Denizci yıpranma hakkı bekliyor
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), tarafından denizcilerin yaşadığı sorunlara dikkati çekmek ve hak ettikleri saygıyı gösterebilmek amacıyla "Dünya Denizciler Günü" olarak kutlanan 25 Haziran'da Türkiye Denizciler Sendikası (TDS) da bir mesaj yayınladı.
Sendikadan yapılan açıklamada denizlerin üzerinde cesaret ve kararlılıkla çalışan tüm denizcilerin günü kutlandı:
"Küresel ticaretin ve seyahatin temelini oluşturan denizcilerin azmi ve kararlılığıdır. Denizlerdeki sınırları aşan kahramanlar olarak deniz emekçileri dünyayı birleştiriyor ve ekonomik kalkınmaya büyük katkı sağlıyor. Deniz emekçilerinin özveri ve emeği güven ve refah içerisinde yaşamamızı sağlıyor. Gösterdikleri özen ve azmin karşılığını almaları için TDS olarak emekçilerimizin her zaman yanındayız."
FEDAKARLIK MESLEĞİ
Fedakarlık, bilgi ve tecrübe isteyen denizcilik mesleği, 4'te 3'ü sularla kaplı olan dünyada, ekonominin ayakta kalabilmesi ve toplumların refahı açısından önem taşıyor. Evine ve ailesine kavuşabilmek için günlerce, kimi zaman da aylarca bekleyen denizciler; temel ihtiyaç malzemelerinin temini, tedarik zincirinin sürdürülebilmesi ve deniz güvenliğinin sağlanabilmesi gibi pek çok alanda önemli görevler üstleniyor. Bu görevleri özveriyle yerine getiren denizciler, bir o kadar da yıpranıyor. 2018’de birçok iş kolunda yıpranma payı hakkı kaldırıldı. Denizciler de bunun içinde yer aldı. Şu an 40'ı aşkın meslekte yıpranma payı olsa da denizciler bu haktan hala mahrum.
GÜNDEM BU BÜLTENDE!
TÜRKİYE Denizciler Sendikası, haziran ayında ilk sayısını çıkardığı ROTA bülteniyle denizcilik sektöründeki gelişmeleri, güncel konuları ve TDS'nin çalışmalarını aktaracak. ROTA'nın ilk sayısında denizcilik sektöründe kadın emeği incelendi. Kapt. Prof. Dr. Necmettin Akten Dördüncü Geleneksel Fotoğraf Yarışması'na ilişkin bilgiler ve daha fazlası ROTA'nın haziran sayısında.
YILLARCA AİLEDEN UZAKTA
Türkiye Denizciler Sendikası Genel Başkanı İrfan Mete, konuya ilişkin daha önce Aydınlık'a yaptığı değerlendirmede yıpranma payının önemine dikkat çekerek, yalnızca denizcinin değil ailenin de yıprandığını vurgulamıştı:
"20 yaşındaki bir kişinin denize başladığını düşünün, 65 yaşında emekli olacak. Bu 45 senenin 3’te 2’sinde gemide ailenden, çoluk çocuktan uzaksınız. İyi günde kötü günde yoksunuz. Bu zaten başlı başına bu bir yıpranma. Üstelik bu yıpranmayı sadece kendisi değil ailesi de yaşıyor. Bilhassa çocuklar babasını senede bir bilemediniz iki ay görebiliyorlar. Denizci eşleri baba çoğunlukla uzakta olduğu için anne-baba rolünü birlikte üstleniyor. Sadece bunlar bile yıpranmanın aciliyetini gösteriyor.
"60 yaşında bir gemi çalışanının 70-80 metre direklere çıkması ne kadar mümkün? O yaşta hareketliliğini kaybediyor. Şöyle düşünün, 50’sine kadar çalıştı. 65 yaşına kadar ne yapacak bu kişi? Üstelik denizde çalışanların karaya da uyum sağlayamadığını da göz önünde bulundurmak gerek. Dünyada en ağır 5 iş kolu içinde olduğumuz halde maalesef yıpranma verilmedi. Sendika olarak bu konuda çalışmalarımızı bakanlıklar nezdinde sürdürüyoruz."
