DEM'in görüşmelerinin perde arkasında ne var? AK Partili Ensarioğlu: Anayasal düzeyde bir takım talepler konuşuluyor
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, 'Anayasal düzeyde bir takım talepler konuşuluyor olabilir. Bir takım taleplerin demokrasi içinde, demokratik haklar temelinde çözülebileceği bir ortam ve iklim var' ifadelerini kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, PKK elebaşı Abdullah Öcalan çağrısının ardından başlayan "yeni çözüm sürecine" dair AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'ndan dikkat çeken açıklamalar geldi.
Yeni "sürece" dair konuşan Ensarioğlu "Ortadoğu'daki gelişmeler hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu hızlı gelişme Türkiye için de bir risk oluşturuyor. Türkiye'nin kendi evinin içini tahkim etmesi gerekiyor. O yüzden böyle yeni bir şey kurgulandı." dedi. DEM Parti İmralı heyetinin görüşmelerine dair yorumda bulunan Ensarioğlu "Anayasal düzeyde bir takım talepler konuşuluyor olabilir." dedi.
'YENİ BİR ŞEY KURGULANDI'
Gazete Duvar’dan Can Bursalı’ya konuşan AK Partili Ensarioğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Yaşadıklarımız önceki çözüm sürecinin devamı falan değil. Örgüt askeri olarak yenildi. Yurt içinde 3 bin silahlı gücü varken şimdi bu sayı 50'nin altına indi. Onlar da varlıklarını gizlenerek koruyabiliyor. Ancak mesele bunun dışında bir mesele. Ortadoğu'daki gelişmeler hızlı bir şekilde ilerliyor. Bu hızlı gelişme Türkiye için de bir risk oluşturuyor. Türkiye'nin Libya'da, Suriye'de, Irak'ta, Afrika'da, Kafkaslar'da, Balkanlar'da ve ön Asya'daki genişleme faaliyetleri, emperyalistleri rahatsız ediyor. Bu genişleme toprak genişlemesi anlamında değil. Türkiye dostluklarını ve etki alanını genişletiyor. Bu durumun yarattığı rahatsızlığa karşı, Türkiye'nin kendi evinin içini tahkim etmesi gerekiyor. Ama bu, riskler olmasa da Türkiye'nin yapması gereken bir şey. Türk, Kürt ve farklı tüm grupların içerideki ittifakın, içerideki kardeşliğin yeniden tesisi, Türkiye'nin hem hedeflerine ulaşmasında hem de riskleri bertaraf etmesinde büyük rol oynayacak. O yüzden böyle yeni bir şey kurgulandı.
'ANADİLDE EĞİTİM KÜRTLERİN TALEBİ OLARAK GÖRÜLMESİ LAZIM'
Yasal düzenlemelerle ilgili bütün gereklilikler yerine getirildi. Anayasal düzeyde bir takım talepler konuşuluyor olabilir. Ama devlet asla taviz vermeyecek. PKK silah bırakacaksa, Türkiye'de silahın bir hak arama aracı olarak kullanılma meşruiyeti kalmadığındandır. Bir takım taleplerin demokrasi içinde, demokratik haklar temelinde çözülebileceği bir ortam ve iklim var. Mesela anadilde eğitim hakkı örgütün varlık sebebi değil. Bunun, Kürtlerin demokratik bir talebi olarak görülmesi lazım. Demokratik siyasette oturursunuz, konuşursunuz, birbirinizi ikna edersiniz. Yeni anayasada yerini bulur mu, bulmaz mı, bunlara bakarsınız.
'HERKES TÜRK'TÜR LAFI ETNİK KİMLİĞİ TARİF EDİYOR'
Anayasanın ilk dört maddesine ilişkin bir sorun yok. Vatandaşlık tanımıyla ilgili bir tartışma var. 'Anayasaya vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür' lafı bir üst kimliği, Türkiyeliliği değil etnik bir kimliği tarif ediyor. Bu bir tartışma konusudur. Birçok ülkede vatandaşlık tanımı yoktur. Siz bir kişiye kimlik vermişseniz vatandaş olarak kabul etmişseniz o vatandaştır. Vatandaşı bir de iki gözü iki kulağı iki eli olacak diye tarif etmeye gerek var mı? Bu tarifi bir de yanlış yapmaya gerek var mı? Yanlış anlaşılmasın; kimse Türklükten rahatsız değil. Rahatsız olsak beraber nasıl yaşayacağız? Kimse Türklükten falan rahatsız değil. Vatandaşlık tanımı daha rasyonel ve kapsayıcı olmalı.