23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dil uygarlığa uzanan bayraktır

Dil uygarlığa uzanan bayraktır
A+ A-
OKDAY KORUNAN

Dil toplumların anasından, atasından, toprağından, aşından, dokumasından, kısaca yaşam biçiminden, değerlerinden artırdıklarını geleceğe, uygarlığa taşıdığı kültür izidir. Aidiyet duygusunun yansımasıdır. Yaşanmışlığın tortularından damıtılmıştır. Yaratılmış ortak anlamı paylaşmanın (semboller denizinde) coşkusudur. Pek çok anlam içinden kastedileni yakalama hüneridir. Dil, kırbaç kadar kıvrak, ateş kadar yakıcı, su kadar güçlü, ana kucağı kadar sakinleştiricidir. Bu tanımlar çoğaltılabilir, önemli olan dilin ardındaki sembollerde anlaşabilmektir. Anlaşma sembollerde sağlanamadığında, dilde buluşulamaz, anlamda bütünleşilemez, düşüncede sapma başlar, davranışlar farklılaşır, kopma yaşanır! İşte konunun kilit noktası burada saklıdır.

ANLAMDA BULUŞMAK BULUŞMAYA AÇIK OLMAYI GEREKTİRİR

Anlam sözlüklerde yazılı olanın ötesinde, zaman ve mekânın içinde, durum, ilişkiler, kişiler, göndermeler (semboller) eşliğinde, sözcüklerin ruhunda düzenlenerek açıklanabilir. O, yaşayan karmaşık bir organizmadan farksızdır. Bu yüzden anlaşmak, hiçte kolay bir eylem değildir. Anlamda buluşmak, buluşmaya açık olmayı gerektirir. En az aynı derecede akılcı çözüm aramayı, iyimser olmayı, konu hakkında yargılardan uzak durmayı, düşünmeyi, dinlemeyi, söylemeyi, kendini bilmeyi gerektirir.

Semboller, yol gösterici oldukları kadar birikimden yoksun ya da art niyetli yaklaşımların cambazlığında, anlam merkezlerinden uzaklaştırılabilir. Bu tehlikeyi önlemenin yolu ninniler, masallar, türküler, ağıtlar, maniler, bilmeceler, deyimler, tekerlemeler, fıkralar, öyküler, oyunlar, destanlar, nefeslerle yazısız başlayıp gelişen ve davranışlarımızı belirleyen kültürel dili kavrayıp gelecek kuşaklara sevgiyle, kavratmaktan geçer.

SANAT DİLİN EN CESUR HALİDİR

Kültürü felsefi derinlikle yoğuran sanat diline uzak zihinlerin sanat korkularını besleyen şey, kendi hikâyeleriyle yüzleşme cesaretinden yoksun olmalarıdır. Sanat, olması gerekeni paylaştığı gibi zaman zaman da olanla yüzleşmemize yardımcı olur. Kurgusu içinde kimi zaman örtük, kimi zaman açık biçimde anlamı paylaşır. Düşündürürken eğlendirir, ağlatırken güldürür. Suratımıza bir tokat gibi indiği de olur, kızaran yüzümüzün rengini kahkahalarla coşturarak yürekteki acıyı sildiği de... Yaşamın çelişkilerle örülü bir bütün olduğunu kavratır. Değişimi ve devamlılığı önemser. Yarını kurgulamanın değerini, sevginin kıymetini, değer vermenin bilgisini, emek yüklü eser bırakmanın ciddiyetini, sabrın, mücadelenin, ümidin gücünü paylaşır. Zekâ, birikim, bilgi, bilgelik dolu yaratımın insanoğlunu inşa etmedeki büyülü keyfini tattırır.

DİL UYGARLIĞIN ÖZÜDÜR

Anlam sokakta, dilin alfabesinde, müziğinde, şifrelerinde kabaca hissedilir. Kültür bağlarının derinliklerinde ise sokağı aşan, sayfalardan taşan, yüzeyselliği silen bir değer vardır; asıl korunup kollanması ihtimam ile saklanması gereken o derinlikli insani değerdir. O, görünenin ardındadır ve görüneni tarif edendir.

Sanat dil uygarlık