Denizolgun’dan Süleymancıların avukat yapılanması iddiası: Rüşvet, tehdit, şantaj
Süleymancılar cemaatinin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu Fatih Süleyman Denizolgun, cemaatin Yargı’da yapılandığını açıkladı. Denizolgun, Yargı’daki bazı isimler üzerinden rüşvet alındığını, tehdit ve şantaj yapıldığını belirtti.
Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen cemaatin yargıdaki bağlantılarına çok sayıda tepki geldi. Aydınlık, Süleymancıların lideri Alihan Kuriş’in AK Parti’ye yönelik intikam konuşmasını haber yaptı. Cemaatten ayrılan müritler ve bazı AK Partili isimler olmak üzere Süleymancılara tepki çığ gibi büyüdü.
Aydınlık’ın Alihan Kuriş’in bir ziyaretinden yayınladığı fotoğrafta, Silifke Cumhuriyet Başsavcısı Selman Eskiler’in de yer alması üzerine Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) harekete geçti. Yargı kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre Başsavcı Eskiler hakkında inceleme başlatıldı.
Olayın ortaya çıkmasının ardından, Süleymancıların Yargı’da yapılandığını ileri süren Fatih Süleyman Denizolgun, bazı isimlerin cemaatten rüşvet aldığını iddia etti. Önceki gün sosyal medyada açıklama yapan Denizolgun, “Mahkemelerin Kalem müdürlerine, kalem personellerine, savcılara, hakimlere, memur olmayan bilirkişilere de aynı rüşvet, tehdit, şantaj tezgahlarını yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.
Cemaatin kurucusu Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu ve Alihan Kuriş’in kuzeni olan Denizolgun, şunları belirtti: “Kripto para kullanımı ağırlıklı. Hangi hakim, hangi savcı, hangi bilirkişi varsa hep aynı film. Avukatlar çetesi var. Bir tane F.... (5harf toplamı) Ay..... (7harfli) isminde İstanbul üniversitesinde bir akademisyen ticaret hukukçusu var, tüm bilirkişilerle o irtibata geçiyor, bu kişinin ortağı var, tüm bilirkişileri kötü yöntemlerle ikna çalışması yapıyor. Avukat çetesinden eski bir HSK üyesi, Marmara üniversitesinde A.G. var, o ve onun bağlantıları çok iş karıştırdı yıllardır Yargı’da, dahası yine yukarıdaki A. ismiyle aynı olan başka A.B. ona da dikkat, dahası Nevşehirli A.Ç var Alihan’ın aktif avukat gruplarından, S.T. var Konyalı o da muhalefetin yargı bağlantılarını ayarlayıp, oraların desteğini kendine sağlamaya çalışıyor, muhalefetten hem üst yargı Ankara Yargıtay’dan hem İstanbul muhalefeti üzerinden İstanbul yargı desteği almaya çakışıyorlar bunları da aktif S.T yapıyor Konyalı olan, birde Ali Erhan Kuriş'in perde arkası avukatları var, daha derin operasyonları, gizli operasyonları yapan onun da adı A.A genç avukatlardan, birde H.A genç avukat var tam bir militan tipte olan. Yukarıdaki Nevşehirli A.Ç.’nin haklarında suç duyurusunda bulunanları bile silahla tehdit edip, kurşun sıktıkları savcılıklara yansıdı.”
Denizolgun’un paylaşımının ardından sosyal medyada cemaate yönelik büyük tepki geldi. Cemaatin “İkinci FETÖ” olduğunu belirten AK Parti’nin önde gelen isimleri, Yargı’daki yapılanmanın temizlenmesi talebinde bulundu.
‘İKİNCİ FETÖ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ’
Eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk, Süleymancıların devlet içinde paralel yapı kurmaya çalıştığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Kamuoyunda Süleymancılar olarak bilinen tıpkı FETÖ gibi, kahraman milletimizin samimi dini inancı üzerinden, insan kaynağı devşirip ekonomik kaynak temin edip ardından oluşturdukları bu güçle paralel bir yapı kurdukları gerçeği gün yüzünde. Bugün kendilerinde gördükleri güç üzerinden ve de açıkça CHP’yi araç haline getirip millete ve devlete parmak sallamaktadırlar. Sayın Fatih Süleyman Denizolgun bu süreçleri bizzat bilen birisi olarak devletin ilgili birimlerinin harekete geçmesini sağlayacak kadar güçlü bilgileri paylaşmakta. Ve şimdi CHP’nin vatansever, devletine sahip çıkan tabanı CHP’yi Süleymancılar isimli bu yapıyla girdiği ilişki üzerinden inanıyoruz ki sorgulayacaktır.
“İkinci bir FETÖ süreci ile karşı karşıyayız. Son günlerde ortaya çıkan haberlerde de gözüküyor ki bu yapı da devletin içeresinde paralel bir yapı oluşturmak için hareket halinde. O halde durup düşünmeliyiz. Dahası, siyasete ve devlete parmak sallama peşinde! Kendilerine insan kaynağı sağlama adına açtıkları ‘yurtlar’ ve yurt modellemelerine dikkat! Devlet bu tehlike karşısında Yurtlar konusunu gözden geçirmelidir bile bile bu milletin evlatları devlete ve millete parmak sallayan ve de çok açık bulundukları ülkelerde Türkiye aleyhine servis sağlayıcılığı yapan bu yapılara teslim edilmez. Gençlerimiz bu yapıların elinden kurtarılmalıdır. Bu yurtlar milletin bu devletin çatısı altında kazandığı ve hayır olarak verdiği paralarla yapılmıştır. Milletin parası ile devlet düşmanlığına izin verilemez. Tavsiyemiz, tarihe baksınlar…”
‘İHBAR KABUL EDİLMELİ’
Sosyal medyada yükselen diğer bazı tepkiler de şöyle: Eski AK Parti MKYK Üyesi Mücahit Birinci: Fatih Bey kardeşimiz önceki dönem vekilimiz. Bana göre bu X paylaşımı ihbar kabul edilmeli. Devletin içinde, özellikle yargıda böyle bir çeteleşme elbette kabul edilemez. Muhakkak derin ve detaylı bir soruşturma şart. İkinci husus, cemaat ve tarikatlar, bir İslami yol ise, neden devlet içini hedefliyorlar? Neden bu derece dünyevi hedefleri var? Üçüncü olarak cemaat ve tarikatların devlet içinde örgütlenmesini önleyici bir refleks şimdiye kadar nasıl olur da kurulamaz? Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner: Gerçekten bu kişi halihazırda Silifke Başsavcımız mı? Şayet öyleyse…
KAPSAMLI İNCELEME TALEBİ
Hukukçu Prof. Dr. Ersan Şen: Yargı mensubu durduğu yere dikkat etmeli. Eski Savcı Mehmet Demir: Kendilerine ‘Süleymacı’ diyenler, en az FETÖ’cüler kadar tehlikeli varlıklardır. Yargıda Süleymancı kabul edilemez. Derhal çok kapsamlı inceleme yapılmalı ve yargı bu tür bir oluşumdan temizlenmelidir. Gazeteci Esra Elönü: Of acınacak halimize güleymancılar… Şu görüntüler hafıza kartı olmayan her diri zihin için dejavu vesilesidir.
Silifke Başsavcısının Süleymancılar Cemaati lideri Alihan Kuriş’le fotoğrafına HSK’dan incelemeGündem‘YARGI’DA ŞEYHÇİLİĞE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’
Avukat Burak Bekiroğlu, sosyal medya hesabından, Yargı’daki Süleymancıların tespiti için Hakimler Savcılar Kuruluna (HSK) başvuru yapacaklarını bildirerek şunlar aktardı: “Yargıda Süleymancıların tespiti, gereğinin takdir ve ifası için, HSK’ya gerekli başvuru hazırlanıyor. Yok öyle Alihan Kuriş’in arkasında el pençe divan pozisyon almak. Devlet kademeleri ve yargı içerisinde görev alıp şeyhcilik, şıhçılık oynanmasına müsaade etmeyiz. Milletin seçtiği ve devletin yönetiminin hiyerarşisi içerisinde olmayan hiç kimsenin dışarıdan harici faaliyet yürütmesine bu millet izin vermez. Olacaksanız devletçi olacaksınız devletçi. Yok öyle yağma.”
YABANCI İSTİHBARAT BAĞLANTILARI
Kaynak Yayınları’nın 2019’da yayımladığı Diyanet’in Gizli Tarikatlar Raporu kitabında Süleymancılarla ilgili şu tespitlere yer veriliyor:
“Süleymancıların, Kur’an kurslarına Diyanet’in ismini kullanarak yardım topladıkları, cenazelerde para karşılığı Kur’an okuma ve ıskat hususlarında da oldukça aktif davrandıkları bilinmektedir. Süleymancılarla ilgili olarak, onların, birtakım yabancı istihbarat örgütleriyle bağlantısı olduğu iddialarının ciddiye alınması ve yeni bir FETÖ ile karşılaşmamak için gerekli incelemelerin yapılması, üzerinde durulması gereken önemli bir konudur.”
CEMAAT MENSUPLARINDA SAVCILIĞA DİLEKÇE
2012’den beri cemaat üyesi olduğunu belirten Şahin Balta, CHP’ye oy verme baskısı yüzünden ayrıldı. Aydınlık’a konuşan Balta, cemaatte kendine gördüğü tehdit ve baskılardan dolayı da savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirterek şunları aktardı:
"2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ‘CHP’ye oy atılacak’ denildi. Ben de ‘Oraya oy atmam. Orada HDP var. Üstadımızın lafı var, oraya atamayız.’ dedim.
"Ben öyle deyince ‘Aslında bu şekilde bir çağrı yok, hocalar hata yaptı. İdarenin kararı böyle değil.’ denildi. Ama aynı şey bu belediye seçimlerinden de yaşandı. CHP’ye oy atmamız için ikna odaları kuruldu. CHP’ye oy vermeyenlerden özür mektubu yazmaları istendi. Bu ikna odaları bugüne kadar hiç yapılmamış bir şey. Ne gördüm ne duydum.
"Eğer oy vermezseni kuşlar size yasak oluyor. Hatimlere gidemiyorsunuz. Ben de bu şekilde kurslara alınmamakla tehdit edildim. Cemaatin Zeytinburnu'ndaki Emine İnaç Vakfı ve Ömer Avni Yel kurslarına gidiyordum. Orada ikna odaları kuruldu. Ben de tehdit ve baskıların ardından ayrılıp buradaki hocalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum.”
