Deprem bölgesine pozitif ayrımcılık yapılmalı
Türkiye’nin içinde bulunduğu pahalılık ortamında depremzedelerin ek yüklerin altına girdiğine işaret eden işçi temsilcileri, barınma ve iş imkanlarının hala yeterli düzeyde olmadığını ifade etti
Kahramanmaraş merkezli ve Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ'ı vuran 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1 yıl geçse de bölgede barınmadan çalışma hayatına kadar atılması gereken çok adım var. Hayatın eski günlere dönebilmesi için normalleşmesi gereken ana başlıklardan biri de çalışma hayatı.
Aydınlık’a konuşan işçi temsilcileri, barınma sorununa işaret etti; vergi desteği önerdi. TEPAV’ın ocak ayında yayınlanan İstihdam İzleme Bülteni’ne göre, Ekim ayı itibarıyla deprem bölgesinde yer alan 11 ilin sigortalı ücretli istihdam içindeki payı yüzde 10,9 oldu. Çalışan sayısı bu bölgede yıllık olarak 59 bin 898 kişiyle yüzde 3,2 daraldı.
Bunun yanı sıra işsizlik ödeneği başvuruları da deprem bölgesinde önemli oranda arttı. Ocak-Kasım 2023 döneminde, deprem bölgesinde yer alan 11 ilde işsizlik ödeneği başvuruları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarken en hızlı artış Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’da meydana geldi. Bu dönemde Türkiye genelinde işsizlik ödeneği başvuruları ise yüzde 3,6 düzeyinde gerilemişti.
ADIYAMAN’IN MAĞDURİYETİ SÜRÜYOR
TÜRK-İŞ Adıyaman İl Temsilcisi Petrol-İş Sendikası Şube Başkanı Mehmet Karaman, işçilerle sorunları çözme noktasında iletişimde olduklarını vurguladı. İnsanların en başta karnını doyuracağı bir çatı altında olmaları gerektiğini vurgulayan Karaman, şöyle konuştu:
“Genel durum perişan, Adıyaman’ın durumu iyi değil. İşler ağır gidiyor, dönüşüm geç oluyor. İnsanlar 53 bin konteynerde 116 bin kişi hayatını idame ettiriyor. 1500-2 bin kadar konut teslimi olacak ama bu çok yetersiz bir rakam, bu kış gününde. Adıyaman geride kaldı, yardım eli geç geldi. Daha sonra anlaşıldı Adıyaman’ın durumu. Çok büyük bir mağduriyet yaşadı Adıyaman, yaşamaya da devam ediyor.”
‘İŞ İMKANI YOK Kİ’
“Vatandaşlar geri döndü mü, dönenler iş bulabiliyor mu?” diye sorduk, Mehmet Karaman, şu yanıtı verdi:
“Yok, iş bulma imkanı yok ki. Sadece devlet el uzatırsa sadece Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında 6 aylık geçici işçi statüsünde 18 bin işçi istihdam ediliyor. Onların da bir güvencesi yok. Bu yetersiz.
“En başta tütün vardı geçim kaynağı, o da yasaklandı. Fakiri ekiyor geçimini sağlıyordu, o da ellerinden alındı. Atölyeler açıldı, fabrikalar açıldı ama şu anda onlar da kapanıyor. İş alanı daraldı. TOKİ inşaatları sürdüğü için şu anda burada çalışmak isteyen inşaatlarda ara işlerde iş bulabilir ama herkes de inşaatta çalışamıyor. Zor durumdayız Adıyaman’da, mücadele ediyoruz, çaba gösteriyoruz ama yeterli olmuyor.”
HEM MADDİ HEM MANEVİ MÜCADELE
TÜRK-İŞ Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Akif Sarıca, bölgedeki işçiler için pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini söyledi. Sarıca, şöyle konuştu:
“11 ilin 5’i bizim bölgemizde. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis… Bu bölgede insanlar canlarını, mallarını, evlerini kaybetti. Şu pahalılık ortamında kaldıramayacakları kadar ek yüklerin altına; hem manevi hem de maddi olarak bir hayatla mücadeleye girdiler. Yıkılan konutlar nedeniyle, taleple beraber fiyatlar arttı. İnsanlar normalin üzerinde bir maliyetle bir gelir-gider dengesizliğiyle karşı karşıya kaldı.
11 İLDE VERGİ DESTEĞİ TALEBİ
“Burada insanların hayatlarını devam ettirebilmesi, üretimin devam etmesi ve diğer illere göçün önüne geçilebilmesi için desteklenmesi lazım. Memura kira yardımlarının gündeme geldiği gibi 11 ildeki işçilerin gelirleri giderlerini karşılayabilsin diye destekler verilmeli. Bölgede çalışan emekçi, işçi, memur hatta emeklilere vergi, SSK boyutunda pozitif bir ayrımcılık yapılması lazım. İnsanlar bu maliyetlerle boğuşurken devletin vergi ve sigorta primi konusunda destek olması gerekiyor.
“Üretimin talebe dayalı artışından dolayı bazı bölgelerde ekstra istihdam sağlanıyor, bir süre sonra bu talep daraldığında işçiye kapı gösteriliyor. Bunlar da çalışma hayatının dinamiklerine zarar veren unsurlar.”
SANAYİDE BÜYÜK DARALMA
Öte yandan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de deprem felaketinin yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
“Deprem felaketi, üretimin kaleleri olan fabrikalarımızın yıkılmasına, makinelerin zarar görmesine neden olurken altyapı ve üstyapı gibi ulaşımda yaşanan aksaklıklar da tedarik zincirlerinin kırılmasına yol açtı.” diyen Sönmez, şu bilgileri verdi:
“Tüm bunlar deprem bölgesinin üretimini ve ihracat gücünü olumsuz etkiledi. Ülkemizde 2023 yılı ihracat hacmi, bir önceki yıla oranla yüzde 0,6 artarken deprem bölgesinde ise yaklaşık yüzde 13 daralma yaşandı. Aynı dönemde ülke genelinde ithalat hacmi yüzde 0,5 artarken deprem bölgesinde yüzde 23’lük daralma oldu. Bölgedeki ihracat ve sanayi yapısı önemli ölçüde tekstil ve demir-çelik sektörlerine bağlı. Bu anlamda deprem bölgesinde sanayi temelli bir daralma olduğunu; işgücü eksikliği, altyapı ve finansmana erişim sorunları nedeniyle de milli gelir düzeyi ve ihracatta deprem öncesindeki seviyeye ancak 2026 yılı itibarıyla yeniden ulaşılacağını öngörüyoruz.” diye konuştu.
BAŞLICA SEBEP BARINMA
Depremden sonra geçen bir yılda bölgedeki ücretli çalışan sayısının yüzde 20 civarında azaldığını ifade eden Sönmez, çalışanların bölgeye dönmemelerindeki başlıca sebeplerin barınma, sağlık ve eğitim hizmetlerindeki aksaklıklar olduğunu kaydetti. Öncelikli olarak barınma ve istihdam sorunun giderilmesi gerektiğini vurgulayan Sönmez şöyle devam etti:
“Kalıcı konutların tesliminin 2026’ya kadar uzayacak olması, geçici barınma ve yaşam alanlarının üretimi destekleyecek şekilde planlanmasını gerekli kılıyor. Öte yandan bölgedeki illerimizde yatırım iştahını artırmak ve işletmelerimizi rahatlatmak için vergi indirimleri ile ertelemelere ihtiyaç duyuluyor. Yeşil dönüşüm ve temiz enerji yatırımları için özel bir planlama yapılması da bölgesel ve makroekonomik açıdan deprem bölgelerimizdeki kentlerimizin direncini artıracaktır.”
ÖNCE BARINMA SONRA İŞGÜCÜ
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, geçen yıl 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraşlı merkezli depremlerden olumsuz etkilenen bölge sanayisinin toparlanma mücadelesinin sürdüğünü belirtti. Kütükcü, bölgedeki üretimin deprem öncesi düzeye geri dönmesi için, barınma sorununun tamamen ortadan kaldırılmasının ve şehirlerden ayrılan iş gücünün yeniden bu yerlere dönmesinin şart olduğunu vurguladı.
TOPARLANMA SÜRECİ
Deprem bölgesindeki OSB'lerin toparlanma sürecinin devam ettiğine dikkati çeken Kütükcü "Depremden etkilenen 11 ilimizde 37'si işletmede olmak üzere toplam 59 OSB'miz bulunuyor. Bu OSB'lerimizdeki 5 bin 185 firmamızda 559 bin 930 kişiye doğrudan istihdam sağlanıyor. Deprem bölgesindeki OSB'lerin toparlanması, devletimizin ve milletimizin desteğiyle devam ediyor." diye konuştu.
ÜRETİM KAYIPLARI GERİLEDİ
Deprem bölgesindeki her şehirde kendine özgü şartların oluştuğunu belirten Kütükcü, her şehrin toparlanma sürecinin farklı seyrettiğini bildirdi. Kütükcü, depremden en çok etkilenen 5 şehirdeki OSB'lerle ilgili şu bilgileri verdi: "Depremden en çok etkilenen 5 şehrimiz olan Adıyaman'daki OSB'lerimizde depremin yaşandığı şubat ayında üretim kaybı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 70'lere ulaşmıştı. Geçtiğimiz yılın aralık ayında bu oran yüzde 9,7'ye geriledi. Aynı dönemde Hatay'daki OSB'lerimizde üretim kaybı yüzde 74'ten yüzde 19'a, Malatya'daki OSB'lerimizde üretim kaybı yüzde 70'den yüzde 6,6'ya geriledi. Gaziantep ve Kahramanmaraş'taki OSB'lerimizdeki üretim kayıpları ise telafi edilerek, pozitif alana geçildi."