08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ali Babacan: En yakın arkadaşım Mehmet Bey... Şu anda yaptığı sadece sağdan soldan para bulmak!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 'Mehmet Şimşek’in öyle Türkiye'yi taşıma, Türkiye'yi bir noktaya getirme öyle ne yetkisi var ne sorumluluğu var. Yani şu anda sadece yaptığı, 'Sayın Erdoğan harcasın' diye sağdan soldan para bulmak. Yaptığı o.' ifadelerini kullandı.

Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: En yakın arkadaşım Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Bey... Şu anda yaptığı sadece sağdan soldan para bulmak!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "En yakın arkadaşım Mehmet Bey" diye ifade ettiği Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi yönetimini değerlendirdi.

Babacan, "Yani şu anda sadece yaptığı, “Sayın Erdoğan harcasın” diye sağdan soldan para bulmak. Yaptığı o. Faizi yükseltip döviz bulmak, daha yüksek vergilerle para toplamak. Harcama üzerinde bir kontrolü var mı? Yok. Eskisi gibi değil." ifadelerini kullandı.

'ÇİN ALDI BAŞINI GİDİYOR'

T24'e konuşan Ali Babacan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Avrupa geri kalıyor, teknolojide geri kalıyor ve savunmasız hele hele Trump gelirse NATO şemsiyesi de gevşeyecek. Trump’ın NATO’dan çekilme gibi bir fikri de var. Amerika NATO’dan çekilsin Avrupalılar ne yaparsa yapsın gibi bir fikri de var. Şimdi yapar yapamaz ayrı ama öngörülemez birisi ya da der ki 'Parasını ödeyenleri ben korurum, parasını ödeyemeyenleri korumam ya da savunma giderini artır bakalım yüzde 2’ye; yoksa korumuyorum kardeşim seni' diyebilir pat diye. Buna 'Sen ne yapıyorsun?' diyecek bir mekanizma da yok. Dolayısıyla Avrupalılar da harıl harıl kendi başlarının çaresine nasıl bakacaklar onu tartışıyorlar kendi içlerinde. Kendi güvenliklerini ve teknolojide çok geride olmaları özellikle Amerika’ya göre düşündükleri- tartıştıkları. Çin aldı başını gidiyor ve bu geride kalmışlığın üstünden nasıl gelecekler? Nüfus olarak gerideyiz, nüfus büyümüyor diye düşünüyorlar ve kendi içlerinde ciddi şekilde ‘göç şart, göç almalıyız’ bunları tartışıyorlar.

'ERDOĞAN'IN ÇABALARI OLUMLU'

"Erdoğan’ın son dönemdeki ilişkileri düzeltme çabaları olumlu. Olumlu ama bu tabii gelgitler olunca, U dönüş olunca, zikzaklar olunca karşı tarafta güven oluşturmuyor. Bugün böyle diyor yarın değişir diyor. Bugün işine geliyor düzeltiyor yarın belki iç siyasette düşman gerekecek diyor gene bozacak diyor. Garantisi ne diyor? Dışarıdan bakanlar böyle değerlendiriyor. Yani iç siyasette bazen düşman gerekiyor. Düşmanı içeride bulursa buluyor bulamazsa dışarıda bir düşman buluyor. Bu düşmanlık üzerinden içeride halk desteği toplamaya çalışıyor. Bunu da herkes biliyor. Yani bu düzeltme çabası samimi mi, kalıcı mı bu konuda insanlar hiç emin değil.

'ESAD'LA GÖRÜŞMENİZ FAYDALI OLUR DİYE VURGULADIM'

"Onun için ben CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret edip ‘hayırlı olsun’a gittiğimde özellikle vurguladım; 'Beşar Esad’la görüşmeniz çok faydalı olur' diye. Yani bu ilişkileri düzeltme çabasının sadece hükümetin belki de geçici olan bir çabası olmadığının görülmesi. Zikzaklardan biri olmadığının, ana muhalefet partisinin de buna destek verdiğinin, bunun Türkiye- Suriye arasındaki uzun vadeli ilişkilerin bir gereği olduğunun ve bu mesajın sadece hükümetten değil muhalefetten de duyulmasının çok faydalı olacağını kendisine ifade ettim. Çünkü o konuda da sanırım biraz tartışma var, kendi içlerinde anladığım kadarıyla…Bunların günahına niye ortak oluyoruz gibi galiba içeride bir şey var ama bana göre doğrusu ana muhalefet partisinin bu konuda diyalogdan yana ve Suriye’deki sorunu bir an önce çözmesinden yana tutum alması Türkiye için faydalı.

'CHP BİZE BUNU ISRARLA TEKLİF ETTİ'

"2023 genel seçimlerinden önceki tabloya baktığımızda DEVA Partisi’ne ilgi gösteren ve DEVA Partisi’ne destek vereceğini oy vereceğini söyleyen oldukça geniş bir kitle vardı ve bunun böyle olduğunu biz teşkilatlarımız yoluyla ve araştırmalarla görüyorduk. Cumhuriyet Halk Partisi de bunu araştırmalar yoluyla görüyordu. Zaten bizim diğer partilerden farklı olarak ortak listeye girerken biz gittik CHP’den milletvekili adaylık falan istemedik. Başkaları gitti konuştu etti aylarca uğraştılar. Biz öyle bir şey yapmadık. Biz kendimiz seçime girmeye hazırlanırken o gün kamuoyu yoklamalarında partimize gösterilen ilginin seviyesi oldukça iyi olduğu için ve ortak listelerle sinerji oluşturup bu mevcut sisteme göre çok daha fazla milletvekili çıkacağı için geldi CHP bize bunu teklif etti ve ısrarlı teklif etti. Talep etti yani ve biz son gün son dakikada o dilekçenin verilmesine 10 dakika kala biz gittik YSK’da o dilekçeye son imzayı biz koyduk.

'CHP'YE YÖNLENDİRDİK'

"Bizim durum biraz farklı. Dolayısıyla ne oldu? Biz o dönemde bize destek verebilecek, doğrudan kendimiz girseydik bize oy verebilecek vatandaşlarımıza dedik ki 'Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ali Babacan’a değil, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’na oy verin' dedik. 'Meclis seçimlerinde eğer DEVA Partisi’ni destekliyorsanız Cumhuriyet Halk Partisi’nin pusulasını, CHP’nin logosunun altına ‘evet’ deyin' dedik. Dolayısıyla biz kendi seçmenimiz dahi olmayan, bir kere bile DEVA Partisi’ne 'evet' mührü basmamış bir kitleyi CHP’ye yönlendirdik."

ALTILI MASA YORUMU

"...Sütten ağzımız yandı ya. Herhalde bundan sonra yoğurdu üfleyerek yeriz. Öyle diyeyim. Çünkü özellikle bu İYİ Parti kaynaklı sıkıntılar, o masadan oturmalar, kalkmalar falan hem bizi çok üzdü hem bütün bu emek önemli ölçüde zarar gördü. Zaten uç uca giden bir yarışta 52- 48 bitebilecek bir yarış 48- 52 bitti. Yani 52- 48 bitebilirdi bu. Biz buna inanıyorduk.

'EN YAKIM ARKADAŞIM MEHMET BEY...'

"Erdoğan ile AK Parti ile herhangi bir konuda uzlaşmamız, anlaşmamız… Yani bunlar o kadar uzak şeyler ki. Benim ayrılmamın temel sebepleri bunlar. Bu sebeplerden dolayı ben olamam. Şimdi ne yapacağım orada yani? İşte en yakın arkadaşımı Mehmet Bey’i aldı, koydu ekonominin başına. Oluyor mu? Bunlara engel olabiliyor mu? Sayın Şimşek bunlara engel olabiliyor mu? Bunları durdurabiliyor mu? TÜİK’te şimdiye kadar enflasyonu yanlış ölçmüşler diyebiliyor mu?

'ŞU ANDA YAPTIĞI SAĞDAN SOLDAN PARA BULMAK'

"Mehmet Şimşek’in öyle Türkiye'yi taşıma, Türkiye'yi bir noktaya getirme öyle ne yetkisi var ne sorumluluğu var. Yani şu anda sadece yaptığı, 'Sayın Erdoğan harcasın' diye sağdan soldan para bulmak. Yaptığı o. Faizi yükseltip döviz bulmak, daha yüksek vergilerle para toplamak. Harcama üzerinde bir kontrolü var mı? Yok. Eskisi gibi değil. Eskiden ödeneği maliye serbest bırakırdı nakdi de hazine serbest bırakırdı. Harcama ondan sonra gerçekleşirdi. Tüm bu yetki şu anda Külliye’de. Bakanların herhangi bir harcamayı yapma dur deme yetkisi yok. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın görevi borç para bulmak ve Külliye’nin eline teslim etmek. Ya da vergi toplayıp Külliye’nin eline teslim etmek. Freni olmayan bir sistemden bahsediyoruz."

Ali Babacan Mehmet Şimşek