Deprem felaketi psikoloji bozdu
İTÜ 2023 yılı ‘Türkiye’nin Ebeveynlik ve Psikoloji Haritası’nı paylaştı. Rapora göre psikolojik danışma merkezinde psikolojik destekten yararlanmak isteyenlerin sayısı 6 Şubat depremlerinden sonra yüzde 330 arttı
Türkiye, 2023 yılına henüz girmişken büyük bir deprem felaketiyle sarsıldı. 6 Şubat 2023’te saat 04.17’de Kahramanmaraş merkezli deprem ülkenin 11 ilinde ağır hasarlar bıraktı. Depremin bıraktığı hasarlar sadece fiziksel olmadı toplumun ruh sağlığını da derinden etkiledi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)’nin çekirdek girişimi olan Kidolog, ‘Türkiye’nin Ebeveynlik ve Psikoloji Haritası’ adlı çalışmasında 6 Şubat depreminden sonra psikolojik destek alanların oranı yüzde 330’a yükseldiğine dikkat çekildi. Kidolog Kurucu Üyesi Eray Uğurelli, deprem felaketinin toplumsal olsa da bireysel olarak da büyük zararlara yol açtığını söyledi. Türkiye Psikologlar Derneği Etik Kurulu Üyesi Klinik Psikolog Özgün Ergin de deprem bölgesinde travmanın etkilerini azaltmak için ilk günden beri çalışma yürütüldüğünü ancak uzun vadede bölgede psikolog istihdamına ihtiyaç olduğunu belirtti.
İTÜ’nün yayınladığı raporda dikkat çeken bir diğer başlıklar da; psikolojik desteğe en çok ihtiyacın akran zorbalığı, sınav stresi ve uyku sorunu oldu. Pandemiden sonra yüz yüze terapinin dışında insanların çevrimiçi terapiyi daha çok tercih ettiği paylaşıldı. Bir diğer ayrıntı ise terapi almak isteyenlerin yüzde 70,7’sinin kadın olması.
DEPREM BÖLGESİNE PSİKOLOG İSTİHDAMI İHTİYAÇ
Kidolog’un araştırma sonuçlarını değerlendiren Klinik Psikolog Özgün Ergin, depremin ardından birçok psikoloğun gönüllü olarak bölgeye gittiğini söyledi. Ancak bir süre sonra herkesin geri dönmesiyle çalışmaların yarım kaldığını söyleyen Ergin, deprem bölgesinde psikolog istihdamının artması gerektiğini şöyle vurguladı:
“Hepimizin görebileceği üzere son yaşanan depremler toplumun her bireyi üzerinde etkili oldu. Sadece depremi yaşayanlar değil, süreci bir şekilde deneyimleyen her yaştan insan da durumdan etkilendi. Türk Psikologlar Derneği başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu bölgede gönüllü destek faaliyeti yürüterek ortaya çıkan travmanın etkilerini azaltmak için ilk günden itibaren çalışmaya devam etmektedir. Ancak depremin üzerinden geçen bir yıllık sürenin sonunda bu desteğin sürebilmesi için tüm Türkiye'de ve özellikle deprem bölgesinde psikolog istihdamı artırılmalıdır. Devletimizin bu konuda daha duyarlı olmasını ve ihtiyaca karşılık verebilecek düzeyde bir istihdam politikası yürütmesini bekliyoruz.”
‘TEKNOLOJİK ARAÇLAR BAKICI OLDU’
Kidolog Kurucu Üyesi Eray Uğurelli, okulların açılmasıyla beraber eylül ayı içerisinde okula uyum süreçleri ve akran zorbalığı gibi konularda ciddi artışlar olduğunu söyledi. Psikolog Ergin de artışın sebeplerini şöyle değerlendirdi: “Anne ve babanın tam zamanlı ve uzun saatler çalışmak zorunda oluşu, aile büyüklerinin bakım veren rolünü geçmişte olduğu gibi sürdürememesi, eğitim kurumlarının anne babaların çalışma saatlerine uygun bir program yürütememesi ve teknolojik araçların bakıcı rolüne geçmesi gibi birçok durumu depremle birlikte düşündüğümüzde bu sorunların artması kaçınılmaz.” erkekler eskiye oranla daha çok başvuruyor Terapi almak isteyenlerin yüzde 70,7’sinin kadın olmasını değerlendiren Ergin, şu ifadeleri kaydetti:
“Genellikle bu durum bütün dünyadaki istatistiklerle tutarlıdır. Kadınlar duygularını ifade etmekte ve sorunlarına çözüm aramakta daha rahat davranabilmektedir. Fakat bu durum bizi yanıltmasın, ülkemizde erkekler de psikolojik hizmetlere eskiye oranla daha çok başvurmaktadır. Psikolog istihdamı artarsa, psikolojik hizmetlere ulaşım kolaylaşırsa her iki cinsiyetin de hatta çiftlerin ve ailelerin de psikolojik desteğe başvurusu artacaktır.”
‘İNSANLARIN PSİKOLOGLARA İHTİYACI VAR’
Dünya çapında yaşanan Kovid-19 salgının ardından insanlar çevrimiçi hayatı keşfetti. Klinik Psikolog Özgün Ergin çevrimiçi terapiye rağbet olmasının sebeplerinden birinin de Türkiye’de psikolog istihdamının kısıtlı olmasından kaynaklandığını söyledi. Ergin şöyle konuştu:
“Çünkü insanların gerçek psikologlardan ulaşılabilir psikolojik destek görmeye ihtiyacı var. Bu konuda talep sürekli artmakta. Ancak kamu kurumlarında bu talebi karşılayacak sayıda psikoloğun olmadığını görüyoruz. Aynı zamanda Türk Psikologlar Derneği'nin mücadelesini verdiği Psikologlar Meslek Yasası ve Bağımsız Çalışma Yönetmeliği gibi yasal düzenlemeler de ne yazık ki hala hayata geçirilemediği için özelde de bu ihtiyaç tam anlamıyla karşılanamamaktır. Daha önce defalarca sözü verilen her Aile Sağlığı Merkezi'ne en az bir psikolog sözünün de tutulmasını bekliyoruz.”