DİAYDER üyelerinin terör davası başladı
Terör örgütü PKK ile iltisaklı olduğu belirtilen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin (DİAYDER) İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarının da aralarında bulunduğu 23 üyesi hakkında, 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine başlandı.
14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, 7 tutuklu sanık katıldı.
Tutuklu iki sanığın, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımının sağlandığı duruşmada, yine 3'ü SEGBİS'le bağlanan 11 tutuksuz sanık da hazır bulundu.
Duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile HDP Milletvekilleri Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu da izliyor.
Sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başlayan duruşma, sanık avukatlarının beyan ve taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
Bu arada duruşma öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önündeki alanda toplanan DİAYDER üyesi bir grup, davaya ilişkin açıklama yaptı. Açıklama yapan grupta HDP Milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Hüda Kaya ve Ömer Faruk Gergerlioğlu ile avukatlar da yer aldı.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca 9'u tutuklu 23 sanık hakkında hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, İstanbul Şirinevler'de faaliyet gösteren DİAYDER'in, terör örgütü KCK sözleşmesinde "Azınlıklar ve İnanç Grupları Komitesi" adı altında örgütlenen ve terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın telkin ve yönlendirmeleriyle alternatif sözde "Kürt Diyanet İşleri" olarak kurulduğu belirtiliyor.
DİAYDER'in terör örgütü KCK sistematiği doğrultusunda kurularak faaliyet yürüttüğü belirtilen iddianamede, derneğin kullandığı internet sitesindeki örgütsel ögeler, Kürt sorununa ilişkin düzenlenen anket çalışmasının örgütsel temeli, üyelerin 2013'ten bugüne yaptıkları basın açıklamaları, katıldıkları eylemler ve örgütsel beyanlarının terör örgütü PKK perspektifine uyduğu ifade ediliyor.
DERNEĞİN İBB'DEKİ İŞE ALIMLARDA REFERANS OLDUĞU İDDİASI
İddianamede, derneğin örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da faaliyet esnasında etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına kamu kurum ve kuruluşlarından elde edilen yardım kartlarının sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırıldığı kaydediliyor.
Sanıklardan Mehmet İnan'ın iddianamede yer alan ifadesinde, İBB'de gassal olarak işe alınmasında DİAYDER yöneticilerinin referans olduğunu ve kendisiyle birlikte bazı kişilerin de dernek öncülüğünde işe alındığını söylediği aktarılıyor.
İddianamede, Mehmet İnan'ın, bu kişilerle belediyeye ilk girdiklerinde maaşlarından bir kısmını DİAYDER'e vereceklerini söylediklerini, ancak sonrasında bu kişilerin derneğe para verip vermediklerini bilmediğini anlattığına yer veriliyor.
İBB İstanbul Personel Yönetim AŞ (İSPER) bünyesinde 24 Kasım 2019 itibarıyla gassal olarak çalışan Mehmet İnan'ın aldığı 4 bin lira maaşın bin lirasını DİAYDER'e verdiği kaydedilen iddianamede, benzer şekilde DİAYDER tarafından belediyelerde işe sokulan üyelerin maaşlarının bir kısmını derneğe aktardıkları belirtiliyor.
İddianamede, bu kapsamda, PKK'ya aktarılmak ve KCK yapılanması çerçevesinde gerçekleştirilen örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere "Mali Kampanya" adı altında, belediyelerde çalışan personelin maaşlarının bir kısmının aktarıldığı anlatılıyor.
Görüşme içeriklerinde, ramazan ayı nedeniyle İBB tarafından DİAYDER'e verilen alışveriş kartlarının sanık Ekrem Baran tarafından dağıtılması maksadıyla Avrupa ve Anadolu yakalarında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı ifade edilen iddianamede, söz konusu kartların dağıtılacağı kişiler arasında "Değer Aileleri"nin de bulunduğu aktarılıyor.
"DERNEĞE İBB'NİN MARKET YARDIM KARTLARI DAĞITILDI"
İddianamede, teknik takip sonucu, İBB tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanlarınca ailelere dağıtıldığının tespit edildiği belirtilerek, dernek tarafından, örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da etkisiz hale getirilen kişilerin ailelerinin örgüte bağlılığının artması ve kopmaması adına, kamu kurum ve kuruluşlardan elde edilen yardım kartlarının sistemli bir şekilde şahıslara ulaştırıldığı belirtiliyor.
İddianamede, 10'u tutuklu 23 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 3,5 ile 15'er yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.