Direnir: Bir kadın, bir erkek, bir çocuk!
Elinize yerden bir avuç toprak alın. O bir avuç toprağın, parçası olduğu uçsuz bucaksız doğayı hayal edin. Dağların, ovaların, deniz kıyılarının, göllerin, derelerin ve üstündeki gökyüzünün kime ait olduğunu düşünün. Her karışına büyük bedellerin ödendiği, aldığınız her özgür nefesi borçlu olduğunuz toprağın sahibi kim? Elbette sizsiniz: Bir kadın, bir erkek, bir çocuk!
Yeşil vatanı alevlerin sardığı ilk andan bu yana, erkeği ve çocuğuyla birlikte Anadolu kadınının şahlanışını görüyoruz. Vatan dara düştüğünde, kadınımız yine ayağa kalktı. O, yakan ateşten değil yetişememekten korktu. Dağda da, düzde de elinden geleni yaptı. Birleşti, birleştirdi. Ateşle savaşanın içine su serpti… Analara şalvar dikip yetiştirdi, yaralara merhem oldu iyileştirdi.
Türkiye’nin canına, ciğerlerine kasteden anlayış, alevlerin ötesinden tehditler savuruyor: “Kürt’le barışmayan Kazdağları’nı kaybeder!” PKK ağzından çıkan bu sözler bölücülüğün dağılmış ruh halini nasıl da dile getiriyor. Doğamızı, yeşil cennetimizi bütün canlılarıyla yakacak kadar kendine yabancılaşmış, vahşileşmiş bir yaratık var karşımızda.
Vatan Anaya diz çöktüreceğini sanan gafil ateşçiler bilmezler ki, emperyalizmin nice yangınından geçenler ateşe şerbetlidir. Ateş olanlarsa, cürmü kadar yer yakar. Çünkü karşısında siz varsınız: Bir kadın, bir erkek, bir çocuk!
Öte yandan ta Japonya’dan, milyonların gönlünü sevgiyle ısıtan, yıldızlaşan kızlarımızdan yayılıyor insanlığın zafer ışığı. Yangın çıkaranları içine alıp eritiyor. Bakın, boksta olimpiyat şampiyonu kızımız Busenaz Sürmeneli, Tokyo’dan aynı yürekle parmağını sallıyor “Bir gider bin geliriz!”.
Vatana yönelik şiddet, kadına yönelik şiddetle buluşup saldırsa da kadının yükselen özgürleşme mücadelesi Vatan Savaşı’mız zafere ulaşana kadar sürecek.
Direneceğiz, yükselen Asya’da kadının erkeğiyle birlikte özgürleşeceği güne dek. Şimdi avucunuza aldığınız vatan toprağına bir daha bakın. Orada özgürleşmek için sel gibi akan bir güç göreceksiniz. Elbette o, kendine ve vatanına yabancılaştırılamayan devrimcinin gücüdür: Direnir yangınlara bir kadın, bir erkek, bir çocuk!