22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Depremi çocuklara böyle anlatalım

Prof. Dr. Yankı Yazgan, çocuklardan durumu gizlememek gerektiğine dikkat çekti. Ailelerin çocuklarına afet hakkında ne bildiğini sormasını isteyen Yazgan, “Her şeyin iyi olacağı konusunda güvence verilmeli, ne yapacakları ve durumla nasıl başa çıkacakları anlatılmalı.” dedi.

Deprem çocuklara en doğru nasıl anlatılır?
A+ A-
ROZERİN DOĞAN

1999 depreminde çok sayıda çocuk, bugün yaşadığımız gibi annesini babasını kaybetmiş ya da yaşadıklarından dolayı büyük travmalar yaşamıştı. Prof. Dr. Yankı Yazgan, o günlerde birçok çocuğa yardımcı olmuştu. Konunun uzmanı ve o günlerde travmalara maruz kalan çok sayıda çocuk gören Yazgan; “Yaşanan deprem afetini ve yol açtığı sonuçları çocuğunuzla konuşmaktan kaçınmamalısınız.” Çocuklara deprem hakkında sorular sorun ve afet ile ilgili neler bildiğini, sahip olduğu bilgileri ise nereden aldığını öğrenmeye çalışın” diyor ve ekliyor; “Yaşanan durumu gizler, onunla konuşmazsanız, çocukta afetin konuşulamayacak kadar korkutucu, daha doğrusu başa çıkılamaz bir olay olduğu izlenimi uyanabilir. Bu nedenle depremin olduğundan daha yoğun bir endişe ve korkuya yol açmaması için çocuğunuza dürüst olmayı seçin” diye ekliyor. Prof. Dr. Yankı Yazgan konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.

  • Çocuklar bu tür afetleri nasıl algılar?

Çocuklar travmatik olayları yetişkinlerden farklı deneyimlerler. Yaşanan bir afet sonrasında çocuklar korkmuş, güvensiz ve kafaları karışmış hissedebilir. Bu süreçlerde çocuğun yaşı göz önünde bulundurulmalı.

Anormal koşullarda normal reaksiyonlar olamaz; çocukların aşırılıklarını buna göre değerlendirmek, daha ziyade gündelik hayatını sürdürmesini sağlayacak düzenlemelere odaklanmak gerekir. Çok küçük ve okul öncesi yaştaki çocuklar için konuşmak gerekirse, ailelerin yapması gereken en önemli şey; çocuklarına her şeyin iyi olacağı konusunda güvence vermek, ne yapacaklarını ve durumla nasıl başa çıkılacağını bildiklerini söylemek.

Ergenlik öncesi yaş grubundaki çocukların bilemesi gereken şey ise ailelerinin riski gördükleri, bunun için güvenlikle ilgili gerekli önemleri almaya hazır oldukları ve almakta olduklarını duymaları ve bu konuda evhamlanmanın ötesinde birçok gerçekçi adım attıklarını bilmeleridir. Böyle olduğu takdirde özellikle ergenlik öncesi yaş grubundaki çocukların kaygıları kontrol altında olacaktır. 

BİLİNMEYENE KARŞI DUYULAN KORKU

  • En zor yaş grubu hangisi sizce?

Bu konudaki en zor yaş grupları 4 ile 14 yaş arasında olan okul çağındaki çocuklardır. En büyük problem; bilinmeyene karşı duyulan korkudur. Bu yaş grubu çocuklar bilmedikleri şeyden korktukları zaman ne yapacaklarını da bilemezler. Ailelerin rolü en çok bu yaş grubunda kritiktir. Özellikle anne ve babaların kendi ruh hallerini, duygularını tanıma, anlama, tanımlama gereksinimleri önce gelir. Aileler sakin kalmayı başarabilirlerse, kendi kaygılarını kontrol altına alabilirlerse, çocuklarının kaygılarını kontrol etmelerine de yardımcı olurlar.

  • Ergenlik çağındaki çocuklar için ne önerirsiniz?

Ergenlik çağındaki çocuklara deprem hakkında daha nesnel bilgi verilebilir. Onlara hayatın başka tatsız ve tehlike içeren alanlarında olduğu gibi depremin de hazırlanılması gereken bir risk olduğu belirtilebilir. Korunma ve sonuçlarıyla başa çıkmak için yapılacak hazırlıklara ortak ederek, bilgilendirmeyi, depremin hayatlarımız üzerindeki etkisini kontrol edebilme amacıyla yapmak mümkün olur.

  • Şüphesiz depremden en çok çocuklar etkileniyor. Depremden sonra görülebilen tepkiler neler olabilir, neler yapabiliriz?

Çocukların depreme ve depremin sonrasına verdikleri tepkiler, ebeveynlerinin, akrabalarının, öğretmenlerinin ve diğer bakım verenlerinin başa çıkma biçiminden büyük ölçüde etkilenir. Bilgi, güvenlik ve yardım kaynağı yetişkinlerdir.

Depremi çocuklara böyle anlatalım - Resim : 1

YAŞ VE OLGUNLUK DÜZEYİ ÖNEMLİ

Her durumda çocuğunuzun yaşını ve olgunluk düzeyini göz önüne alın.

Çocuklarda yaygın görülen birçok tepki ortaya çıkar, bu tepkiler genellikle zamanla hafifler. Zamanla geçmesini beklediğimizi belirtebiliriz, ancak şiddetindeki değişimi izlemek gerekecektir. Bir artış olursa ne yapacağı hakkında bir plan yapmak iyi olur. Kimi arayacağı, ne yapacağı gibi.

Sık rastlanan tepkiler nelerdir?

1- Kendisinin ve başkalarının güvenliği hakkında endişe ve korku duyguları: Çocukların aileden ayrılma hakkındaki korkuları. Yaş küçüldükçe ebeveynlerine, kardeşlerine veya öğretmenlerine daha fazla düşkünlük.

2- Başka bir deprem veya artçı sarsıntı olacağından güvencelere rağmen aşırı korkma

3- Evlerinin, okullarının ve diğer binaların güvenliği ile ilgili kaygılar

4- Deprem dışında bir şey düşünememe

5- Davranış değişiklikleri: hareketlilikte artış, dikkat dağınıklığı, sinirlilik gibi.

6- Fiziksel şikayetler (baş ağrısı…)

7- Depremi hatırlatan uyaranlardan aşırı rahatsızlık (yıkıntı görmek, patlama duymak v.b.),

8- Uyku ve iştah artış ya da azalışları,

9- Her zaman yaptığı ve keyif aldığı aktivitelere ilgide azalma,

10- Yaşından küçük hareketler (bebeksi konuşma gibi)…

DÜRÜST OLUN

  • Bu konuda neler yapabiliriz?

Çocuğunuz ile konuşmaya zaman ayırın. Kendi kaygı ve aşırı duygularınızı yönetmeye zaman ayırın.

Güvende olma duygusunu pekiştirecek düzenlemeler yapın.

Dürüst olun.

Rutinleri ve kuralları değiştirmeyin, esneme veya geçici düzenlemeler yapmanıza engel yok.

Yetişkinler için olan haberleri izlemelerine izin vermeyin.

Deprem sonrası hayat hakkında düşünün, beraber hayal edin.

Başkalarıyla yardımlaşmaya yönlendirin.

Psikolojik durumundaki değişikliğe göre başka neler yapabileceğinizi belirleyin, bir ruh sağlığı uzmanına başvurma yollarını önceden bilin.

  • Kısa süreli de olsa barınma ve beslenmeden yoksun olmak çocukları nasıl etkiler?

Barınma ve beslenme sorunlarının varlığı, ölümlere tanıklık, enkaz altında kalmış olmak travmatik stresin etkisinin daha uzun süreli ve şiddetli olmasını doğurur. Öncesinde başka travmatik olayları yaşamış olmak (kazalar, aile içi şiddet, yoksulluk gibi) bu riskleri katlamaktadır. Nörogelişimsel sorunların varlığı (DEHB, otizm, öğrenme zorlukları) ve kronik hastalıklar çocukların travmatik stres ile başa çıkmasını zorlaştırır.

Depremi çocuklara böyle anlatalım - Resim : 2

PSİKOLOJİK İLK YARDIM

  • Türkiye’de deprem bölgesinde yaşayan çocuklara uzmanlar aracılığıyla nasıl yardımcı olunur?

Bu süreçte ilk basamakta en önemli adım psikolojik ilk yardımdır. Psikolojik ilk yardım ilkelerine benzer ilkelere dayalı ve hemen sonraki evrede yer alacak toparlanma ve tedavi çalışmaları paralel olarak tasarlanmaktadır. Psikolojik ilk yardım, daha sonraki aşamalarda görülebilecek travma sonrası stres bozukluğu olmak üzere ruhsal bozuklukların oranını ve şiddetini azaltır. Yas gibi doğal süreçlerin komplike olmasını önler. Şu anda ruh sağlığı alanındaki birçok dernek ve kurum tarafından online olarak uzman eğitimleri verilerek hazırlıklar sürüyor. Sağlık Bakanlığının kendi bünyesindeki hizmetleri koordine ettiğini görüyoruz.

Ancak bireysel terapi ve tedavi gerekliliğini azaltıcı toplumsal uygulamalara gereksinim vardır. Çocukların ve gençlerin içinde oldukları toplumsal bağlamların ruhsal derlenme ve toparlanmayı destekleyici olmasını sağlamak, toplumun canlanmasını gerçekleştirecek mekanizmaların kılavuzluğu biz psikiyatrlara düşmektedir. Gerçekleştirilmesi ise kamu otoritelerine düşer.

RUH SAĞLIĞI UZMANLARININ ÖNEMİ

  • Bu donanıma sahip yeterince uzmana sahip miyiz?

İyi örgütlü bir destek mekanizması afet ve kriz dönemlerinde önem taşımaktadır. Ruh sağlığı uzmanları kamu sağlık sisteminde ve bunun dışında kamu/özel farklı mecralarda (adalet sisteminden cezaevlerinden muayenehanelere bakım kurumlarından özel hastaneler) çalışmaktadır.

Meslek örgütlerinin ve mesleki eğitim amaçlı derneklerin önem taşıdığı bu alanda Türkiye Psikiyatri Derneği, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği gibi tıpta uzmanlık derneklerinin binlerce hekim üyesi vardır. Türk Psikologlar Derneği, Aile ve Evlilik Terapileri Derneği gibi ruh sağlığı dernekleri yanı sıra Afetler ve Travmalar gibi alanlara, Psikanaliz ve Bilişsel Davranışçı Psikoterapi gibi psikoterapi uygulamalarına odaklı derneklerde çeşitli mesleklerden uzmanlar yer almaktadır.

1999 depremi sonrası müdahale çalışmalarında elde edilmiş afet ve travma deneyimi aradan geçen yıllar içinde zenginleştirilmiştir. Ülkemizin deneyimli psikiyatr ve psikoterapist sayısı yüksek sayıdadır. Eğitimlerini sürekli ve düzenli yenileyen kişilerin olduğu bir alandır. Uzmanların sağlayacağı desteğin hem deprem bölgesinde hem de depremden sonra yer değiştirerek geldikleri yeni yerleşim bölgelerinde çocuk ve ergenlere erişmesi gerekecektir. Pandemi döneminde uzaktan tanı ve tedavi deneyimi çok arttı hem doğrudan çocuklara hem de onların hayatında yeri olan yetişkinlere (özellikle anne babalar, öğretmenler, bakım verenler) doğru ve etkili mesajları ve desteği vermek mümkün olacaktır.

ÇOCUĞA ÖLÜMÜ ANLATMAK

Depremi çocuklara böyle anlatalım - Resim : 3

  • Çocuğa ölümü nasıl anlatmak gerekir?

Bir çocuğa anne-babasının ya da bir yakınının ölümünü anlatmak olağan koşullarda da çok zordur. Ölümü kavrayış düzeyinin yaşa göre değişeceğini, açıklamaları buna göre yapmamız gereğini vurgulayalım. Çocuğun genel durumunun, sağlığının stabil olduğundan emin olarak başlamalıyız.

- Dürüst olmak, daha başka deyişle, yalan söylememek şart. Özellikle anne babanın yaşıyor olduğu gibi bir sonuç çıkmasını istemeyiz. Yetişkinin kendisini bu konuda konuşamayacak gibi hissettiği olursa, ‘Bilmiyorum’ demek uygun olur.

- 12 yaş altındaki çocuklara bu haberi somut şekilde, öldü demekten kaçınmadan yapmak gerekir. Kendisinin bu durumda bir rolü olup olmadığı sorusu çocukları düşündürebilir. Yaptıkları yanlış davranışlarla, ya da anne babalarıyla ilişkilerindeki pürüzlerle bu ölümleri ilişkilendirebilirler. *Bunun böyle olmadığı net biçimde söylenmelidir.

- Küçüklerde ise ölenin geri gelmeyeceği belirtilmelidir. Beraber yapılanların artık beraber yapılamayacağı konuşulurken okula devam edeceği, arkadaşlarıyla oynamaya devam edeceği gibi bazı devamlılıklar ve bakımının nasıl sağlanacağına ilişkin bilgiler uygun fırsat olursa verilebilir. Bu beklentinin çocukların yas duygusunu tam yaşamalarını ve ölümün psikolojik etkilerini atlatmalarını önlediği düşünülmektedir.

- İçinde olduğumuz bu durumdaki en ciddi sorun, cenaze törenlerinin ve sonrasında geleneklere göre yaşanan yas sürecinin tam yapılamaması olacaktır. Bu ölümlerin sindirilmesini, kabul edilmesini ve hayata ölenleri hiç unutmadan ama geleceğe bakarak devam edilmesini zora sokacaktır. Yukarıda belirttiğimiz risk etkenlerini taşıyan ve stres belirtilerini gösteren çocukların özellikle anne-baba ve yakın kaybından daha ciddi biçimde etkileneceğini göz önüne alarak takip ve tedavi önceliği tanınmalıdır.

- Çocuğun cenaze ve geleneksel törenler gerçekleşebilirse, vedalaşabilmesi mümkün olur. Ergenlik öncesi çocukların gömülme anını izlemeleri sarsıcı etkiler bırakabilir. Cenazeye katılım için zorlamamak, ancak isteklerine uymak düşünülmeli. Tepkilerin çok az ya da çok fazla olduğu durumlarda çocuğa güven duygusu verebilen yetişkinlerin yanında olması iyi gelebilir. Konuşmaya ya da duygularını ifade etmeye zorlayıcı olmamak, çocuğun suskun kalmasına razı olmak, dinlemeye hazır olmak yapabileceğimiz diğer şeyler.

DEPREMZEDE ÇOCUKLARA MASALLAR OKUYACAK

Depremi çocuklara böyle anlatalım - Resim : 4

Tiyatro oyuncusu Mehmet Tahir İkiler, "Meddah Amca'dan Masallar ve Kocaman Geveze Kuklalar" adlı oyununu depremzede çocuklara götürüyor. Sanatçı İkiler, "asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından depremzede çocukların sosyalleşmeleri amacıyla 10 ilde etkinlikler düzenleyecek. Öncelikli olarak İskenderun, Hatay ve Osmaniye'ye gitmeyi planladığını belirterek, depremden etkilenen şehirlerde çocuklara masallar okuyacağını söyledi.

Masalın iyileştirici gücüne inandığını aktaran İkiler, "Depremden etkilenen çocuklarımızın sosyalleşmeye ve bu durumu hızlıca atlatmaya ihtiyacı var. Ben elimden geldiğince bu sürece katkıda bulunmak istiyorum. 1999 Marmara Depremi'nde de depremzede çocuklarımız için bu tür masal ve kukla gösterileri yapmıştım." dedi.

Son Dakika Haberleri