'Dehşete' düştüler! ABD devletini sarsan kadın
Trump'ın Gabbard'ı istihbarat teşkilatının başına getirmek istemesi, ABD müesses nizamının ve onun sesi ana akım medyanın büyük tepkisini çekiyor. Mevcut Amerikan dış politikasıyla çelişen Gabbard'a karşı yoğun bir karalama kampanyası yürütülüyor.
Tulsi Gabbard'ın ABD istihbarat teşkilatının zirvesine aday gösterilmesi Amerikan Devleti ve NATO kurumlarında şok etkisi yarattı. Şok, ana akım ABD basını aracılığıyla dalgalar halinde yayılıyor. Dehşete düşmüş görünen medya kanallarının tamamı Biden yönetimi dış politikalarının yılmaz destekçilerinden oluşuyor. Meseleye daha olumlu yaklaşanlara göre Trump'ın Gabbard'ı Ulusal İstihbarat Başkanı (DNI) olarak atamak istemesi sadece Beyaz Saray'ın önümüzdeki dönemde dış politikasının yönünü göstermiyor ayrıca dünya barışı gibi kilit bir konuda önemli ve potansiyel olarak yapıcı bir hamleyi temsil ediyor. DNI Şefi, CIA ve FBI da dahil olmak üzere 16 farklı istihbarat kurumunu denetliyor.
İSTİFALAR BEKLENİYOR
CNN'den Jim Sciutto, Gabbard'ın görüşlerinin ABD dış politikasıyla ilgili neredeyse her şeyle “çeliştiğini” yakınarak izleyicilere anlattığında aslında hiç de yanılmıyordu.
Nitekim Time dergisi, ABD istihbarat camiasının Gabbard'ın seçilmesine verdiği tepkiyi manşetine taşıdı: “Dehşet verici!” Time'a konuşan bir istihbarat yetkilisi “Hepimiz sersemlemiş durumdayız” diyerek durumu özetledi. Hatta bazı yetkililer, 43 yaşındaki bürokratın yeni patronları olması halinde istifa edip etmemeyi değerlendiriyor. Gabbard ve Trump'ın diğer atamalarının Senato'da onaylanması gerektiğini hatırlatalım.
“Batı casus dünyasının rahatsız olduğunu” bildiren Reuters'e göre ABD istihbarat teşkilatının Trump'ın “kaygı verici tüm atamaları içinde” en endişe verici bulduğu isim, “Ukrayna'ya karşı savaşta Rusya'ya olumlu yaklaştığı düşünülen Gabbard.” Reuters, Gabbard'ın “bazı Cumhuriyetçi çevreleri bile şaşırttığını”, Senato onay görüşmelerinde zorlu sorularla karşılaşmasının muhtemel olduğunu savundu.
'GÜVENLİĞİMİZE YÖNELİK TEHDİT'
İsminden de anlaşılacağı üzere NATO politikalarının hararetli savunucusu The Atlantic yayını daha da ileri giderek Gabbard'ı, “ABD güvenliğine yönelik bir tehdit” olarak niteledi. Dergi “hiçbir” kelimesinin damga vurduğu tanımlamasında emekli Yarbay'ı şu ifadelerle küçümsemeye çalıştı: “Bir istihbarat uzmanı olarak hiçbir niteliği yok. Kelimenin tam anlamıyla hiçbiri. Hiçbir şeyi yönetme konusunda önemli hiçbir deneyimi yok.” The Atlantic'in bir başka ilginç yorumu ise “Gabbard, Amerika'yı sorun olarak, diktatörleri ise yanlış anlaşılmış olarak gösteriyor.” oldu.
Washington Examiner ise Gabbard'ın ana akım medyadaki “sicilini” şu şekilde özetledi: “Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden NATO ve ABD'yi sorumlu tuttu. Bu da yine hem Rus hem de Çin devlet medyasının takdirini kazandı.”
'DÜŞMANLARA DOĞRUDAN HAT'
Demokrat Parti Kongre Üyesi Debbie Wasserman Schultz cumartesi günü, Gabbard'ın "Rus varlığı" olduğunu iddia etti ve DNI Başkanlığına atanmasının "tehlikeli" olacağını öne sürerek, "Amerikan istihbaratını düşmanlara doğrudan bir hat" haline getireceğini savundu.
Cumhuriyetçilerin Senato'da 53-47 çoğunluğu var. Gabbard'ın onaylanması için 50 evet oyu yeterli. Washington Post'a göre iki Cumhuriyetçi senatörün aleyhte oy kullanması söz konusu olabilir. Gazete bu sayının artmasını umarken şu yorumu getiriyor: “Bu, Cumhuriyetçi senatörlerin Trump'ın aşırı eğilimlerine tahammül etme istekliliğinin büyük bir erken testi olacak. Ve herkesin izleyeceği tonu belirleyecek.”
NASIL 'HAİN' İLAN EDİLDİ?
Eski bir Kongre Üyesi olan Tulsi Gabbard daha önce Batı Asya ve Ukrayna'daki ABD militarizmine yönelik açık sözlü ve bağımsız eleştiriler getirdi. ABD siyaset kurumu ve medyası, görüşleri nedeniyle onu "hain" ilan etti.
Gabbard 2017'de Suriye'ye giderek Cumhurbaşkanı Beşar Esad'la görüştü. Washington'ın Şam'da rejim değişikliği için teröristleri destekleme yönündeki politikasına karşı çıktı. 2022'de ABD ve NATO'nun Kiev rejimini silahlandırmasını ve Rusya'ya karşı vekalet savaşını eleştirdi. Rusya'nın NATO'nun tehditkar genişlemesine ilişkin güvenlik endişelerine dikkat çekti. Kaldı ki 2022'de Demokrat Parti'yi amansız savaş çığırtkanlığı politikalarından dolayı kınayarak terk etti. Ukrayna'daki pervasız vekalet savaşını durdurarak Üçüncü Dünya Savaşı'nı önleyebileceğini söylediği Trump'ın saflarına geçti. Fakat 7 Ekim'den beri İsrail'e de açık destek verdi.
Gabbard; Rusya, Çin, İran ve Suriye ile ilişkilerde askeri çatışmalardan kaçınmanın bir yolu olarak tarihsel gerçekleri de göz önünde bulunduran barışçıl müzakereleri ve diplomasiyi Batı'daki savaş histerisine rağmen cesurca savunuyor. Çatışma yerine diplomasiye yaptığı makul vurgular kendisinden beklentileri yükseltiyor. Gabbard'ın ABD'nin süregelen dış siyasetinde ciddi bir meydana okumaya neden olabileceği değerlendiriliyor.