Dama çözümleri 6 Mart 2021

TÜRK DAMASININ BAŞKANI

Bu haftadan başlayarak Türk Daması Federasyonunu konu alan bir yazı dizisine başlayacağım. Federasyonun yaptıkları, yapacakları, yapısı, kurullarının işleyişi barındırdığı önemli değerler, hedefleri hepsini açık yüreklilikle aktaracağım. Hatta bu seriye öyle bir yerden giriş yapacağım ki çıkması çokta kolay olmayacak.

Sanatı, kültürü, sporu, insana dair bütün güzellikleri yaşamına şiar edinmiş, insan bilimci, mükemmel bir insanla başlamak istiyorum bu seriye.

Dama taşlarla oynanan bir oyundur. Damanın hangi taşını kaldırsak altından parmak izi çıkan, her karesinde saymakla bitmeyecek emeği olan, vizyon sahibi, bir aydın.

Kurucu başkanımız merhum Kemalettin Demirbaş'ın vefatının ardında federasyon yönetim kurulu başkanı seçilen Mustafa Muzaffer Ceylan başkanla yapacağım röportaj bu serinin girizgahı olacak. Birikimi, hayata bakışı ve sükunetinden olsa gerek sohbetinden en çok keyif aldığım bir kaç dosttan biridir Muzaffer Başkan.

• Başkanım öncelikle röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Şöyle kısaca "Muzaffer Ceylan kimdir" diyerek başlasak nasıl olur? Zira röportaj nerelere gider tahayyül dahi edemiyorum.

Öncelikle Aydınlık Gazetesi’nin Türk Daması’na olan katkılarından dolayı şükranlarımı belirtmek isterim. Türk Daması sporcuları ve sevenleri arasında Basınımızın içinde ayrı bir yerleri olmuştur. “Aydınlık” bizlerin aydınlık yüzü olmaktan öte, Türk Damasına ilgi duyanlara ulaşmamızı sağlamış dolayısıyla da gelişmemize hatırı sayılır katkısı olmuştur. Sevgili Ahmet Murat Çelik de bu süreçte önemli bir rol üstlenmiş, damacıların hem birbirlerini yakından tanımalarına hem de daha geniş kitlelere ulaşmasına önemli katkılar sunmuş ve sunmaya devam etmektedir. Onun da işi hiç kolay olmamakla birlikte içindeki dama sevdası yaptığı işi kolay kılmaktadır. “Sevdiğiniz işi yapıyorsanız, bir gün bile çalıştım diyemezsiniz” sözündeki gibi aslında bizler hiç çalışmadık. Binlerce yıllık tarihinde hep var olmuş ve gelecekte de olacağına inandığım Türk Daması içinde taşıdığı o dinamik güç ile ulaşmış günümüze. Aslıda kendimden söz etmek bence çok hoş olmasa da tanımayanlar için kısaca anlatayım. 1956 yılının Ağustos sıcağında Kırşehir Çiçekdağı Malya Devlet Üretme Çiftliğinde dünyaya gelmişim, 5 yaşına kadar orada kaldıktan sonra ebeveynlerimin baba yurdu Bursa Mustafakemalpaşa’ya dönmüşüm ve ömrümün büyük bir kısmı orada geçmiş. Ancak doğduğum yerin başta türküleri, bozlakları ve ülkemin barakları derin izler bırakmış olmalı ki kendimi biraz da Kırşehirli gibi hissederim. Sonrası malum eğitim yılları. Ankara Üniversitesi-Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde 4 yıl Antropoloji yani insan bilim eğitimi aldım. Mezuniyet tezim ODTÜ Türk Halk Bilim Topluluğu tarafından kitap olarak basıldı.1979 Dünya Çocuk Yılı olarak kutlanırken, “Mustafakemalpaşa’da Çocuk Halk Bilimi” adı altında basılan eser ardımda bırakacağım gurur verici bir miras. Böyle değerli bir kitap olarak basılacağını öngörebilsem muhtemelen çok daha özenli çalışırdım. Malum o yıllarda okullar kantinlerde bitirilirdi…!

• Ben şahsen dama ile yollarınızın kesiştiği noktayı merak ediyorum. Nasıl başladı bu serüven.

'Türk Daması' demek daha doğru olacak ancak dil tembelliğine bağlı olsa gerek kısadan bizlerde “Dama” demeyi daha kolay buluyoruz. En azından bundan sonrasında, yapabildiğimiz kadar “Türk Daması” diye sürdürmek gerek. Dayımın işlettiği kahvede oynanırdı bu oyun, doğrusu herkesin ilgisini çeken taşları dışında sonuca odaklı kimin kazandığı ile ilgilenirdim o çocukluk yıllarımda. Yıllar sonra Belediye çalışanı olarak İlçemizdeki tüm organizasyonlarda adeta bir koordinatör olarak çalıştım. İlçemizde 12 yıl “Tatlı Şenlikleri” yapıldı, 13 rakamının uğursuzluğuna bağlı olsa gerek 13. yılı göremedik. “Tatlı Şenlikleri”nin 9.yıl’ında aralıksız 11 gün sürmüş ve toplamda 43 etkinlik yapılması kalmıştı aklımda. Malum; açılış-kapanış ve ödül törenlerinde aklınıza gelen her şey diyebilirim örnek: Karikatür, Satranç, Bisiklet, Güreş, THM ve TSM konserleri, şenlik stantları 11 gün sonunda hepsi bittiğinde ben de bitmiş oluyordum. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Hayri Öztetikler ile değerlendirmeleri yaparken bana "Her şeyi yapıyoruz, Dama’yı da yapsak ya. Ben araştırdım Yunus Emre İlköğretim okulunda Necip Hoca varmış dama ile ilgili onu bulalım, olur derse seneye Dama’yı da ekleyelim" dediğinde şaşırmıştım. Biraz da umutsuz nesini, nasıl yapacağız diye kendi kendime söylendiğimi hatırlıyorum. Nereden bilirdim, Dama’nın hayatımda öylesine önemli bir yer işgal edeceğini? Uzatmadan Necip Çelik ile ilk tanışmam başkanın sayesinde olmuştu, o günkü mutluluğum bugün hala sürmektedir. Ne güzel insanlar vardı, çevremizde farkına varmadığımız yada bir neden bulup da tanışamadığımız. Necip hocamın sayesinde tüm damacı dostları kucaklama şansını yakaladım. iyi ki de yakalamışım. Bu yirmi küsur yılda hayatıma etkisi kazandırdığı dostlar ve bana verdiği amaçlar anlatılamayacak kadar çok anlam kattı yaşantıma.

Gelecek hafta röportaj daha derinleşerek devam edecek.

Bu hafta sorularımız GM Chadi KLEIT ustamızdan gelecek.

CHADİ KLEIT 1

CHADİ KLEIT 2

CHADİ KLEIT 3