DEM Parti'den iktidara 'Öcalan' çağrısı: 'Konuşmanın ötesine geçmek gerekiyor artık'
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 'Koşulları oluşturun artık. Aylardır konuşuyoruz. Konuşmanın ötesine geçmek gerekiyor artık' ifadelerini kullandı.


DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti Genel Merkezinde yaptığı basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin PKK elebaşı Abdullah Öcalan çağrılarının ardından gündeme gelen "yeni çözüm süreciyle" ilgili konuşan Doğan, "Olumlu bir hava oluşmaya başladı. Bu iyimser havayı güçlendirecek ve destekleyecek adımlar kayyım atayarak atılamaz. Gelin, yaşadığımız şeyin adını koyalım? Adını bulmak çok zor değil." dedi.
'KOMİSYON OLUŞTURULSUN'
Doğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Türkiye’nin toplumsal barışa ihtiyacı var. Türkiye’nin eşit bir kardeşlik hukukuna ve toplumsal özgürlüğe ihtiyacı var. Türkiye’nin demokrasiye ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar tüm yurttaşların temel insan hakkı. Gelin, Meclis bu konuda inisiyatif alsın. Tüm kesimlerin üzerinde mutabık kaldığı zeminlerden biri olarak bugüne kadar adres gösterildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve orada temsil edilen siyasi partiler yan yana gelmeyi kabul etsin ve bir özel yetkilendirilmiş komisyon oluşturulsun.

'ÖCALAN'IN KOŞULLARI DEĞİŞTİRİLSİN'
Herhangi bir araştırma komisyonu gibi değil. Tarihsel, 100 yıllık bir sorunda, nereden baksanız 50 yılı çatışmayla geçen bir sorunda çatışmasızlığı kalıcı hale getirebilecek, silahtan ve şiddetten arındırılmış demokratik yol ve yöntemlerin önünü açabilecek, yasal çerçeveyi oluşturabilecek bir komisyon kurulsun ve bu komisyon kamuoyuna açık bir biçimde çalışsın. Sayın Öcalan’ın koşulları değiştirilsin, eşit bir düzlem yaratılsın. Şimdi çağrı yapılması bekleniyor. Evet, biz de savaşın bitmesini istiyoruz. Biz, demokratik mücadele ve müzakere partisiyiz. Bunun için emek veriyoruz. Silah yöntem olarak kullanılmasın, buna ihtiyaç duyulmasın, bunun nedenleri ortadan kaldırılsın diyoruz.
'SORUMLULUK ALMIYORLAR'
Peki, biz bu kadar açık çağrı yaparken, Sayın Öcalan mesajlarını kamuoyuna bu kadar açık DEM Parti İmralı Heyeti aracılığıyla ifade ederken ne bekleniyor? Ekim’den bu yana aylar geçti. Sayın Bahçeli sürekli çağrılarını yineliyor. Kamuoyu bize soruyor kim neyi bekliyor diye. Kim neyi bekliyor? Buna iktidar yetkilileri, hükümet yetkilileri, Sayın Cumhurbaşkanı cevap vermeli. Sayın Bahçeli, “Tüm samimiyetimle bu çağrının gelmesini bekliyorum” diyor. Biz tüm samimiyetimizle ve açıklığımızla hazır olduğumuzu söylüyoruz. Sayın Öcalan keza aynı şeyleri söylüyor. Ancak ülkeyi yönetenler adım atmıyorlar, sorumluluk almıyorlar, ciddiyetle yaklaşmıyorlar.
'TÜM BU SORULAR YANIT BEKLİYOR'
Ülkeyi yönetenler nasıl ağır bir sorunla karşı karşıya olduğumuzun farkında olmalılar. “Silahlar gömülsün” diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Evet, gömülsün de nasıl gömülsün, nereye gömülsün? Peki, sonra ne yapılacak, ne olacak bir daha olmaması için? Çatışmasızlık nasıl kalıcı hale getirilecek? Tüm bu sorular yanıt bekliyor. Tecrit kaldırılmıyor, Sayın Öcalan’ın farklı kesimlerle görüşmesinin yolu ve zemini açılmıyor. Çağrıyı nasıl yapacak, kime yapacak, örgütüyle nasıl iletişime geçecek? Bütün bunları kamuoyu merak ediyor. Biz dikkatlerini bize yönelten insanlara karşı sorumlu hisseden bir partiyiz. Sorumluluğumuz, bu soruları açıklıkla ifade etmek ve yanıt istemek.
Sorumluluğumuz, olmaması gerekenleri hatırlatmak. Yapıcılık budur, yıkıcılığa gerek yok. Tehdide, şantaja, bombaya, İHA’ya, SİHA’ya ihtiyacımız yok. Kürt meselesi ve Türkiye’nin demokrasi meselesi iç içe geçmiş meselelerdir. Kürt meselesi bir hak ve özgürlükler meselesidir, dil meselesidir, kimlik meselesidir, eşit yurttaşlık meselesidir. Kardeşlik hukukunun eşit biçimde işletilmesi ve yasal güvence altına alınması meselesidir. Meseleye böyle yaklaşmazsanız çözemezsiniz. Meseleye böyle yaklaşmalı ve bu yönlü çözüm iradesi ortaya koymalı iktidar.
'ARTIK KONUŞMANIN ÖTESİNE GEÇMEK GEREKİYOR'
Yaptığımız çağrıların tamamı, küçücük de olsa barış ve demokratik çözüm ihtimalini güçlendirme çağrılarıdır; asla zayıflatma, engelleme çağrıları değildir. Kamuoyuna sürekli iktidarın bütün elindeki araçlarla bunlar pompalanıyor. Yalan ve yanlış haberler, kulis haberi diye sürekli dolaşıma sokuluyor. Bunun için tüm araçlar seferber ediliyor. Kaldırın tecridi de Türkiye’de merak eden gazeteciler gitsin Sayın Öcalan’ı görsün, sorularını sorsun. Bunun bir süreç olup olmadığını merak eden barolar, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, siyasetçiler, farklı kesimler gitsinler eğer gitmek istiyorlarsa. Herkes gitsin. Koşulları oluşturun artık. Aylardır konuşuyoruz. Konuşmanın ötesine geçmek gerekiyor artık. Konuşmanın ötesine geçen şey ne? Antidemokratik uygulamaların ötesine geçmek. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’yla ilgili aynı kumpas mantığıyla siyasi yargı operasyonları yapmak, siyaset yapmasını ve halka hizmet etmesini engellemek, barış ve çözüm ihtimaline yönelik toplumda olan güveni artırmak yerine zayıflatır.”
'HENÜZ İKTİDAR BİR ŞEY SÖYLEMEDİ'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile birlikte basınla bir araya gelen Bakırhan, PKK terör örgütünün silah bırakmasına ilişkin konuştu. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, PKK elebaşı Abdullah Öcalan tarafından, PKK terör örgütüne silah bırakma yönünde bir çağrı olabileceğini ancak bunun için iktidarın da yerine getirmesi gerekenler olduğunu söyledi.
Silah bırakma konusunda henüz kendilerine iletilen bir gelişme olmadığını belirten Bakırhan, "Henüz giden heyete iletilmiş bir şey yok. Silah işin kolayıdır, meselenin kendisi yüzyıllıktır. Bir çağrı olabilir ama onun gereklerinin yerine getirilmesi gerekir. Henüz iktidar bir şey söylemedi" dedi.
'ERDOĞAN'IN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ TÜRKİYE BİZE SORUYOR...'
Bakırhan, "silah bırakma" için ne tür somut adımlar olması gerektiği sorusu üzerine şöyle konuştu:
Her iki tarafın da teknik çalışma yapması lazım. Biz çağrı yapılmayacak demiyoruz. Ama Öcalan sorunu gerçekten çözmek istiyor, tecrit olmasaydı belki sorulara ne yanıt verebilirdik. İki defa gidildi...Henüz sayın Erdoğan'ın da bu konuda ne düşündüğünü Türkiye bize soruyor gerçekten samimi mi, bir yol haritası var mı?