Dikkat!
Bilindiği gibi NATO zirvesi ABD başkanının kalıcını çektiği bir meydan savaşı yerine tarafların karşılıklı olarak birbirlerini tartarak yol almayı seçtikleri bir karşılaşmaya sahne oldu. Ancak bu tablo hiçbirimizi aldatmamalıdır.
Türkiye ABD’nin gözünde çoktan beridir yoldan çıkmış bir ülkedir. 15 Temmuz 2016’da askeri darbe yoluyla iktidarı ele geçirmek yada en azından iç savaşın yolunu açmak isteyen ABD Türk’ün kılıcını tatmış ve derin bir hüsrana uğramıştır. Açılan kılıç yarasının kapanmadığını hepimiz biliriz. Yüzyıla yaklaşan NATO tarihinde emperyalizmin aldığı en büyük yenilgidir bu. ABD bunu hiçbir zaman unutmayacaktır. Anlaşıldığı kadarıyla emperyalist ABD zirve sonrası için hazırlamış olduğu planlarını hiç gecikmeksizin gündeme getirmiştir. İşaret fişeği ise tanıdık birinden gelmiş ve bu durum kimseyi şaşırtmamıştır. Mehmet Eymür tam da zirve sırasında “Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir” diyerek olacakları neredeyse bir kâhin edasıyla ortaya koymuştur.
NATO toplantısı sırasında yapılan Erdoğan - Biden görüşmesinin hemen sonrasına denk düşen; biri yurtiçinde diğer ise yurtdışında ülkemizi sıkıştırmaya dönük iki kışkırtma gündeme gelmiştir. Birincisi 17 Haziran 2021 perşembe günü İzmir’deki HDP il Başkanlığı binası içerisinde bulunan bir yurttaşımız maalesef tabancayla vurularak öldürülmüştür. Haberlere bakılacak olursa o anda HDP il Başkanlığı içerisinde öldürülen yurttaşımız dışında kimse yokmuş. Bu ‘büyük kışkırtma’nın iki hedefi var gibi görünüyor. İlki kapatılma gerçeği ile yüz yüze kalan HDP’nin kapatılmasının önüne geçebilmek için arkasına kamu oyu desteğini almak, ikincisi de toplumsal kutuplaşmanın giderek arttığı ortamda ülkemizi iç savaşa kadar götürebilecek yeni, geniş ve kararlı kitlelerden oluşan karşıt cepheler yaratmaktır. Ülkemiz içindeki bu emperyalist oyunu mutlaka bozmalı ve çatışma yerine kardeşliği öne çıkararak oyuna gelmemeliyiz.
ABD'YE İHTİYACIMIZ YOK!
İkincisi kışkırtma ise NATO toplantısı sırasında Biden’ın ülkemize önerdiği tekliftir. Emperyalist ABD yenildiği Afganistan’ı terk ederken her nedense ülkemizin askeri varlığını Afganistan’a davet etmektedir. Bu davetin ülkemiz hayrına olmadığı gün gibi meydandadır. Bunu görmemek için kör olmak gerekir. Emperyalist ABD yirmi yıldır savaştığı ve kaos ve kan gölü içerisinde bıraktığı Afganistan’da bir yandan ülkemizi yıkıntının sahibi yapmak diğer yandan da askeri gücümüzü bölerek Suriye’nin kuzeydoğusunda ruşeym halindeki PKK-YPG’ye devlet kurdurtmak peşindedir. Bu çerçevede Afganistan’ın haşhaşın anavatanı olduğunu da unutmamamız gerekir. Önerinin görünmeyen yüzünde bulunan haşhaşın aynı zamanda çok büyük miktarlarda paraya karşılık geldiğini doğru bir şekilde değerlendirmemiz şarttır. Emperyalist ABD’nin ne uyuşturucusuna ne de kirli parasına ülkemizin ihtiyacı yoktur. Ülkemizin her bireyi sağduyu ile düşünüp çatışma ortamını tetikleyecek türden açıklamalar yapmaktan sakınmalıdır diye düşünüyorum. Ortamın yumuşatılması ve her düzeyde çatışmacı dilden kaçınılması şarttır. Tersi bir tutum sadece emperyalist AB ve ABD’nin işine gelir. Aman ha!
