Dağ ceylanlarının evine madenciler çöktü
Nesli tehlike altındaki dağ ceylanları dünyada iki noktada yaşıyor. Dağ ceylanlarna zarar verenin zarar göreceği inancı ve yaşam alanlarının askeri yasak bölgede olması bugüne gelebilmelerini sağladı. Ancak bu dengeleri değiştiren bir gelişme var ki o da koruma sahasına kurulan maden ocağı
Nesli tehlike altındaki dağ ceylanları (gazella gazella) ülkemizde yalnızca Kırıkhan’da 130 bin dönümlük alanda yaşıyor. Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, bölgenin taş ocakları tehdidi altında olduğunu söyledi. Yaban hayatı koruma sahası ilan edilen 130 bin dönümden 10 bin dönümü için ilana çıkıldı, madenciler çalışmaya başladı. Dernek karara itiraz ederek dava açtı. Hatay Dağ Ceylanı Üretim Merkezi, Kırıkhan'da Suriye sınırda. Merkezin içerisindeki küçük odada doğal ortamda hastalanan ceylanlar elektrikli soba ile ısıtılarak adeta bebek gibi bakılıyor. 2010 yılında 70 civarında olan dağ ceylanlarının sayısı bin 280'e ulaştı. Abdullah Öğünç'ün girişimleriyle kurulan Hatay Tabiatı Koruma Derneği 10 yıldan fazladır dağ ceylanları için mücadele ediyor. Öğünç'ü merkezde ziyaret ettik. Ceylanların zıp zıp zıplayışlarını görünce duyduğumuz sevince karşı Öğünç, “Şimdi anladınız mı, bunlar için nasıl mücadele etmeyelim” dedi. Öğünç, gazella gazellaların Türkiye'de yanlızca Kırıkhan'da dünyada ise İsrail'de yaşadığını anlattı.
BAŞKA ŞEHİRLERE DE GÖNDERİLECEK
Öğünç, ceylan üretiminin artmasının ardından uygun başka şehirlere de gönderileceğine işaret ederek, “Üretim merkezinin kuruluş amacı sayıyı artırmak. Hatay Dağ Ceylanı Üretim Merkezi bizim talebimizle, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapıldı. Merkezde doğal ortamda hastalanan gazella gazellalara müdahale ediyoruz. Şu an 50 civarında ceylanın tedavisi yapılıyor. Sayı daha da artınca ceylanları tabiatına uygun yerlere bırakmayı amaçlıyoruz. Gaziantep ilk sırada” diye konuştu. Ceylanların günümüze kadar var olmalarının iki nedeni olduğunu söyleyen Öğünç, şöyle anlattı: “İlki vatandaşların ceylana zarar verenlerin zarar göreceği inancına sahip olması. Örneğin avcı ceylanı bacağından vurduysa, bacağında yara çıkar gibi inanışlar var. Bölgede bu çok etkili. Bir de alan askeri yasak bölgede. Yani sivil girişler yasak. Çalışmalarımız 2010'dan beri sürüyor. Hatay Büyükşehir Belediyesi de lojistik destek sağladı.”
MADENCİLER ÇÖKTÜ
Ceylanların yaşam alanlarındaki en büyük sorunun madencilik faaliyetleri olduğuna dikkat çeken Öğünç, şöyle sürdürdü: “Bu konuda geçen yıllarda dernek olarak üç tane çimento fabrikasının çalışmalarına karşı dava açtık ve durdurduk. Birkaç taş ocağı var. Koruma alanında taş ocağına karşı bilimsel bir rapor hazırladık. İncelendi ama sonra ilana çıkıldı. Koruma alanının 10 bin dönümü hiçbir bilimsel gerekçe olmadan keyfi olarak ilana çıkarıldı. Buna karşı dava açtık, yedi aydır bekliyoruz. 10 bin dönüme dava bitmeden madenciler çöktü.”
HALKLA MÜCADELE ETTİK
Madencilik çalışmalarına karşı olmadıklarını hatırlatan Öğünç, “Biz asla madencilik faaliyetlerine, taş ocağına karşı değiliz. Sadece bu tür tesisler yapılırken düzgün ÇED raporları hazırlansın istiyoruz. Raporda kurulacak tesisin çevrede yaşayan insanların ana geçim kaynağına zararı olur mu olmaz mı, bölgede yaşayan biyolojik çeşitlilik üzerinde etkisi ne olur mu ona bakmak lazım. Bölgede yalayan insanların ana geçim kaynağı tarımsal faaliyetler. Bu alanda madencilik yaparsanız, tepki toplarsınız. Projelere karşı mücadele ederken halkla birlikte çalıştık” dedi.
DAĞ CEYLANININ ADI 'AYDINLIK' OLDU
Aydınlık, dağ ceylanları için verilen mücadelenin yıllardır sesi oldu. Ceylanlar için koruma alanı kurulmasına tam destek veren gazetemizin adı Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç tarafından tedavi altında olan bir dağ ceylanına verildi.