22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dezenfektanın fazlası cilt bütünlüğünü bozuyor

Kovid-19’a yönelik önlemlerden biri temizlik. Uzmanlar, su ve sabunun en iyi temizlik yöntemi olduğunu ifade ediyor. Su ve sabunun olmaması halinde kolonya ve dezenfektanlar kullanılıyor.

Dezenfektanın fazlası cilt bütünlüğünü bozuyor
A+ A-

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz, aşırı dezenfektan kullanımının ciltte kurumaya, pullanmalara, çatlaklara ve incelmeye neden olacağı uyarısında bulundu.

DERİ KORUYUCULUĞUNU KAYBEDİYOR

Yorulmaz, "Dezenfektan maddeler su ve sabuna göre cilde daha fazla zarar verme potansiyeline sahip. Ellerimizi ve derimizi temizleyelim ama bunda da aşırıya kaçmayalım. Bunu bir takıntı haline getirmemek lazım" dedi.

El temizliğini abartmanın bazı zararları olduğunu ifade eden Yorulmaz, şöyle devam etti:

"Çok sık kolonya veya dezenfektan kullanmak, bu suyun ya da dezenfektanın deriden uzaklaşması sırasında derinin içerdiği suyu da beraberinde götürmesi nedeniyle ciltte kurumaya, pullanmalara, çatlaklara ve incelmeye neden olur. O nedenle dezenfektan kullanımında da el hijyeni sağlamada da ölçülü olmak en sağlıklı yoldur. Derimiz bu yolla incelip, çatlayıp, zedelendiğinde iki önemli sorun ortaya çıkar. Birincisi hijyen için elimizi yıkamak, temizlemek, kolonya sürmek güçleşir. İkincisi bu çatlaklar, incelmiş ve zedelenmiş deri, vücudumuzu korumada yetersiz kalır. Mikroplarla daha kolay enfekte olarak vücudumuza o zararlı etkenlerin daha kolay girmesiyle sonuçlanabilir."

BİLGİ KİRLİLİĞİ SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ayşad Güdekli, sosyal medyada Kovid-19 ile ilgili haber ve bilginin teyit edilmesinin toplum sağlığı açısından büyük önem taşıdığını bildirdi.

Sosyal medyada kamu kurum ve kuruluşlarının resmi hesaplarının takip edilmesi ve burada paylaşılan bilginin doğruluğuna inanılması gerektiğini aktaran Güdekli, şunları kaydetti:

"Kaynağı belli olmayan bilgilere karşı sorgulayıcı olmamız gerekiyor. Ebola virüsünün 2014'te yayılmasının ardından enfeksiyon korunma önlemleriyle ilgili çarpıtılmış sağlık haberlerinin kısa sürede 15 milyona yakın insana ulaştığı tespit edildi. Paylaşılan oldukça dramatik ve insanı bir anda paniğe sürükleyecek bir içerik olduğunda insanların buna kendini kaptırması, bulundukları psikoloji ve ruh haliyle tetikleniyor. Bazı paylaşımlar saniyeler içinde milyonlarca insana ulaşabilme riski taşıyor."

Güdekli, sosyal medyada paylaşılan yanlış içeriklerin teyit edilmesinin zaman aldığını belirterek, şöyle devam etti: "Bir haberin doğru olup olmadığı ya da gerçekten bu bilginin haber olup olmayacağına dair geleneksel medyada bir yapı var. Sosyal medya ise bu açıdan dezavantajlı. Toplum sağlığı bu tip haberlerle tehlikeye atılmamalı. Paylaştığımız haber bir insanın canına mal olabilir.

ÇOCUKLUK AŞILARINI AKSATMAYIN

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, bir kişinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) olduğunda hastalığı ortalama 2-3 kişiye kadar bulaştırdığını, kızamık ve boğmacada ise bu sayının 12 ila 17 kişiye kadar çıktığını belirterek, "Bulaşıcılık hızları Kovid-19'un neredeyse 6 katı yüksek. Toplumda bu hastalıklara bağışıklığı olan kişi sayısı düşerse bu hastalıklara bağlı salgınları yaşamamız kaçınılmaz." dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölgesi Avrupa Bağışıklama Teknik Uzman Grubu Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı da olan Aksakal, içinde bulunulan pandemi sürecinde dünya genelinde aşılama kampanyalarında aksaklıklar yaşandığını söyledi.

Çocuklarda yapılan aşılarda İngilitere'de yüzde 20'ye, ABD'de ise yüzde 50'ye varan düşüş yaşandı. Aksakal, Türkiye'de aile hekimlerinin duyarlılığı sayesinde diğer ülkelerdeki gibi ciddi bir düşüş yaşanmadığını söyledi.

AİLE HEKİMLERİ ÖNLEM ALIYOR

İlkokul 1. sınıfta uygulanan difteri, tetanoz, boğmaca, çocuk felcine karşı 4’lü karma aşı ile kızamık, kızamıkcık ve kabakulaka karşı koruyan 3'lü karma aşı okulların kapalı olması nedeniyle aile hekimleri tarafından uygulanıyor. Sağlık Bakanlığının gönderdiği yazı gereği bu aşılar, 5 Aralık-5 Ocak 2021 tarihleri arasında aile sağılığı merkezlerinde uygulanmaya başladı. Aksakal, “Ailelerin de çocuklarını 5 Ocak tarihine kadar bağlı bulundukları aile hekimliği merkezine aşılamaya götürmeleri oldukça önemli. Bu dönemde Kovid-19 ile ilgili gerekli önlemlerin alınacağını ve randevuların buna göre oluşturulacağını da unutmamak gerekir. Aile sağlığı çalışanlarımız bu konuda oldukça titiz çalışıyorlar” dedi.

Sağlık Aşı Korona dezenfektan kolonya ANTİBAKTERİYEL