Depremin sonuçlarını ‘Yaşamın İzleri’yle hatırlayalım
Mustafa Günay’ın ‘Yaşamın İzleri’ sergisinin ikincisi sanatseverleri ağırlıyor. Sergi bu kez insan yüzlerindeki yaşanmışlıkların izlerini, üzerinden bir yıl geçen depremin Hatay’da bıraktığı izlerle buluşturdu
Hataylı Ressam Dr. Mustafa Günay'ın eserlerinden oluşan "Yaşamın İzleri 2" sergisi, ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde açılan sergi, 6 Şubat depreminin acısını yansıtıyor. İnsanların yüzlerine yansıyan yaşanmışlıklar, hüzünler ve zorluklarla baş etme çabaları, serginin temasını oluşturuyor. Ayrıca deprem bölgesinden getirilen objeler ve molozlarla hazırlanan enstalasyonların yer aldığı sergide, Antakya'nın tarihî sokaklarına ait çizimler ve deprem sonrası çekilen fotoğraflar da sergilendi. “Yaşamın İzleri 2” sergisinin, Türkiye’de ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde açtığı kişisel sergilerin 10.’su olduğunu belirten Mustafa Günay, 100’ü aşkın da ulusal ve uluslararası karma sergiye katıldığını aktardı. Günay, kuruluşundan bu yana mensubu olduğu İstanbul Gelişim Üniversitesinde açtığı ilk sergi olmasından dolayı da ayrı bir heyecan yaşadığını sözlerine ekledi.
‘MAALESEF ÇABUK UNUTUYORUZ’
Serginin birincisini 2020 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde açtıklarını belirten İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Ressam Dr. Mustafa Günay, Yaşamın İzleri 2 sergisinin bir tema çerçevesinde iki seriden oluştuğunu aktardı. Günay, sergiyi şu sözlerle anlattı:
“Bir yanda insanın hayatında yaşadığı zorluklar, acılar, verdiği emekler, pişmanlık, mutluluk ve mutsuzluk gibi duygular ve yaşam mücadelelerinin yıllar içerisinde yüze yansıyan izleri portrelerle ifade edilerek, çeşitli objeler ve canlı performans ile desteklenmiştir. Konseptin devamındaki seride ise Eski Antakya sokakları çalışmaları yer almaktadır. Antakya şehrini Asi nehri ortan ikiye ayırıyor. Nehrin bir tarafı yeni modern mimari yapıyla, diğer tarafı ise tarihi dokusunu koruyan eski Antakya evleri ve sokakları ile bilinir. Maalesef bundan tam bir yıl önce yaşanan ve asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem felaketi sonucu bu Eski Antakya tarihi sokaklar yok olmuştur. Maalesef biz insanoğlu çok şeyi çabuk unutuyor ve çok çabuk gündemimizi değiştirebiliyoruz. Yakın tarihte bizzat gidip şahidi oldum. Maalesef bütün şehir, yaşamlar, yaşanmışlıklar ve hayaller yok olmuş durumda. Bu konseptle birinci yılını dolduran bu felaketi gündeme getirmek ve farkındalıklarımızı bir nebze de olsa arttırmayı amaçlıyorum.”
Sergi 29 Mart'a kadar Gelişim Sanat Galerisinde ziyaret edilebilir.