Damadı uzatamadı sıra Altaylı'da
CIA bağlantılarıyla bilinen Enver Altaylı'nın damadı olan Metin Can Yılmaz'ın, yargılandığı davayı uzatma çabası sonuç vermedi. Mahkeme, Yılmaz’a 12 yıl hapis cezası verdi. Öte yandan Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 3 sanıklı davada bugün karar açıklanacak.
Eski istihbaratçı Enver Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz'ın, yargılandığı davayı uzatma çabası sonuç vermedi. Mahkeme, Yılmaz hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12 yıl hapis cezası verdi.
Metin Can Yılmaz'ın yargılandığı davada karar 5 Kasım'da çıktı. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Yılmaz'a "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme hükümle birlikte Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Metin Can Yılmaz'ın yargılanmasına, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin kabul edilmesinin ardından başlanmıştı. Enver Altaylı, Mehmet Barıner ve Seda Chamatzoglou’nun da sanık olarak bulunduğu dosyada yargılanan Yılmaz, birçok kez mahkeme heyetinin reddi yönünde talepte bulundu. Yılmaz'ın bu talepleri reddedildi, mahkeme dosyasını ayırdı.
3 AVUKATI DOSYADAN ÇEKİLDİ
Ayrılan dosyanın tek sanığı olarak Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmasına devam edilen Yılmaz'ın avukatı, dava belirli bir ilerleme kaydettikten sonra dosyadan çekildi. Ankara Barosu tarafından daha sonra görevlendirilen iki avukat da dosyadan çekilince yeni bir avukat görevlendirilmesi daha yapıldı. Son olarak baro tarafından görevlendirilen avukatın, esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptığı savunmayı beğenmediğini söyleyen Yılmaz, Ankara Barosu'nu ve dosyada görevlendirilen avukatı hedef aldı.
MAHKEME HEYETİNİN REDDİNİ İSTEDİ
Davanın cuma günkü son duruşmasında son sözünü söylemesi gereken Yılmaz, uzun bir süre, kendisi için görevlendirilen avukat ve görevlendirmeyi yapan Ankara Barosu aleyhine konuştu. Daha sonra son sözlerine geçen Yılmaz, mahkemenin kendisi hakkındaki kararı, Enver Altaylı'nın yargılandığı davada kararın açıklanacağı 8 Kasım Pazartesi günü vereceğini iddia etti.
Yılmaz son sözlerinde, daha önce olduğu gibi yine mahkeme heyetinin reddini istedi. Yılmaz'ın saatlerce süren son sözlerinin ardından mahkeme gelinen aşamayı dikkate alarak hükmü açıkladı. Buna göre sanık Yılmaz'a "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme hükümle birlikte Yılmaz'ın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
ENVER ALTAYLI DAVASINDA KARAR AÇIKLANACAK
Eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 3 sanıklı davada bugün kararın açıklanması bekleniyor. Esas hakkındaki mütalaada, Enver Altaylı’nın “silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Eski MİT mensubu Enver Altaylı'nın da aralarında bulunduğu 3 sanıklı davaya bugün Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek. Önceki duruşmada, sanıklar son sözlerini söylemişlerdi.
Sanıklar arasında Mehmet Barıner ve Seda Chamatzoglou da yer alıyor. 4 sanıkla başlayan davada Enver Altaylı'nın damadı Metin Can Yılmaz'ın dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı 3'e düşmüştü.
ÇOK KONUŞULAN MEKTUPLAR
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Enver Altaylı’nın FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e gönderdiği belirtilen mektuplar çok konuşulmuştu. Altaylı’nın Gülen’e yazdığı mektupta, Kaşif Kozinoğlu’nun MİT içerisinde yükselmesi konusunda “Eğer böyle bir şey olursa, Allah memleketi, devleti, Fetullah Hoca Efendiyi, cemaatin önde gelenlerini korusun. Bu bir felaket olur” dediği belirtiliyordu. Altaylı’nın bir başka mektubunda da, “Bu vesile ile zat-ı âlinize benim Cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) nezdinde görev almam konusunda gösterdiğiniz gayret sebebiyle teşekkür etmek isterim” ifadesi kullanılıyordu. Altaylı, dava sürecinde verdiği savunmada bu iddiaları kabul etmedi.
42 YIL HAPSİ İSTENİYOR
Duruşma savcısı tarafından mahkemeye sunulan esas hakkındaki mütalaada Enver Altaylı’nın “Silahlı terör örgütü yöneticiliği” ve “Siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 30 yıldan 42 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Savcı, diğer tutuklu sanık Mehmet Barıner hakkında ise "Silahlı terör örgütü üyeliği” ile “Siyasi ve askeri casusluk” suçlarından 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapis cezası, tutuksuz sanık Seda Chamatzoglou’nun ise beraatını istedi.
ÖZCAN İLE BAĞLANTISI
Esas hakkındaki mütalaada, FETÖ’nün üst düzey görevlilerinin kendi aralarındaki örgüt içi iletişimde kullandıkları ByLock programı yazışmalarına göre, sanık Altaylı’nın, Mustafa Özcan ile irtibatının devam ettiği ve Mustafa Özcan’ın sanıkla Fetullah Gülen arasında yüz yüze görüşme ayarlama faaliyeti yürüttüğü kaydedildi.
'2015’TE BAĞLANTISI DEVAM EDİYORDU'
Sanığın cep telefonu imajlarından, örgütün üst düzey mensupları olan Bilal Ekşili ile telefon iletişimleri ve bu kişiyle gizli irtibatta kullanmak için güvenlikli e-posta adresi talepleri olduğu saptanmıştı. Mütalaada şu satırlara yer veriliyor: “Sanığın, örgütün Mısır sorumlusu olan Sinan Yorulmaz ile olan 2015 yılındaki irtibatı, sanığın Şakir Şen ile Rasim Bölücek vasıtasıyla planlanan ABD’de görüşme planları, yine telefonunda ‘Salih Cemaat’ olarak kayıtlı Salih Yaylacı ile telefon görüşmeleri dikkate alındığında, sanığın örgütle olan irtibatını ve sakıncalı bulduğu kişilerle görüşmeyi kestiği yönündeki savunmasının, bu görüşmelerin tarihi itibariyle suçtan kurtulma çabası olarak değerlendirilmesi gerektiği, nitekim 2015 yıllarında sanığın bu kişilerle bağlantısının devam ettiği anlaşılmıştır.”
‘KARAR MEKANİZMASI İÇİNDE’
Sanıktan ele geçen Apple marka bilgisayar kütüğünden elde edilen “A Search For Truth 15 July 2016 Turkey” başlıklı dokümanın 28 Nisan 2017 tarihli olduğu kaydedilen esas hakkındaki mütalaada, “Dokümanın içeriği itibariyle ülkemizde yapılan darbe girişimi ve failleri hakkında yanıltıcı ve gerçekten uzak algı oluşturucu ifadeler içermesi, sanığın bilgisayarında bu dokümanın 28 Nisan 2017 tarihli oluşturma ve son değişiklik kaydetme tarihi olduğunun tespiti ancak bu raporun internet ortamında 16 Mayıs 2017 tarihinde servis edilmeye başlanmış oluşu, söz konusu raporun yayınlanmadan önce sanıktan düzeltme veya danışmanlık konusunda bilgisine başvurulduğu, bu kapsamda söz konusu raporun sanığın onayından veya görüşünden sonra yayınlandığı, bu kapsamda sanığın örgüt içerisinde karar alma mekanizması içerisinde yer aldığının kabulü gerektiği” ifadelerine yer verilmişti.
‘OKULLARIN KURULMASINDA FAAL’
Sanığın örgütün organik yapısı içerisinde yer aldığı, bu kapsamda örgütün üst düzey kişilerini, kendisinin sosyal statüsü kapsamında tanıdığı üst düzey devlet bürokratları ile bir araya getirdiği ifade edilen mütalaada, “Sanığın, özellikle örgütün eleman temin etme noktasında en kuvvetli yolu olan iltisaklı okulların Özbekistan ve Kazakistan’da kurulmasında faaliyetleri olduğu, bu faaliyetleri örgütün 2 numaralı kişisi olarak konumlandırılan Mustafa Özcan ve örgüt içerisinde ‘Kervancı Ali’ olarak bilinen Ali Katırcıoğlu ile birlikte yürüttüğü, bu kapsamda yapmış olduğu faaliyetlere ilişkin doğrudan örgüt liderine mektup yazarak bilgi verdiği, sanığın darbe girişimi sonrasında da örgütün ülkeyi itibarsızlaştırma, darbenin örgütle bir alakası olmadığına ilişkin propaganda dokümanlarının hazırlanmasında karar alıcı olarak görev yaptığı, eyleminin bu kapsamda ‘Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme’ suçunu oluşturduğu” görüşüne yer verilmişti.