Bir haftada iki farklı açıklama: ‘DEM’den talep gelseydi değerlendirirdik’ mesajı
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, İmralı heyetiyle niçin görüşmediğinden yeni açılıma bakışına, partisi içindeki meselelerden MHP ile polemiğe kadar pek çok konuda konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Önce gazetecilerin sorunlarını dinleyen Dervişoğlu ardından gündemle ilgili soruları yanıtladı. Dervişoğlu, ‘İkinci açılım süreci’nin karşısında olduklarını tekrarladı. “Cumhuriyetin ve üniter devletin tehdit altında olduğunu” vurguladı.
Geçen hafta DEM Parti’yi kast ederek “Cumhuriyet düşmanlarıyla müzakere edecek hiçbir şeyimiz olamaz.” görüşünü paylaşan Devişoğlu’nun bugün, “DEM’den bir talep gelmiş olsaydı, o zaman kurullarımızı toplar, buna karar verirdik.” ifadelerini kullanması dikkat çekti.
AKŞENER İDDALARI VE ZORLU’NUN İSTİFASI
İYİ Parti Genel Başkanı, TBMM Grup Başkanvekili Turhan Çömez ve Meyda ve Tanıtım Başkanı Selcan Taşçı ile katıldığı kahvaltılı buluşmada basın mensuplarının sorunlarıyla ilgileneceğini söyledi. Dervişoğlu, partisi içindeki meseleler ve gündemdeki yeni açılım süreci hakkında konuştu.
İYİ Parti Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı iddialarına “Herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Duyumlara göre de değerlendirme yapma şansım yok. Bilgi sahibi değilim.” şeklinde yanıt verdi. Eski Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu’nun istifasını “Benim parti sözcüm değildi. İkbaline açılacak kapıları kapatmak niyetinde değilim. Arkadaşın siyasi misyonu şahsi beklentisine endeksliyse diyecek bir şey yok.” cümleleriyle değerlendirdi.
BAHÇELİ İLE POLEMİĞİ VE OCAK BAŞKANININ SÖZLERİ
Dervişoğlu, genel af sorusu üzerine hükümetin bir genel aftan yana olmayacağını ancak bazı çevrelerin kişisel suçlarını örtbas etme amacıyla konuyu gündeme getirdiğini öne sürdü. “Kimsenin derdi memleket değil, herkesin derdi kendi siyasi ikbali ve geleceği.” yorumunu yaptı.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kendisiyle ilgili sözleri için şunları kaydetti: “Bu tür karşılıklı konuşmalarda mütekabiliyet esastır. İki Genel Başkan birbirlerine cevap vermişlerse ona bir genel sekreter, genel başkan yardımcısı üzerinden cevap verilmez. Kurallara uyulması lazım... Bazı insanlar kendilerini suç işleme imtiyazına sahip varsayarak önüne gelene istediğini söyleme hakkını kendilerinde bulur. Üzüntüm bu. Seviyesine düşecek değilim. Hakaret ve tehditlerine İçişleri ve Adalet Bakanlıkları ne yapacak merak ediyorum.” dedi.
‘KURUMSAL KİMLİKLE TALEP OLMADI’
İYİ Parti Genel Başkanı, geçen hafta DEM Parti’yi kast ederek “Cumhuriyet düşmanlarıyla müzakere edecek hiçbir şeyimiz olamaz.” çıkışını yapmıştı. DEM Partililerden oluşan heyetin randevu talebini niçin kabul etmediğini bugün şöyle açıkladı:
“Bizden randevu talep eden DEM değildi. DEM kurumsal kimliğiyle İYİ Parti’den herhangi bir randevu talebinde bulunmadı. Sayın Bahçeli’nin yol göstermesi ve Tayyip Erdoğan’ın müsadesiyle İmralı adasına giden, Öcalan’la hükümet ya da Meclis arasında köprü olmaya çalışan üç kişi bizi ziyarete gelmek istediler. Dolayısıyla kendilerinin herhangi bir siyasi sorumlulukları olmaması münasebetiyle de tarafımızdan randevu verilmesi mümkün olmadı. Ayrıca ‘terörist’ diye görevden alınmış birinin aktör haline dönüştürülmesini de çok yerinde bulmuyorum. DEM’den bir talep gelmiş olsaydı, o zaman kurullarımızı toplar buna karar verirdik.”
‘MEŞRU KOMİSYONU DEĞERLENDİRİRİZ’
Dervişoğlu, Meclis’te yeni açılım süreci ile ilgili kurulabilecek bir komisyona dahil olmayı kurullarda değerlendirebileceklerini aktardı.
“Şimdi bu komisyon oluşturulması noktasındaki kararı da kimin vereceğini bilmiyorum. Bunlar sadece konuşuluyor. Dolayısıyla biz TBMM’deki bütün komisyon çalışmalarına katılıyoruz. Bu konuyla alakalı meşru bir komisyon teşekkülü söz konusu olursa, biz bunu değerlendiririz. Ama bir takım beklentilerin bizden karşılanması arzu edilirse bizim buna müspet bakabilme imkanımız yok.” şeklinde yaklaştı.
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşlerini bilerek duyurmadığını belirtti: “Şimdi istiyorlar ki muhalefet konuşsun, bir tartışma ortamına girilsin, iktidar beslenebilirse de bundan yararlanılsın. Yok beslenebilecek bir durum oluşmazsa da Erdoğan ‘Bu konuya ben zaten müdahil değilim’ diyecek ve elini yüzünü yıkayıp sürecin içinden çıkacak.”
‘KABUL EDİLEBİLECEK DURUM DEĞİL’
Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti’nin yeni açılımla ilgili tavrını şöyle özetledi:
“Ben cumhuriyetin ve üniter devlet yapısının tehdit altında olduğunu, milli devlet yapısının ortadan kaldırılmak istendiğini düşünüyorum. Dolayısıyla geçmişte yaşanan benzer olayların yeniden yaşanması endişesinden hareketle kaygılarımı ifade ediyorum. Bunun bir oyun ve senaryo olduğunu, emperyalist güçlerin hedef ve emellerine hizmet edecek bir süreç olma tehlikesinin mevcut bulunduğunu dile getiriyorum. Bundan bir umudum yok. İmralı’da yatan ve ‘bebek katili’ diye isimlendirilen bir şahsın bu süreçte önemli aktör olması ve Türkiye Cumhuriyetine yol göstermesi hiçbirimiz tarafından kabul edilebilecek bir durum değil.”
‘KIRMIZI ÇİZGİLERİN YANINDA SAF TUTACAĞIZ’
Müsavat Dervişoğlu sürecin anayasadaki vatandaşlık tanımına götürülmesi ihtimaline şöyle karşı çıktı:
“Anayasada vatandaşlık tanımının değiştirilmesi, üniter devlet yapısının ortadan kaldırılması, bunların hepsi kamuoyu önünde tartışılsın diye atıldı. Ama şuanda ortaya atılan bu düşünceler öksüz ve yetim durumda. Sahibi yoktur. İlk açıklamayı da ‘milletin çeşitliliği’ üzerinden Tayyip Erdoğan söyledi. ‘Türkiyelilik, Türkiye vatandaşlığı’ üzerinden Devlet Bahçeli de söyledi. Bir de Numan Kurtulmuş söyledi. Değiştirilemez maddeleri tek bir maddede toplamayı söyleyen anayasa hocaları da var. Anayasanın ilk dört maddesine dokunabileceklerini zannetmiyorum. Türkiye üniter devlet yapısını muhafaza edecekse kırmızı çizgilerini korumak mecburiyetinde. Biz de o kırmızı çizgilerin yanında saf tutacağız.”
‘CUMHURİYET DÜŞMANI’ DEMİŞTİ
Müsavat Dervişoğlu, 3 Ocak 2025’te partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında İmralı’ya giderek terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’la görüşen DEM Partililerin heyetini kabul etmeyeceğini şu sözlerle duyurmuştu:
“Yeni paradigmanın ortadan kaldırmak istediği, AK Parti ve DEM'in 100 yıllık parantez olarak addettikleri Cumhuriyetimizdir... İYİ Parti olarak bizim Cumhuriyet düşmanlarıyla müzakere edecek hiçbir şeyimiz olamaz. İYİ Parti, affedilmek istenen terör örgütünü ve sözde liderini, onları meşrulaştırmak isteyen sözcülerini, ortaklarını ve siyasi sorumluluğu olmayan heyetlerini hiçbir surette ve hiçbir zaman muhatap almayacaktır. İYİ Parti, Türk milletinin ve Türk devletinin beklentisinin hilafına atılacak hiçbir adımın içinde olmaz, olanlarla da yol yürümez. Sorunlarımızı konuşmaya değil; sorunlarımızı, sorunun kaynağıyla müzakere etmeye karşıyız.”