Dergiciliği ayağa kaldıralım
Edebiyatın laboratuvarı dergilerdir. Geçmişte ve günümüzde ne kadar bilinen şair, yazar varsa hepsi bu laboratuvarlarda ürünlerini sergileyip geliştirmişlerdir. Ancak dergiler günümüzde her açıdan çok zor günler geçiriyorlar
Edebiyatın laboratuvarı olarak bilinen sanat-edebiyat dergileri ne yazık ki günümüzde büyük bir çıkmazın içindeler. Gerek parasal yönden olsun gerekse ilgisizlikten çok zor günler geçiriyorlar. Kâğıt fiyatlarına yapılan sürekli zamlar da cabası.
Birçoğu dayanamayıp kapandı, yayınına süresiz son verdi. 90’ıncı yılı aşan Varlık Dergisi bile çok zor günler yaşadı ve belki hâlen de yaşamakta. Dergilerin dağıtım sorunları nedeniyle kitapçılarda okura ulaşamaması, ayrıca abonelere gönderilen dergilerin kargolarına yapılan orantısız zamlar dergicileri ve okuru yıldırmış durumda.
Dergi yöneticilerinin bir bölümü (örneğin Turgay Fişekçi ve Seyyit Nezir) dergileri sırtlarında taşıyarak okura, kitapçılara ve dağıtım merkezlerine ulaştırıyorlar. Bunca eziyetin hiçbir maddi getirisi de yok. Tamamen özveriyle çalışıyorlar.
Diğer yandan popülist olan, sırtını bazı bankalara ve sermaye kuruluşlarına dayayan niteliksiz, abur cubur dergiler piyasayı doldurmuş durumda. Söz konusu dergilerin ilân-reklâm bağlantıları bulunmakta, ayrıca basım ve dağıtımları medyatik yollarla gerçekleşmektedir. Bunun yanında internet dergiciliğinden medet umanlar da çıkmaz bir sokağa girmiş durumdadırlar.
‘DERGİ SAHİPLERİNDEN ÇOK HABER BEKLERDİK’
Başta da belirttiğimiz gibi edebiyatın laboratuvarı dergilerdir. Geçmişte ve günümüzde ne kadar bilinen şair, yazar varsa hepsi bu laboratuvarlarda ürünlerini sergileyip geliştirmişlerdir. Bildiğim kadarıyla, özellikle ilk ürünlerini dergilerde yayınlayıp geliştirmeden hiçbir şair ve yazarımız ünlenememiştir.
Yazmaya ilk başladığımız altmışlı yılların sonlarında şiir veya yazım yayımlanacak mı diye tanınmış dergi sahiplerinden çok haber beklerdik. Örneğin ilk şiirlerimin yayınlandığı Yeditepe Dergisi sahibi Hüsamettin Bozok’tan aldığım mektubu unutamam. Hâlen de saklarım. İki defa Varlık’ın kapısına gidip, Yaşar Nabi ile tanışıp bir şiirimi yayınlatabilmek de unutulmaz anılarımdandır.
DERGİLER ARTIK RAFLARDA YOK
Yeditepe, Hüsamettin Bozok 'un ölümüyle 34 yıllık yayın serüveninin sonunda kapanmıştı. Varlık ise Yaşar Nabi Nayır'dan sonra Kemal Özer’le yayımına aynı çizgide başarıyla devam etti. Ancak Kemal Özer’den sonra giderek etkinliği azaldı. Ama sağlam geçmişiyle yine de doksanlı yıllarını sürdürüyor.
Günümüzde başarıyla her ay yayınını sürdüren önemli bir dergi ise Berfin Bahar. 29 Yılı deviren bu dergi İsmet Arslan'ın çabasıyla aksamadan yayınlanıp günümüze damgasını vurmuş durumda. Yine 29 yılı tamamlayan ancak iki ayda bir yayınlanan Kitap-lık, diğer yandan, izleyebildiğim Sözcükler, Üvercinka, Edebiyat Nöbeti, Bavul, Şehir ve Patika da çok nitelikli dergiler.
Kitapçıları gezip dolaştığınızda dikkat edin yukarda saydığım dergilerden hemen hiçbirini raflarda göremezsiniz. Sorduğunuz zaman alacağınız yanıt aynıdır: "Maalesef yok ama isterseniz dört -beş güne getiririz."
Bazı kitapçılar ise adeta övünür gibi "Dergi satmıyoruz." derler. Altmışlı, yetmişli yıllarda durum böyle değildi. Hiç unutmam, bütün kitapçılarda dergileri bulduğumuz gibi, İstanbul 'da gemi iskele girişlerindeki sergilerde, cadde ve sokaklardaki Tekel bayilerinde bile dergiler satılırdı.
Günümüzde bu soruna çözüm olarak önerebileceğimiz:
a ) Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığının kültür-edebiyat dergilerine maddi katkıda bulunması,
b ) Dergiye mutlaka reklâm ve ilân alınmasının yollarının aranması,
c ) Dağıtımın olabildiğince kitapçılara ulaşmasının sağlanması,
d ) Dergilerin kadrolaşıp imece yöntemiyle katkı sağlamaları.
Dergilerimizin yeniden 60-70’lerdeki eski etkinliklerine kavuşabilmeleri dileğiyle.