Direniş güçleri PKK/YPG’yi vurdu
Iraklı direniş grupları Suriye toprakları içinde Amerikan işgali altında bulunan el-Ömer üssünü vurdu. Operasyonda PKK/YPG’lilerin öldürüldüğü bildirildi
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin pazartesi günü bildirdiğine göre, Suriye'deki en büyük Amerikan üssü olan el-Ömer petrol sahasına önceki gece düzenlenen saldırıda terör örgütü Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) sözde Özel Görev Kuvvetlerinden altı terörist öldürüldü. En az 20 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı, Irak'taki “İslami Direniş” koalisyonu üstlendi.
‘DÜŞMAN KALELERİNİ YOK ETMEYE DEVAM EDİYORUZ’
Dün erken saatlerde Iraklı direniş grupları bombalı (İHA) saldırının ardından açıklama yayınladı. Iraklı gruplar yaptıkları açıklamada, el-Ömer petrol sahasındaki üsse yapılan saldırı sonrası "düşman kalelerini yok etmeye" devam ettiklerini belirtti. İngiltere merkezli Suriye Gözlemevi'nin başkanı Rami Abdel Rahman, saldırının üssün içindeki SDG'ye ait bir bölümü vurduğunu ve bunun “ABD'nin geçen hafta Suriye ve Irak'a düzenlediği saldırıların ardından İran yanlısı grupların Amerikan üslerine yönelik ilk saldırısı” olduğunu söyledi.
‘İHA’LAR SURİYE HÜKÜMETİ’NİN BÖLGESİNDEN ATEŞLENDİ’
Terör örgütü SDG de yaptığı açıklamada saldırıyı doğruladı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Suriye rejim çetelerinin kontrolündeki bölgelerden kalkan bir kamikaze İHA’nın Deyrezor'un doğusundaki el-Ömer sahasındaki eğitim akademisini hedef alması sonucu 6 savaşçımız hayatını kaybetti. Bu terör saldırısını kınarken, saldırının kaynağına uygun askeri cevap hakkımızı kullanacağımızı teyit ediyoruz.”
‘ABD GAYRİ MEŞRU ÇIKARLARI İÇİN VEKİL KULLANIYOR’
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, ABD’nin Suriye ve Irak’taki saldırıları ile İranlı askerlerin Suriye’deki varlığına dair değerlendirmeler yaptı. Aydınlık gazetesinin yerinde takip ettiği Bakanlık binasındaki haftalık basın toplantısında konuşan Kenani, ABD’nin saldırılarının Irak ve Suriye’nin egemenliği ile toprak bütünlüğüne aykırı eylemler olduğunu vurguladı. İran’ın bölgede vekil güçleri bulunmadığını söyleyen Kenani, aksine ABD’nin terör kimliği taşıyan İsrail rejimini, bölgede kendi stratejik hedefleri ve gayri meşru çıkarları noktasında vekil gücü olarak kullandığını söyledi. İranlı askerlerin Suriye devletinin resmi davetiyle ve yasal olarak bu ülkede bulunduğunu aktaran Kenani, Suriye ordusuna terörle mücadele danışmanlık yaptıklarını kaydetti.
“Eğer Amerika ve İngiltere bölgede barış ve güvenlikle ilgileniyorlarsa, bölgedeki diğer ülkelere saldırıp yasa ve yönetmelikleri ihlal etmek yerine Siyonist rejimi desteklemeyi bırakmalılar.” diyen Kenani, Washington’un “Savaşın genişlemesini istemiyoruz.” açıklamalarının yaptıkları eylemlerle çeliştiğini bildirdi.
‘MESAJLARIMIZ NET’
Bölgedeki gerilim konusunda İran’ın ABD ile doğrudan müzakere yürütmesine ihtiyaç olmadığının altını çizen Kenani, Tahran’ın mesajlarının açık ve net olarak aracılılar yoluyla Washington’a ulaştığını ifade etti. Kenani, “Bölgedeki krizin odak noktası, ABD ve İngilizlerin desteğiyle Siyonist rejimin acımasız savaşının devamıdır. Bölgedeki diğer ülkelere saldırmak, Suriye, Irak ve Yemen'in egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal etmek, kamuoyunun aklını krizin odak noktası olan Filistin'den diğer çevre bölgelere kaydırmaya yönelik beceriksiz bir girişimdir. Krizin merkezi hâlâ Filistin'deyken, temel çözüm bu zalim savaşın, bu rejimin vahşi saldırılarının ve soykırımının sona erdirilmesidir. İran'ın net pozisyonları ve net görüşleri var. Tüm çabaların bölgede barış ve istikrarın güçlendirilmesine odaklanmasını vurguluyoruz. İran, bölgedeki savaşın ve gerilimin kapsamını genişletmeye çalışmıyor. İran, Siyonist rejimin bölgedeki saldırılarını durdurmak için birçok çaba sarf etti.” dedi.
118 MİLYAR DOLARLIK PAKET OYLAMAYA SUNULACAK
ABD Senatosu önceki gün uzun süredir beklenen ve daha sıkı bir sınır güvenliği ile Ukrayna, İsrail ve Tayvan'a dış yardım hükümlerini bir araya getiren ulusal güvenlik ek yasasının metnini yayınladı. Yasaya ilişkin ilk oylamanın hafta ortasında yapılması bekleniyor. 118 milyar dolarlık paketin yarısından fazlası - yaklaşık 60 milyar dolar - Ukrayna'ya askeri yardım için ayrıldı. Bir diğer 14 milyar dolar İsrail'e ve 4,8 milyar dolar da Çin'le yaşanan gerilimlerin ortasında Washington'un Hint-Pasifik "ortaklarını" desteklemek için verilecek. Gazze, Batı Şeria ve Ukrayna'daki sivillere yönelik insani yardım için 10 milyar dolar daha harcanacak.
‘DEVLET KADEMESİNDE REVİZYONA GİDECEĞİM’
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, İtalya'nın RAI TG1 haber kanalına verdiği demeçte, Genelkurmay Başkanı Valery Zalujniy'yi görevden alma planıyla ilgili bir soru üzerine, liderlik ekibinde "ciddi" bir revizyon planladığını söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı ile üst düzey generali arasındaki gerilim, geçen yıldan bu yana artmış ve geçen hafta Zalujniy'nin yakında görevinden alınacağına dair çok sayıda haber çıkmıştı. Pazar günü yayınlanan röportajda Zelenskiy, ilk kez söylentilere değindi ve şu ifadeleri kullandı: "Bundan bahsettiğimizde, ordu gibi tek bir sektörde değil, bir dizi devlet liderinin değiştirilmesini kastediyorum. Bu değişimi düşünüyorum ama 'burada tek bir kişiyi değiştirdik' diyemezsiniz."
EN BÜYÜK SAVAŞ GEMİSİNİ TATBİKATA ÇIKARTAMIYORLAR
NATO tatbikatı Steadfast Defender 2024 için yola çıkmadan önce yapılan son dakika kontrolleri sırasında İngiltere’nin en büyük uçak gemisi HMS Queen Elizabeth'in sancak pervane şaftında önemli bir sorun olduğu anlaşıldı. Geminin 4 Şubat'ta denize açılması planlanıyordu. Onun yerine HMS Prince of Wales hazır hale getirilecektir. RN, HMS Prince of Wales ile ilgili geçmiş deneyimlerden çıkarılan acı derslerin bir sonucu olarak uçak gemisinin şaft hatları üzerinde ek kontroller başlattı. Bir inceleme sırasında sancak şaftındaki kaplinlerden biriyle ilgili endişeler ortaya çıktı. Filonun İngiliz Komutanı konuyla ilgili açıklamada şunları söyledi: "Dün yapılan rutin seyir öncesi kontrollerde HMS Queen Elizabeth'in sancak pervane şaftındaki bir kaplinle ilgili bir sorun tespit edilmiştir. Bu nedenle gemi pazar günü sefere çıkmayacaktır. HMS Prince of Wales NATO görevlerinde HMS Queen Elizabeth'in yerini alacak ve mümkün olan en kısa sürede Steadfast Defender tatbikatına doğru yola çıkacaktır."
