22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Depresyon salgınına karşı ekonomi kurulu kurulmalı

Koronavirüs salgını 'işsizlik salgınına' da yol açacak. İş insanları ve ekonomistler, ekonomik kriz ve koronavirüse karşı oluşturulan 'Bilim Kurulu' benzeri, toplumun tüm kesimlerinin içinde bulunduğu, ekonomiye yön verecek bir kurula ihtiyaç olduğunu ifade ediyor.

Depresyon salgınına karşı ekonomi kurulu kurulmalı
A+ A-
AYDINLIK / ANKARA

Koronavirüs salgını nedeniyle yüz binlerce işyerinin zorunlu olarak kapatılması, ara malı ithalatının önemli ölçüde aksaması, dünyada ve Türkiye içinde yaşanan durgunluk, ekonomide yaşanan kırılganlığı iyice artırdı. Küresel ekonomi için depresyon uyarıları yapılıyor. Depresyon özetle, ekonomiler için hem arz hem talebin düşmesi yani çöküş anlamına geliyor. Birçok sektörde tedarik zincirinde kopukluklar yaşanırken, tüketim harcamalarının durması üretimi ciddi ölçüde aksattı. Ortaya çıkan olumsuz gelişmeler ve işyerlerinin zorunlu kapatılması nedeniyle ilk etapta yaklaşık bir milyona yakın çalışan işsiz kaldı. Salgının süresi ve boyutu konusunda yaşanan belirsizlik yeni işten çıkarmaları da gündeme getirirken, koronavirüs salgınına ek olarak “işsizlik salgını” yaşanmaya başladı.

PARAYI DÜŞÜNECEK DÖNEM DEĞİL

Ortaya çıkan durumla ilgili olarak Aydınlık’a açıklama yapan Türkiye’nin en büyük sanayi odalarından birinin yöneticisi, dönemin sadece parayı düşünecek bir dönem olmadığını vurgulayarak, “Ekonomi zaten kötüydü. Buna bir de koronavirüs salgını eklendi. İhracatımız tekledi. İçeride işler tamamen durdu. Şu anda ben de çok sayıda sanayici de ayakta kalmaya çalışıyoruz. Kimse önünü göremez hale geldi. Acilen bir çözüm bulunmazsa işsizlik salgını tüm yurdu saracak” dedi.

TEK BAŞINA MÜMKÜN DEĞİL

Üretiminin yüzde 60’ını ihraç eden Ankaralı sanayici A.K. da yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Koronavirüs salgını bir şekilde aşılır. Ama ekonomide yarattığı tahribat çok daha uzun sürecek. Sanayici çaresiz. Ne yapacağını bilemez halde. İşçileri çıkarsa bunca yıldır harcanan bir emek var. Hem çalışanlar hem bizim açımızdan. Kalifiye işçi kolay yetişmiyor. Şu andaki iktidarın bu işin altından tek başına kalkması mümkün değil. Bir yolu bulunmalı, koronavirüse karşı oluşturulan Bilim Kurulu benzeri bir kurul oluşturulmalı. Siyasi hesapları bir kenara bırakılarak ülkenin kurtuluşu sağlanmalı.”

SORUMLULUK PAYLAŞILMALI

İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, Türkiye’nin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ancak “ortak akıl” zeminin bulunmadığını kaydetti. Acilen “ortak akıl” zemininin yaratılması gerektiğini belirten Konukman şunları söyledi: “Orta Vadeli Programın eylül ayında açıklanması lazım. Şu günlerde hesapların yeniden yapılması gerekli. Ama henüz hiçbir hazırlık yok. Eğer gerekli önlemler zamanında alınmazsa krizin maliyeti hızla yükselecek. Türkiye’de radikal kararlar alma dönemindeyiz. Toplumun tüm kesimlerinin içinde bulunduğu, ekonomiye yön verecek bir kurula ihtiyaç var. Yaşanan krizden en fazla kaybedenler emekçiler. En mağdur kesimler güvence altına alınmalı. Üretimi sürdürecek formüller üretilmeli. Bu zor süreçte inisiyatif sadece siyasi iktidarda olmamalı, muhalefet partilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin (sendikalar, meslek örgütleri) toplumsal rol ve sorumluluğu artırılmalı. Kamuculuk, planlama,kolektif karar ve toplumsal dayanışma esas alınmalı. Bu gemi hepimizin. Batmaması için elden gelen yapılmalı.”

OYAN: YENİ DÖNEM İÇİN YENİ PLAN

İktisatçı Prof. Dr. Oğuz Oyan, ekonomide gidişatın iyi olmadığını ifade ederek, önümüzdeki dönem için yeni planlar yapılmasının zorunlu olduğunu bildirdi. “Bugünkü durum görülmemiş bir boyutta olduğundan, yol açacağı ekonomik krizin de 1929 krizini bile aşabilir" uyarısında bulunan Prof. Dr. Oyan, "Üretim ve ticaret üzerindeki etkiler, arz yönlü olmaktan ziyade talep yönlüdür. Arz krizine bir çözüm bulunması nispeten mümkündür; ancak evlerine hapsolmuş insanların gıda ve hijyen gibi temel ihtiyaçlar dışındaki ürünlere olan taleplerini tamamen kısmalarına karşı sistem çaresizdir. Bunun ne zaman normalleşeceği ise henüz tahmin bile edilememektedir. Bu koşullarda bir finansal krizin patlak vermesi de kaçınılmazdır. Nitekim öyle de olmaktadır” diye konuştu.

KAMULAŞTIRMA DÜŞÜNÜLMELİ

Bugünkü ekonomi yönetiminin anlayışıyla krizin aşılmasının, sistemin yürümesinin mümkün olmadığını öne süren Prof. Dr. Oyan, “Sanayi kuruluşlarının ayakta kalması ve krizi minimum zararla atlatabilmeleri için yeni önlemler alınması zorunlu” ifadesini kullandı. İşsizlik Sigortası Fonu'nun amaç dışı kullanıldığını ve yaşanan işsizlik krizine karşı etkili kullanılamadığını savunan Prof. Dr. Oyan, “Fon bugünler için kurulmuştu. Çalışanlar işlerinden olmaması lazım. Bu dava milli mesele ise gereği yapılmalı. İşler kritik aşamaya geliyor. Bir an önce önlem alınmalı. Mevcut koşullarda sıradan araçlarla kamu açıklarının üstesinden gelinemez. Üstelik bu durumun birkaç ayla sınırlı kalacağına dair beklentiler şimdiden çökmüştür. Türkiye bugünkü yönetimle Çin tipi bir toparlanma fırsatına sahip değildir” görüşünü savundu. Oyan, stratejik sektörlerde kamulaştırmanın mutlaka düşünülmesi gerektiğini de bildirdi.

ekonomi Koronavirüs Depresyon para Salgın İktisat