Dama çözümleri 20 Mart 2021: 'Tek çözüm kurumsallaşma'

TEK ÇÖZÜM KURUMSALLAŞMA

Muzaffer Ceylan başkanımızla üç haftadır devam eden, Türk Daması Federasyon'unu her açıdan ele aldığımız, çalışmalarını ve hedeflerini bize açık yüreklilikle anlattığı röportajın son bölümü olan kurumsallaşma, gençlik, UNECO konularını ele alıyoruz. Türk Daması topluluğunu aydınlatan bu söyleşi için topluluğumuz adına başkanıma teşekkür ediyor sizi söyleşi ile başbaşa bırakıyorum.

• Maalesef 2020 CORONA yılı oldu. Bazı yerlerde gerek satranç, dama gerek diğer oyunların vechen veya dijital turnuvaları yapıldı. Türk Daması Federasyonu neden bundan geri durarak imtina etti. MKP belediyesi ile böyle bir projeye girilebilir miydi?

Mustafakemalpaşa Belediyesi’nin “Türk Daması”na gösterdiği ilgiyi ve desteği hiçbir kurum göstermemiştir. Binlerce yıldan bu yana gelen oyun bundan sonra da ayakta kalacaktır ve biz ölümlülerin hiçbir katkısı olmasa da onun içinde taşıdığı dinamik güç inanıyorum ki onu sonsuza kadar taşıyacaktır. Ülkemiz ve insanlık bu günlerde Covit 19 ile cebelleşiyor ve 2020 yılında Türk Daması Şampiyonamızı gerçekleştiremedik. Elektronik ortamda yapabileceklerimiz “Zig-Zag” projemizi hayata geçiremeyişimize bağlı yavan olacak ve itirazlara bağlı tatsız-tuzsuz anılar bırakacağını düşündüğümüzden girişimde bulunmadık. Tabi bu yapmayacağız demek değil koşullar onu gerektiriyorsa elbette biz de uyum sağlayacağız.

• İlle de kurumsallaşma gibi bir gayret içindesiniz, daha iyi anlamamız için bize biraz anlatın bu çabayı ve sonuçlarını.

Kurumsallaşma ve Gençlik başlığında anlatılacak çok şey var elbette. Bizim ülkemizin ve hatta dama camiasının dahi kurumsallaşma ve “Türk Daması”nın gelecek nesillerde de sürmesi adına kayıtsız kalmasından son derece üzgünüm. Kiminle sohbet etsek başka sosun yokmuşçasına, en önemli soru veya sorun "bu yıl şampiyona yapılacak mı?" Noktasına sıkışıp kalıyor. Bahis açılmışken açılmışken belirteyim. Bu yıl için test, maske, mesafe, hes kodu ve aşılarını yaptırması gereken yaş gurubundakileri gözeterek şampiyona yapmayı MKP Belediyesine teklif edeceğiz ve Nisan ayı Meclis toplantılarından çıkacak karara göre de hareket edeceğiz. Böylesi günlük uğraşlar ötesinde bugünlerde TBMM’ne teklif edilen yasa bizleri daha çok ilgilendiriyor. Hükümetin kimi federasyonların kaldırılıp benzerlik bulduklarını aynı şemsiye altına alma ve gerekli görmesi halinde yeni federasyonlar kurma konularında çalışmalarının somut hale geldiğini ve ilgili yasa teklifinin bizleri son derece ilgilendirdiğini belirtmek isterim. Aslında yıllar öncesinde sportif federasyon kurma girişimimizde yolun sonunda kalmamız içimi acıtıyor, 14 kurulun onayını alıp en son hukuk inceleme kurulundan da geçen teklifimiz bakan onayına kadar taşınmıştı. Ne yazık ki o günlerde bizim dışımızda “Türkiye Dama Federasyonu” adı altında özerk federasyon oluşmuş, maalesef kimi dernekler de peşine takılınca yurtiçi ve yurtdışı tüm uğraşlarımız heba olmuştu. Adının başında “Türkiye” ifadesini gören FMJD (Dünya dama federasyonu) onları “Türk Daması”nın temsilcileri gibi algılamış, kimin temsil ettiğini Milli Olimpiyat Komitesi’ne sorma gereği bile duymamıştım. Birlikte düzenledikleri şampiyonalarda bir tek resmi temsilcileri bile olmamıştı. Bu FMJD yetkililerinin dikkatini çekmiş girdikleri yolun doğru olmadığı şüphesine katılmışlardı. Oysa Mustafakemalpaşa Belediyesi’nin çaba ve organizasyonlarında Bakanlar, Milletvekilleri, Mahalli Mülki Amirler, Ticaret Odası ve Borsa Temsilcileri her zaman bulunmuş 20 yıl boyunca “Uluslararası Türk Daması Şampiyonalarında açılış veya ödül töreni konuşmalarında yer almışlardır, her birine Türk Daması adına şükranlarımı sunarım. 20 yıl aralıksız “Uluslararası Türk Daması Şampiyonası” gerçekleştirirken sadece 1 yıl düşünülmeyen giderlere bağlı zorlandığımızı ve dama dostu Murat KESER’in ciddi katkıları ile üstesinden geldiğimizi belirtmek isterim. Zaman bizleri haklı çıkardı, rant peşinde koşanlar dağıldı, FMJD’nin ayakları suya erdi ancak bizler çok uzun bir süreyi yaşanmamışçasına heba etmiş olduk.

• Şimdi neler olmalı veya federasyon neler yapmalı?

Şimdi bizlere düşen; damamızın aydınlık yüzleri ve panelistlerimizi (Prof.Dr.Mahmut YANAR, Doç.Dr.Bülent AYBERK, Arşiv Uzmanı Murat ÇELİK, Geçmiş dönem UNESCU Türkiye temsilcisi Dilek Alp PERÇİN) ve Moderatör Prof.Dr.Berna ALPAGUT ile olan ilişkilerimizi pekiştirmek olmalıdır. “Dama Okulu”nu başarı ile sürdüren Bektaş GÜLDESTE’yi “Dama Akademisi”nin banisi Recep DOĞRUBAKAR”ı dama araştırmacısı Mehmet Özer ÖZERKMAN'ı araştırmacı yazar Suat BOZTEPE'yi derneklerimizin güzide başkanlarını, yönetimlerini daha çok damanın içine çekmek olmalı.

• Unesco ile ilgili çalışmaların son durumunu sormak istiyorum hangi aşamadayız?

Halen Bursa Büyükşehir Belediyesi “Kent Konseyi” kurumsal üyesi olan Federasyonumuz, Bursa ili Kültür ve Turizm Müdürlüğü bünyesinde “Kent Arşivi”nde yer almış durumdadır. Bir sonraki adım olan “Somut olmayan kültürel miras” unsur’u içerisinde yer almamıza bağlı UNESCU’nun Dünya Kültürel Mirası başvurumuzu da yapacağız elbette. “Somut Olmayan kültürel Miras” adına yaptığımız başvuru 22 GB ölçeğinin üzerinde diğer bir deyişle birkaç klasör boyutundadır. Kapsamı ve içeriği açısından son derece titiz bir şekilde hazırlanan bu dosyaların Türk Damasına büyük katkılar sağlayacağı kanaatindeyim.

• Zig Zag'tan bahsediyorsunuz nedir bu ZigZag başkanım ?

İnsanlık tarihi son 40 yılında teknoloji alanında belki de 400 yıllık yol alırken hala notasyon kullanmayan damacıların yerine bu işi yapacak olan mekanizma. Atila ZEYBEK hocamın büyük emekleri ile gerçekleşen “Zigzag” projemiz, oyun sonunda “Z raporu” benzeri hamleleri kaydetmesi ile damanın son temsilcilerine hizmet etmeyi amaçlıyor. Yabancıların plajda bile dama oynarken kayıt aldıkları görseller içimi acıtıyor. Kiliselerine bağışladıkları kilim zamana yenik düşüp çürüse de, kayıtlarında hala yer almakta. Ne yaparsak kaydetmemizin önemi çok büyük. İşte Zigzag bu kayıtlılık geleneğinin sürdürülebilir olmasını sağlayacak bir teknolojik adım.

• Başkanım tekrar teşekkür ederim bu röportaj dama severleri dama ve federasyon konularında oldukça aydınlattı. son olarak ne söylemek istersiniz?

Nevzat Osman TECİ, Ali TAYFUR, Ramazan AKÇAGÜN, Mehmet İNCE, Halil BEŞLİ, Wahhab HAIDAR, Kemalettin DEMİRBAŞ ve Osman PITIR gibi ebediyete göç eden dostlarımıza rahmet diliyorum. Mustafakemalpaşa Belediyesinde yaklaşık 30 yıl kadar çalışırken son yıllarımda “Türk Daması” ile tanıştım ve hizmet ettiğimi düşünüyorum. Emeklilik sonrasında yaklaşık 10 yıl kadar proje koordinatörü olarak Turizmin hizmetindeyken de “Türk Daması” vardı hayatımda. Rahmetli babam “Bulmaca” hastası idi, unuttuğum kelimeleri ona sorardım. Hasta yatağında tavanda Bulmaca kareleri gördüğünü söylerdi. "Sen ne bekliyorsun hayattan?" diye soracak olursanız, ölüm döşeğinde “The queen’s gambıt” dizisindeki gibi tavanda dama tahtası ile uğraşırken bu dünyaya veda etmeyi isterim. Yaşarken kendimize olan saygımızı yitirmeyelim, herkese sağlıklı günler dilerken bizlere bu fırsatı veren Aydınlık gazetesi yönetimine ve yönetim kurulu üyemiz ve dama emektarı Ahmet Murat ÇELİK'e şükranlarımı belirtmeyi borç biliyorum.

Bu hafta sorularımız İstanbul damacılarından gelecek.