Dinamo Kiev'e açık mektup!
KOMŞULARINA karşı Batı emperyalizmi tarafından saldırıda kullanılıp, terk edilmenin yarattığı psikolojinin ürünü olan önceki günkü düzeysiz açıklama, amacı spor ve dostluk olması gereken bir spor kulübü yönetimine ait olamaz.
Yüz yıldır tüm ailesi Fenerbahçeli olan, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kültür ikliminde, spor ahlâkı ve saygı kültürüyle yetişen bu satırların yazarı da, açıklamadaki hakaretlere aynı düzeysizlikle yanıt veremez.
Fenerbahçe için sahada dostluk, tribünde dayanışma vardır. İrkilebilirsiniz ama renkli bir takımız; Afrikalı, Koreli, Yunan, Latin, siyahi, sarışın, dünyanın tüm renklerinden sporcuların kardeşçe bir araya geldiği ırkçılığa uzak, dostluk ve sevgi üreten bir spor kulübüyüz.
Camiden çıkanla, kiliseden, havradan çıkan Fenerbahçe maçlarında tribünlerde buluşur, sevinci kederi birbirine sarılarak paylaşır, kardeşliği, arkadaşlığı biliriz. Nefreti değil. Efsanemiz Lefter Küçükandonyadis'in heykelini dikmişiz gururla. Irkçılık, ayrımcılık kapımızdan içeri giremez.
BENLİĞİMİZDE KURTULUŞ
SAVAŞI DEĞERLERİ VAR
Fenerbahçe, emperyalizme karşı Milli Kurtuluş Savaşımızın takımıdır. Ülkemizi işgal eden İngiliz ordusuna ilk golü atmıştır. Sporcularımız bu işgal günlerinde Rusya'dan gelen silahları, direnişe, Anadolu'ya kaçırmışlardır. Türk-Sovyet işbirliği ile Kafkaslardan İngiliz emperyalizmini sürdük, işgalcileri denize döküp Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırdık.
Kurtuluş Savaşımızın büyük onurunu kulüp ruhunda taşıyan Fenerbahçemiz; kimliğinin, dik duruşunun yok edilmesi amacıyla saldırıların, komploların hedefi oldu. 3 Temmuz 2011'de FETÖ tertibiyle kulüp başkanımız Aziz Yıldırım ve kulüp yöneticilerimiz hapse atıldı. Cezaevinde, mahkemelerde Aziz Yıldırım ve yöneticilerimiz dik duruşunu asla yitirmeden, aslanlar gibi Fenerbahçe'nin onurunu korudu. Milletimizin ve taraftarımızın büyük direnişi sayesinde CIA'nın sahte hakim ve savcıları, sahte polisleri uzun zamandır cezaevinde...
Atatürk’ün yolundayız, insanlık düşmanı ırkçılığı ve nazizmi benimsemiyoruz. Tribünlerimizde kendiliğinden yükselen "Putin...Putin..." sloganlarının nedeni, Rusya'nın değerli devlet başkanı Vladimir Putin'in, neo-nazilere ve onların efendisi emperyalistlere karşı mücadelesine duyulan sempati ve sevgidir.
Milletimizin her kesiminde Putin sevgisinin kökeni; efendiliği, dinimize, kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'e içtenlikli hürmeti nedeniyledir, Ukrayna'da Kuran yakılırken... Dinamo Kiev tribünlerinde neo-nazi Azov Taburu elebaşı "Redis" lakaplı tribün lideri Denis Prokopenko, eli kanlı terör örgütü PKK flamalarını açarken... Bu nedenle Fenerbahçe futbol takımının, komşumuz ve dostumuz Rusya'da kamp yapması, turnuvaya katılması yerinde ve anlamlıdır.
Bu kısa mektupta Fenerbahçe'nin ilkesel duruşunu kavratmaya çalıştım. Ortaçağ kurumu tarikatlar, ırkçılar, kaynağı belirsiz para sahipleri ve mafya, bu kulübün kapısından içeri giremez.
Hürmetler.