DEM parti Öcalan'ın çağrısını dinamitliyor! Derin ABD ve İsrail’in sokak planı

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Özgür Özel’e desteğe koştu. Bakırhan, “Bu topraklarda demokrasi, direniş ve iradesine sahip çıkma geleneği var. Bu bugün böyle yarın da böyle olacak. Buradan dersler çıkarması gerekenler yargı sopasıyla siyaseti dizayn edenlerdir.” dedi.

Şimdi DEM Parti’nin önünde iki seçenek bulunuyor. DEM Parti ya CHP’nin Tayyip Erdoğan’ı yıkma çağrılarına omuz verecek ya da Abdullah Öcalan’ın “PKK silahları bıraksın ve kendini feshetsin” çağrısının gereğini yapacak.

Öcalan, federasyon, özerklik ve kültüralist planların çözüm olmadığını söyledi, “PKK’yı dağıtın, devlet ve toplumla bütünleşin.” dedi. DEM Parti ise “Kürtlere devlet teklif ediyorum.” diyen Özgür Özel’in yanına savruldu. DEM Parti, şimdi ya ABD derin devletinin düşünce kuruluşu Rand Corporation’ın 2020 raporundaki Erdoğan’ı devirme planlarında yer alacak ya da Öcalan’ın dediği gibi “devlet ve toplumla bütünleşecek.” DEM Parti’nin Özgür Özel’in yanında olarak PKK’yı devlet ve toplumla bütünleştirmesi mümkün görünmüyor. Atlantik planlarının uygulandığı kaos koşullarında Türk devletinin iradesinden söz edilemez, bu koşullarda PKK'ya silah bıraktırma hedefi gerçekleşemez.

BARKEY: AÇILIMI UNUTUN

ABD derin devletinin tanıdığımız isimleri, Erdoğan’ı “otoriter” ve “demokrasi düşmanı” ilan etti. Eski CIA görevlisi Hanri Barkey, İmamoğlu’na yönelik soruşturmanın ardından “Böyle otoriter bir rejimle nasıl ‘barış’ sağlayabilirsiniz? Açılım denilen şeyi siz havada bulut unutun.” dedi. Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House da “İmamoğlu'nun tutuklanması, Kürt sorunu ve PKK'nın tasfiyesi etrafındaki tartışmaların iklimini çok zehirleyecektir.” paylaşımında bulundu.

RUBIN: ERDOĞAN NEREYE GÖMÜLECEK!

Pentagon’un sesi Micheal Rubin, Erdoğan’ı Menderes’e benzeterek “Erdoğan Nereye Gömülecek" başlıklı eski bir yazısını paylaştı. Rubin, 2021’de kaleme aldığı yazısını şu notla tekrar yayınladı: “İmamoğlu’nun yasadışı alıkonulması nedeniyle protestolar patlak verirken ‘Erdoğan Nereye Gömülecek?’ Menderes'in 2.0 versiyonu mu? Artık zamanı gelmiş bir konuşma bu.”

Daha önce de İstanbul’da ayaklanma çağrısı yapan Rubin’in yazısında şu ifadeler yer aldı: “Erdoğan, Türkiye'nin en nefret edilen adamıdır. İşten çıkardığı, hapse attığı veya emekliliklerini iptal ettiği yüz binlerce kişi onu affetmeyecektir. Vandallar, 1987'de Arjantin diktatörü Juan Peron'un mezarına girdiler ve cesedini bir testereyle parçaladılar. İranlılar, Rıza Şah'ın mumyalanmış kalıntılarını ancak yakın zamanda tesadüfen buldular. Erdoğan görev süresince kırılgan, alıngan, rüşvetçi bir adam olduğunu, bir politika tartışmasını kendi değerleri üzerinden kazanmaktan çok muhalefeti ezmekten daha memnun olduğunu gösterdi. Kendisini bölge devletleri ve Türkiye'nin geleneksel müttefikleri arasında istenmeyen kişi yaptı. Kendisi ikinci bir Atatürk olacağına inanıyor olabilir, ancak ziyaretçileri seyrek olabilir. Sonuçta, Türk öğrencilerin Azerbaycan, Katar veya Somali'deki türbeleri ziyaret etmesi zordur.”

‘AB’YE KATILIMI DÜŞÜNÜLEMEZ’

Türkiye’nin son dönemde, AB’ye yönelik politikaları da İmamoğlu konusunda yeniden gündeme taşındı. ABD merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD)’nın kıdemli araştırmacısı Sinan Ciddi, bir yandan protestocuları “Saraya” yönlendirirken bir yandan da “Savunmasız hissetme sırası bu gece Erdoğan’da” paylaşımında bulundu. Ciddi, FDD’nin yayınlandığı analizde Avrupa’yı da davet etti: “Erdoğan yakın zamanda Avrupa Birliği'nden Türkiye'nin bloğa katılım sürecini yeniden başlatmasını istedi. İmamoğlu'nun keyfi tutuklanması Avrupa'nın demokratik değerlerine bir hakarettir. Avrupa Birliği, İmamoğlu'nun serbest bırakılması ve engelsiz bir şekilde göreve aday olmasına izin verilene kadar Türkiye'nin katılım sürecini yeniden başlatmayı düşünmemelidir.”