Cumhuriyetin kadınları: Kıvılcımı alev yapacağız
İki gün sonra 99'uncu yaşını kutlayacağımız Cumhuriyetimiz, kadın mücadelesinin en önemli dayanağı. Cumhuriyeti, Türkiye'nin farklı noktalarından, muhtar, müzisyen, sendikacı, mimar, akademisyen kadınlara sorduk. Hedef bugünkü noktadan ileri taşımak...
Türkiye Cumhuriyeti’nin 99. yaşını kutluyoruz, önümüzdeki sene yüzüncü yaşını kutlama hazırlıklarına da şimdiden başlıyoruz. Kutlama, işin en keyifli, haklı ve gurur veren yönü. Bunun yanında anlama, kavrama, yaşama, yaşatma, yükseltme ve hedefine ulaştırma yönleri var. Kadınlar olarak bunun neresindeyiz? Arkamızı dağ gibi yasladığımız Cumhuriyetle bugün aynaya baktığımızda neler görüyoruz? Yönetici, girişimci, emekçi, sendikacı, sanatçı, bilim insanı, demokratik kitle önderi, vd… öncü mücadeleler içinde olan günümüz kadınlarıyla değerlendirdik.
'GÜCÜMÜ CUMHURİYETTEN VE ATATÜRK'TEN ALIYORUM'
Diyarbakır’da Bağlar ilçesi, Muradiye mahallesi muhtarı Dilek Demir “Cumhuriyet bugün size ne ifade ediyor?” sorumuzu yanıtladı:
“Cumhuriyet herkes için önemli, herkese lâzım, ama en çok kimsesizlere lâzım. Kimsesizlerin kimsesi olması özelliğiyle Cumhuriyetin bizdeki anlamı biraz farklı. Mesela çocuk gelinler, başlık parası, şiddet gören kadınlar, buralarda halâ kurumsal, ben de onlardan biriydim. Çok şükür şimdi kurtuldum. Diyarbakır kenti içinde ilk kadın muhtar olma şansını yakaladım. Cumhuriyet olmasaydı şimdi olduğum yeri hayâl bile edemezdim. Bu halimle Diyarbakır’daki genç kızlara, kadınlara umut olmaya çalışıyorum, onların ellerinden tutuyorum, benim çektiklerimi onların çekmemesi için mücadele ediyorum. Bunları yaparken de en büyük gücü Cumhuriyetten ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten alıyorum.”
'MÜCADELE AZMİMİZİ BORÇLUYUZ'
İkinci sorumuzu İstanbul’dan girişimci bir kadın, Peyzaj Mimarı Tuğba Terzigil’e sorduk; “Cumhuriyete bugün hâlâ borçlu muyuz, ne borçluyuz?”
“Türk milleti olarak bağımsızlığa, özgürlüğe, demokrasiye, aydınlanmaya; kadın olaraksa dört duvar arasından çıkıp çalışkanlığa, görgüye, bilgiye, özgüvene, değerimizin ve gücümüzün farkına, seçme seçilme hakkına Cumhuriyetle kavuştuk. Kendi adıma konuşursam, devlet memuru bir babayla ev hanımı bir annenin üçüncü çocuğuyum. Öğrenciyken herkes gibi benim de ideallerim vardı. Sevdiğim, istediğim, çalışarak geliştiğim bir mesleğin içindeyim. 20 senedir kendi kurduğum işimde çalışmaktan mutlu ve gururluyum. Zaman oluyor yaptığımız peyzajlarda 20’den fazla arkadaşıma aynı anda iş veriyorum. Sadece dün veya bugün değil, bence tüm zamanlarda Cumhuriyete en çok mücadele azmimizi borçluyuz.”
'KAZANIMLARIMIZIN ARTMASINI UMUYORUM'
“Cumhuriyetten bugünkü beklentileriniz nelerdir?” sorumuzu Türk Metal Sendikası’nın tarihindeki ilk kadın Şube Başkanı, Bursa’da Selda Tekman yanıtladı:
“Temsil ettiğim başkanlıkta kadın olarak erkeklerle aynı şansa sahip olmayı, profesyonel sendikacılık hayatımda birçok erkek ve kadın işçi arkadaşımın başkanı olmayı, bunlar bir tarafa sade vatandaş olarak özgürlüğümü Cumhuriyete borçluyum. Emekçiler, emekçi kadınlar için Cumhuriyetten beklentim, çağdaşlaşma anlamında eğitim haklarının devlet tarafından avantajlar sağlanacak şekilde geliştirilmesi. Çağ çok hızlı değişiyor, yeni gelişmeler için ekstra desteğe ihtiyaç var. Umuyorum Cumhuriyet sayesinde elde ettiğimiz kazanımlar artarak devam eder.”
CUMHURİYETİ YÜKSELTMEK İÇİN KADININ ROLÜ ARTMALI
Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Kontrbas Sanatçısı Aylin Çınar “Cumhuriyetin kadınlar açısından bugünden daha ileriye nasıl gidebileceğini öngörüyorsunuz?” sorumuzu cevapladı.
“Bugün ülkemizde kadınlar sanattan bilime, bürokrasiden eğitime toplumsal hayatın tüm alanlarında yer alabiliyorlar. Kanunlar önünde erkekle eşit haklara sahipler. Ancak erkek egemen çalışma hayatında varlıklarını fazla gösteremiyorlar. Kadınlarımızın üretimde daha fazla yer aldığı, çalışma koşullarının düzenlendiği, şiddete maruz kalmadan mutlu yaşayabildiği bir Türkiye hepimizin ortak arzusu. Cumhuriyeti yaşatmanın ve yükseltmenin yolu buradan geçiyor. Tarihteki devrimlerde kadınların, yararlarına birçok gelişmeler olsa da bunlardan tam anlamıyla yararlanamadıklarını görüyoruz. Cumhuriyetimizin, tarihin en önemli devrimlerinden biri olarak kadınların bu kaderini değiştirdiği ölçüde ileriye gidebileceğini, mazlum milletlere bu yönüyle de örnek olabileceğini öngörüyorum.”
'ÖVÜNECEĞİZ, ÇALIŞACAĞIZ, GÜVENECEĞİZ!'
Son soruyu Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür’e sorduk. Cumhuriyete bugün ne gibi katkılarda bulunabileceğinizi düşünüyorsunuz?
“Merhum Sadi Irmak’ın meşhur anısıdır; 1923’te, 19 yaşında bir öğrenciyken İstanbul Üniversitesi’nin panosunda ‘Avrupa’ya talebe yollanacaktır’ ilânı görür. Çok şaşırır, ülke ne halde, her yer virane, Avrupa’ya nasıl talebe yollanır diye düşünür. Ama şansını dener, başvurur ve seçilir. İsminin yanına ‘Berlin Üniversitesi’ yazılmış. Gitme zamanı gelir, Sirkeci garındadır, kafasında çılgın sorular; orda beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet elde ne yaparım… Tam vazgeçmek üzereyken bir telgraf dağıtıcısından isminin çağrıldığını duyar, ‘Mahmut Sadi, Mahmut Sadi, telgrafın var…’ Telgraf Atatürk’tendir, içinde ‘Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz’ yazılıdır. Mahmut Sadi’de hava birden döner, gel de şimdi gitme, git de orda çalışma, dön de bu ülke için canını verme, diye diye trene biner… Cumhuriyet, Atatürk’ün bize sunduğu bir kıvılcımsa onu alevler olarak yükseltmek bizim elimizde ve sorumluluğumuz. Türküz ve Cumhuriyet kadınlarıyız… Övüneceğiz, çalışacağız, güveneceğiz!”