ücret sayısında eksik kayıtlılık da var."
BOZULMA VAR
"2022 yılında yüzde 94 artış yaptık. 2023’te yüzde 107.3 artış yaptık. 2024 ocak ayında yüzde 49.1 artırdık. Enflasyona ezdirmemek için çaba gösterdik. Bunun milli gelir hesaplarına yansıması da söz konusu. 2024 yılının birinci çeyreğinde emeğin milli gelirden aldığı pay yüzde 37.1 seviyesine kadar yükseldi. Tarihsel ortalamalarımızın üstüne çıktık. Bunun gelir dağılımına yansımasını bir yıl gecikmeli olarak görüyorsunuz. TÜİK’in şu an yayınladığı 2022 yılı bazına göre hesaplanmış bir yapı. Orada bir miktar gerçekten bozulma var. Ama sonuçları önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Öncü gösterge olarak."
REFAHI ARTIRACAĞIZ
"Müzakereler devam ediyor. Sonucunu hep birlikte göreceğiz. Bu konu kamuyu doğrudan etkilemiyor. Asgari ücret artıkça kamunun primleri artıyor. Küçük işletmelerin yine belli yörelerin üretim gücünü koruma bakımından asgari ücretin dengeli yapıda olması önemli. Verimliliği artırarak reel zeminde kalıcı şekilde çalışanlarımızın refahını artırmaya devam edeceğiz."