Demirtaş'tan özerklik savunması: Parti tüzüğünde yazıyor

HDP'nin çağrıları sonucunda Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada Demirtaş esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasına devam etti. Demirtaş şunları söyledi:

"Çözüm süreci döneminde Türkiye yeni bir arayış içine girdi. Kürt sorununun çözümü politikası hayata geçiyordu. Biz de bu süreci destekleyen bir partiydik. O dönem bir protokol üzerinden tartışma yürütülüyordu. Bu, Dolmabahçe Mutabakatı olarak bilinen protokoldü. Bu protokol çok önemliydi. Bu toplantı şubat 2015'te yapıldığında Kobani olayları yaşanmış, HDP çağrısı yapılmıştı. Ben de bundan sonra atılması gereken adımın akil insanlar heyetinin İmralı'ya gidip Öcalan’dan mektup alması yönünde olması gerektiğine ilişkin açıklama yaptım. İmralı'da akil insanların geleceği zaman yapılacak toplantı salonunun hazırlığı da yapılmıştı. Fakat Erdoğan'ın çözüm sürecini neden bitirdiğini biz hala bilmiyoruz."

'AK PARTİ YENİ BİR POLİTİKAYA GEÇTİ'

"Çözüm sürecinde kimse Erdoğan'a başkanlık sözü vermedi. Erdoğan'ın da böyle bir talebi olmadı, bizim de böyle bir vaadimiz olmadı." diyen Demirtaş şu ifadeleri kullandı:

"Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını reddetmekle birlikte akil insanlar heyetinin İmralı'ya gitmemesine de neden oldu. O günden sonra Türkiye huzura kavuşmadı. Keşke biri çıksa da 'Sivil akil insanlar heyetini gönderseydiniz bambaşka bir Türkiye olmaz mıydı?' diye sorsa. AK Parti tümüyle yeni bir politikaya geçti burada."

'PARTİ PROGRAMINA DAYANDIK'

Demirtaş, geçmişte yaptıkları özerklik açıklamalarına ilişkin de şu beyanlarda bulundu:

"Bir partilimiz çıksa 'demokratik özerkliğe karşıyız, anadilde eğitime karşıyız' dese partimiz onu disipline sevk edip ihraç edebilir. Parti tüzüğünde yazan bir şey çünkü bu. Bunları savunmayacaksa niye partiye üye olmuş, niye belediye başkanı olmuş. Elbette bunları savunacak. Biz istikrarlı şekilde bu parti politikalarımızı savunduk. Özerklik, DTK çalışmaları ile ilgili suçluyorsunuz ancak bunlar siyasi çalışmalardır. Eş başkan olarak bizim Meclis Genel Kurulu ve grup toplantısında yaptığımız konuşmamız bağlayıcıdır. Biz neye dayanmışız? Parti programına. Arkadaşlarımız bu talimatı yapmasa onları disipline verip ihraç edebiliriz. Partimizin eş başkanı özerkliği savunurken MYK Üyesi, milletvekili aksini savunabilir mi? Savunamaz."

AÇILIM SÜRECİNE SIĞINDI

Hakkında hazırlanan fezlekeleri ve burada yer alan suçlamaları özetleyen Demirtaş şu savunmayı yaptı:

"Bütün siyasi faaliyetlerim savcıya göre terör faaliyetiymiş. Fezlekenin hazırlandığı tarih, çözüm süreci için çaba sarf ettiğimiz tarihler. Neden yıllarca göz yumdular bu faaliyetlere? Aradan 4 yıl geçiyor fezleke düzenleniyor hakkımda. Çözüm sürecini engellemek için sadece benim değil arkadaşlarım hakkında da süratle fezlekeler hazırlandı."